Galatasaray'la görüşme halinde olduğu iddia edilen Fatih Terim, "Hakkımda yazılanlar Galatasaray'a zarar veriyor. Galatasaray'la görüşmem olursa zaten sizlerle paylaşırım. Bu açıklamamdan sonra hala bu tarz haberleri yapanlar olursa onlara itibar etmemenizi rica ediyorum." dedi.
"SPORU DEĞİL, SPORUN GETİRDİĞİ BAŞARILARI SEVİYORUZ"
İnsanların sürekli hataları ve eksik yönlerinin konuşulduğunu belirten Terim, "Biz sporu değil, sporun getirdiği başarıları seviyoruz. Biz taraftarlığı seviyoruz. Üstelik sadece kazanmayı istiyoruz. Hayatın her alanında olduğu gibi, emek vermeden sonuç almayı istiyoruz. Şimdi sorunu anlayabilmek, çözüm önerileri üretebilmek için duruma sadece spor olarak mı bakmak lazım yoksa dürüstçe büyük resmi mi değerlendirmek lazım bir düşünelim. Sizce spor, yaşadığımız hayatın genel akışından ve düzeninden farklı olabilir mi? Olursa da ne kadar olabilir sorgulayarak başlamak lazım bence. Bakın maalesef toplumumuzda iki önemli duygu körelmiş vaziyette; güven ve takdir. Bu sebeple insanların iyi ve başarılı yönlerini değil, eksik ve hatalarını görüyor, bunları ön plana çıkarıp insanları yerden yere vurmaya bayılıyoruz. Takım çalışması, birlikte üretme kültürü, bir üretimin parçası olma mutluluğu bizim toplum olarak zayıf olduğumuz alanlar."
"TÜRKİYE'DE HERKES SPORU ÇOK BİLİYOR..."
Ülkede herkesin spor hakkında konuştuğunu ve bu konuda kendilerini üstat olarak gördüğünü söyleyen Terim, "Bir başka sorunumuz ise sporu herkesin çok iyi bilmesi. Kuşkusuz spor, herkesin kendini "üstat" gördüğü bir konu, üretmemiş, okumamış, çalışmamış, hiçbir başarısı olmayanların ahkam kestiği, estiği, gürlediği, yıktığı bir alan. O nedenle bu söylediklerimin ışığında gelin bundan sonra anlatacaklarıma bir kitap diye bakalım. Eğer sizlere kısaca bahsedeceğim başlıklar ilginizi çekiyorsa birlikte bu kitabı yazmak ve birlikte okuyup uygulamak için yola çıkalım."
"İYİ SPORCU YETİŞTİRMEK İÇİN ÇOCUKLARIMIZA YÖNELİK PROJELER YAPMAMIZ LAZIM"
Sporda başarının temelinin daha çocukken başlayacağını belirten Fatih Terim şunları söyledi:
"Az evvel ifade ettiğim kitabın iki bölümü var. İlki rasyonel hedefler. Biz genç nüfusu dünya ile kıyaslandığında son derece şanslı bir ülkeyiz. Bu yüzden aslında potansiyeli çok olan ve iyi değerlendirildiğinde fark yaratacak yetenekte ve kapasitede bir hamurumuz var. Hamur emek ister, bilgi ister, tecrübe ister, teorik ve pratik uygulama becerisi ister. Bunun için de önce undan başlarsınız. Kreş hatta anaokulu seviyesindeki çocuklarımıza temel hareket becerisi kazandırıp, spora dair branşların tadına bakma imkanı ile başlamalıyız. İlkokul düzeyinde bu branşlara dair deneyimleme sürecini devreye sokmalıyız. İlerleyen aşamalarda ise ilgisi, yeteneği, potansiyeli olan çocuklarımıza maya, su ve tuz katarak şekil vermeliyiz. Çocuklarımıza fiziksel ve aktif bir yaşamın varlığını kavratmak, sadece ülkemiz için yetiştireceğimiz sporcular bulmak için değil bir yaşam disiplini elde etmeleri ve fiziksel ve psikolojik olarak sağlıklı bir birey olmalarını da sağlamayı hedeflemelidir. Bakın sadece iyi sporcular yetiştirmekten bahsetmiyorum. Memlekete iyi ve sağlıklı evlatlar yetiştirmek de bu yoldan geçiyor. Ülkemizin belki de gelecekte en önemli sorunlarından olması muhtemel diyabet, obezite, uyuşturucu bağımlılığı, sigara, depresyon gibi sorunların önüne geçecek ve sağlık sistemini rahatlatacak çok ama çok ciddi bir eğitimden bahsediyorum. Daha 3-4 yaşında sporla tanışıp, sporun kültürünü ve nasıl yaşam biçimi haline getirileceğinin mantığını kavramış bir bireyin toplumsal olarak yaratacağı değeri skorla, başarıyla, ödülle veya parayla karşılayamazsınız. Benim önceliğim de bu. Sporun yaşamında nasıl kıymetli bir yeri olduğunu gören ve anlayan bireyler yetişmesini sağlayacak eğitim alt yapısı. Hamura kıvam verip mayalama süresi ikincil önemli adım. Doğru ısıda ve ortamda yani tesisiyle, hocasıyla, bir yandan genel eğitimini sürdürürken diğer yandan branşını layıkıyla yapacağı bir sistem sağlamak gerekiyor. Bugün düğmeye basarsak, bir kaç yıl sonra iyi bir elit sporcu aday havuzunu oluşturmayı başarıp, 10 yıl sonra da meyve toplamaya başlayacağımız gerçeğini unutmamalıyız. Rasyonel hedefler için daha çok şey söylenebilir. Kısa bir sürede reçete çıkarıp da önünüze sıralayacak değilim. Dikkat ederseniz sadece futbol odaklı da bakmıyorum meseleye."
"SPOR ENDÜSTRİYEL BİR HAL ALDI"
Sporun endüstriyel bir hal almasını da eleştiren Terim, "Gelelim duygusal hedefler konusuna. Şikayet etmek, söylenmek için demiyorum ama sporun endüstriyel bir hal alması sonrası kaybolan bir amatör ruh, destek olma arzusu, keyif unsuru ve sporun skora, ödüle ve başarıya odaklı bir branş olduğuna dair negatif tutumlar hepimizi yoldan çıkarabiliyor. Bu da toplumsal iki soruna neden oluyor: İşte konuşmamın başında da ifade ettiğim güven ve takdir duygusu eksikliğine. Kitabın ikinci bölümü olan bu duyguların yaşamımızdaki eksikliği, spora ve sporcuya bakış ve onlardan beklentiyle ilgili ciddi sorunlara sebep oluyor. Çabuk tüketiyor, kolay vazgeçiyor, hemen sırtımızı dönüyor, hemen harcayabiliyoruz. Meseleye bir bütün olarak bakmak gerekirse eğer sporun hayatlarımızdaki varlığının önemini sadece sporculara değil bu topraklarda yaşayan her bireye aktarmayı başarabilirsek, her bireyin bir sporcunun yaşadıklarına dair fikrinin, bilgisinin olmasını sağlarsak kısaca spor kültürünü en temelden vermeyi başarırsak ülkemizde farkındalığı yüksek spor izleyicisi, seyircisi de görebiliriz. Ülkemizdeki çocuk ve genç hamur, bu kitabı yazacak potansiyeli olan tecrübeli ve uzman kişilerin varlığı, bu kitabın yazılmasına destek verecek erk ve belki de bu kitaptan yararlanarak hayatı değişecek toplumumuzun varlığı benim inandığım ve güvendiğim yegane şey" değerlendirmesinde bulundu.
TERİM VE SÜREN YAN YANA
Bu arada tecrübeli teknik direktör Fatih Terim ile Galatasaray'ın eski başkanlarından Faruk Süren, paneli birlikte takip etti. Yan yana oturan ikili sohbet etti.