NİĞDE (AA) - ABDULLAH ÖZKUL - Niğde'de yakalandığı yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) yenen Niğde Gazeteciler Birliği Başkanı Hayrettin Yenel, hastalık ve tedavi sürecinde yaşadıklarını anlattı.
Yenel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, genellikle tedbirlere riayet ettiğini ancak iş yerinde görüştüğü maskesiz bir arkadaşı hapşırdığı sırada, kendisinde de maske bulunmadığını belirtti.
"Bir hapşırıkla başlayan süreçte, ilk zamanlarda semptom görülmedi, bu nedenle koronavirüse yakalandığımı düşünmedim." diyen Yenel, şöyle devam etti:
"5-6 günlüğüne yurt dışına gitmem gerekiyordu. Kovid-19 testi yaptırdım ve testim negatif çıktı. Problem olmadığını düşünerek yurt dışına çıktım. Yurt dışına gittikten 3-4 gün sonra mide bulantısı başladı. Bunu da hava değişikliği veya yemek dokunmuş olabilir diye düşünerek Kovid-19 olduğuma kendimi inandırmak istemedim. 3-4 gün çok ciddi karın ağrısı, bulantı ve yüksek ateş görmeye başladım. Özellikle geceler kabus gibiydi, sabah olmuyordu."
Yurt dışındaki sağlık kurumlarına güvenemediği için başvurmadığını dile getiren Yenel, Türkiye'nin bu konuda mükemmel olduğuna dikkati çekti.
"Bugün geçer, yarın geçer." diyerek tedaviyi ötelediğine işaret eden Yenel, şunları kaydetti:
"Türkiye'ye geldim ama hala Kovid-19'dan şüphelenmiyorum. Eve gelince hafif bir düzelme oldu ama ertesi gün çok daha kötü oldum ve 112 Acil Servisi aradım. Eve sağlık ekibi geldi ve 'bir an önce hastaneye yatırılmam gerektiğini 'söyledi. Hastanede tomografi çekildi, kan aldılar, ateşim çok yüksekti. Doktorlar tomografiyi görünce bulaşma olduğunu ve hastalığın ciğerlere indiğini söyledi. 14 gün tedavi gördüm. 3-4 günden sonra yavaş yavaş tedaviye cevap vermeye başladım. O 3-4 günü yaşamayan kesinlikle bilemez. Allah düşmanımın başına vermesin. Çok ciddi sıkıntılı bir süreçti."
Yenel, tedavinin 7'nci gününde sonra ilaçların etkisiyle kendine gelmeye başladığı belirterek, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çok güzel bir tedavi aldığını ve sağlık personelinin kendisiyle yakından ilgilendiğini söyledi.
Nefes problemi yaşadığı için tedavi sürecinde sürekli oksijen takviyesi aldığının altını çizen Yenel, sağlık çalışanlarına özverili çalışmalarından dolayı teşekkür etti.
- "İster istemez ölümü de düşünmek zorunda kalıyorsunuz"
Yenel, 14 günlük tedavi sürecinde serviste çalışan 2 doktor ve bir hemşirenin Kovid-19'a yakalandığını dile getirerek şöyle konuştu:
"Düşünebiliyor musunuz ne kadar fedakarlık var bu sürecin içinde. Sağlıkçılarımız bu riski bile bile meslekleri icabı bu görevi yapmak zorundalar. Bir hapşırıkla başlayan hastalığımda, bu işin geri dönüşünün olmayacağını düşünmedim değil, gerçekten düşündüm; Allah'ım bir günahımız varsa, bir hata yapmışsak... O günlerde sürekli dua ettim. İyi dostlar biriktirmişiz, çok büyük dualar aldık, hissediyorum. Her gün Kovid-19'dan ölen insanları duyuyoruz, diyorsun ki sen de insansın, sen de bunların içinden biri olacaksın, bunu düşünmemek mümkün değil çünkü Kovid-19 denen hastalığın sizi nereye sürükleyeceğini bilemiyorsunuz. Etrafınızda bunun örnekleri de olduğu için ister istemez ölümü de düşünmek zorunda kalıyorsunuz."
Doktorların ve eşinin kendisine sürekli iyileşeceği yönünde telkinlerde bulunduğuna işaret eden Yenel, bu sayede moralini yüksek tutmaya çalıştığını söyledi.
Yenel, Kovid-19'a inanmayan insanlar olduğunu belirterek, "İnanmadıkları için ısrarla maske takmayan, ısrarla bu hastalığın ciddi olmadığını söyleyen insanlar var. Hiç kimse buna inanmasın. Bu bir gerçek, Kovid-19 denen bir virüs var ve bu virüs sizi en basit, hiç ummadığınız noktada yakalayabiliyor ve kabus gibi geçen günler yaşatabiliyor. Birçok sevdiğimizi götüren bir hastalık, bunu herkesin önemsemesi gerekiyor." dedi.