İnce, işçi konfederasyonlarını ziyaret etti

- CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı İnce, Türk-İş, DİSK ve HAK-İŞ Konfederasyonlarını ayrı ayrı ziyaret etti - İnce: - "Halk tipi bir cumhurbaşkanı olacağım. Ankara'da trafik falan aksamayacak. 3 bin koruma, 100 araç böyle bir şey olmayacak. Sokakta bisiklete binen, simitçide oturabilin, esnaf lokantasında yemek yiyen, pazara giden... Böyle olacağız"

08 Mayıs 2018 Salı 16:06
İnce, işçi konfederasyonlarını ziyaret etti

ANKARA (AA) - CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, "Halk tipi bir cumhurbaşkanı olacağım. Ankara'da trafik falan aksamayacak. 3 bin koruma, 100 araç böyle bir şey olmayacak. Sokakta bisiklete binen, simitçide oturabilin, esnaf lokantasında yemek yiyen, pazara giden... Böyle olacağız." dedi.

İnce, Türk-İş, DİSK ve HAK-İŞ Konfederasyonlarını ayrı ayrı ziyaret etti.

Türk-İş Genel Merkezi'nde Genel Başkan Ergün Atalay ile bir araya gelen İnce, basın mensuplarına açıklamada bulundu.

Türkiye'nin ağır koşullardan geçtiğini, yoksulların da zenginlerin de gelecekten kaygı duyduğu için mutsuz olduğunu öne süren İnce, bunun değiştirilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin huzura, barışa ve gerginliklerin sona erdirilmesine ihtiyacı olduğunu vurgulayan İnce, bunun için Cumhurbaşkanı adaylarından randevu isteyerek görüşme talep ettiğini aktardı.

İnce, Türkiye’de 14 milyon işçinin 1 milyon 750 bininin sendikalı olduğuna dikkati çekerek, nüfusun bu kadar artmasına rağmen sendikalı işçi sayısının bu şekilde olmasının utanç verici olduğunu ifade etti.

Sendikaların "evet" dediğine "hayır", "hayır" dediğine ise "evet" demeyeceklerini belirten İnce, şöyle devam etti:

"Bizim derdimiz Recep Tayyip Erdoğan'ı indirmek falan değil. Bizim kişilerle işimiz yok. İstikrar kişiyle olmaz, partiyle de olmaz. İstikrar kurumlarla, kurallarla olur. 'Türkiye'yi parlamenter sisteme geri döndüreceğiz.' Böyle değil. Sanki bugün bir sistem var da bu kötü, geçmişteki iyiymiş. Öyle bir şey değil. Geri döndürmeyeceğiz. Türkiye'yi en ileriye götüreceğiz. İsveç'te, Danimarka'da, Hollanda'da ne oluyorsa... Bir kere hesap veren olacağız. 'Tayyip Erdoğan'ı yargılamayacak mısın?' diye soruyor. Hayır, benim işim yargılamak değil. Bizim görevimiz, adil bir yargı, bağımsız bir mahkeme, hukukun üstünlüğü, evrensel kurallar. Bunu sağlayacağız. İlk işimiz yargı. Yani cumhurbaşkanını yargılayacak hakimler istiyorum. Onların karşısına geçip düğmeyi iliklemek, hesap vermek bir cumhurbaşkanını üzmemeli, beni üzmez. Adil bir yargı düzeni kurduğumuzda her şey kendiliğinden olacaktır zaten. Ona bağlı olarak ekonomi gelişecek. Çünkü yabancı yatırımcı Türkiye'ye güven duyacaktır."

İnce, cumhurbaşkanı bir salona girdiğinde ayağa kalkmayan, düğme iliklemeyen, çay toplamayan hakimler bulacaklarını, böyle hakimlerin olduğunu söyledi.

Yoksulluğun, Türkiye'nin kaderi olmadığını belirten İnce, "Derdimiz Recep Tayyip Erdoğan'ı indirmek değil. Derdimiz doları, avroyu, faizleri, benzin, mazot fiyatını indirmek. Tayyip Erdoğan'ı indirdiğimizde bu dediklerim iniyorsa, arkadaş da bir zahmet iniversin, bir şey olmaz. 80 milyon ondan daha değerli. Hiçbir korkumuz, inançsızlığımız yok. Bunu başaracağımıza inanıyoruz." ifadesini kullandı.

- "Simitçiye dahi çağırsa giderim"

Muharrem İnce, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan randevu istediniz, 'Külliyeye değil, partime davet edebilirim.' dedi. Bu konudaki yorumunuz nedir?" sorusu üzerine İnce, "(Partime davet edebilirim, hem ayağı alışsın) dedi. Sayın AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayının partisine benim ayağım alışmaz. Bence saraya davet etmemesinin nedeni, ayağım oraya alışır diye korktu herhalde. Oraya gelirsem ayağı alışır, bir daha buradan çıkmaz diye düşünmüştür." dedi.

Erdoğan randevu verirse gideceğini belirten İnce, memleket işlerinde küslük olmayacağını, simitçiye dahi çağırılsa gideceğini bildirdi.

Memleketin sorunlarını çözmek istediğini vurgulayan İnce, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Halk tipi bir cumhurbaşkanı olacağım. Ankara'da trafik falan aksamayacak. 3 bin koruma, 100 araç... Böyle bir şey olmayacak. Sokakta bisiklete binen, simitçide oturabilin, esnaf lokantasında yemek yiyen, pazara giden... Böyle olacağız. Bütün emeğimizi, yüreğimizi, gönlümüzü millet için ortaya koyacağız. Tepeden bakmak yok. Geleneklerine geri dönecek Türkiye. Cumhurbaşkanlığı makamı olarak Çankaya Köşkü'nü kullanacağım. Sarayın ışıklarını kısacağım. Çok fazla ışık var, 24'ünün akşamı ışıkları azaltacağım. Orayı gençlere vermeyi düşünüyorum."

- "Bir imza kalsa, kendim bile veririm"

İnce, "Cumhurbaşkanlığı seçimi için bütün adaylara 100 bin imza verilmesini destekler misiniz?" sorusuna, "Bütün adaylara, herkese imza konusunda yardımcı olunması noktasındayım. Bu sadece Sayın Perinçek için değil, herkes için geçerli. Bu konuda yardımcı olunması gerektiğini öteden beri söylüyorum. Tavrım budur. Emin olun ki son bir imzaya kalsa, rakiplerime kendim bile imza verebilirim?" diye yanıtladı.

"İşçilerin en güçlü silahı olan grev yaptırılmıyor? Örgütlenme yaptıkları için tutuklanan sendikacılar var. Cumhurbaşkanı olduğunuzda grev ertelemeleri, sendikal örgütlenmelerle ilgili tasarrufunuz ne olacak?" sorusu üzerine İnce, OHAL'i kaldırarak grev ertelemelerini bitireceklerini, haksız tutuklamaları bağımsız yargıyla çözeceklerini belirtti.

"Kürt sorununun çözümüne ilişkin bir projeniz var mı?" sorusuna İnce,
"Ayak üstü cevap vermeyeceğim. Çarşamba Edirne'de, perşembe Hakkari'de, cuma Rize'deyim. Kürt sorunu aynı zamanda bir ahlak sorunudur. Politikacılar, Kürt sorununu ahlaksızca kullandılar. Edirne'de başka, Hakkari'de başka, Rize'de başka konuştular. Herkesin gönlünü almaya çalıştılar. Ben, bilerek seçilmiş bu 3 şehirde 3 gün arka arkaya aynı şeyleri konuşacağım. Kimseyi kandırmayacağım, kimseye yalan söylemeyeceğim, yapamayacağım hiçbir şeyi vaat etmeyeceğim." yanıtını verdi.

- "Gariban kamyon şoförünün oğluyum"

İnce, Türk-İş'in ardından DİSK Genel Merkezi'nde Genel Sekreter Arzu Çerkezoğlu ve eski DİSK Genel Başkanları Kani Beko ve Süleyman Çelebi ile bir araya geldi.

İnce, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin TBMM Grup Toplantısında kendisine ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik ifadeler kullandığını belirtti.

"Türkiye yanıyor. Dolar olmuş 4.3, benzin olmuş 6, mazot olmuş 5.5 lira. Türkiye bu halde, bana 'gariban, kukla' diyor, Genel Başkana 'karikatür' diyor. Bir şeyler söylüyor." diyen İnce, şöyle devam etti:

"Ben baba tarafından Selanikliyim, anne tarafından Rizeliyim. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Sayın Erdoğan’a sesleniyorum; meydanlarda böyle laflar etme hemşerim. Bırak bu işleri. Gel memleketin sorunlarına çare olalım. Gariban olmak şaibeli olmaktan, şaibeli para sahibi olmaktan iyidir. Evet doğru söylüyorsun, ben gariban kamyon şoförü rahmetli Hacı Şerif’in oğluyum. Evet, doğru söylüyorsun, 16 yıldır milletvekiliyim, 14 senesi kirada geçti, son 1,5 yıldır burada evim var. Bu memleketin çoğu gariban. Biraz da senin yüzünden sonradan gariban oldular. Gel bu garibanların sorunlarına çare olalım."

- "Kendi arkadaşlarıma fırça attım"

Erdoğan'ın ayrıca "Partisine genel başkan olamadı, Cumhurbaşkanı adayı oldu" dediğini de aktaran İnce, "Hatırlatırım, kendisi de Beyoğlu belediye başkanı olamamıştı. Hatta 1991 seçimlerinde milletvekili adayıydı, milletvekili de seçilememişti. Demek ki siyasette bunlar oluyor. Sayın Abdullah Gül de Fazilet Partisi'ne genel başkan olamadı ama cumhurbaşkanı oldu. Bunlar oluyor." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, kendisi için "Maceralarını hep birlikte önümüzdeki günlerde göreceğiz." dediğini de aktaran İnce, "Eksik söylemiş. Bir adayın maceralarını görmek olmaz. Öyle olacaksa hepimizin maceralarını millet görecek ortada. Sen konuşacaksın, ben armut toplamayacağım herhalde. Konuş bakalım önce de söz bir de bana gelsin. O mikrofonu bir de ben alayım, millet hepimizin maceralarını bir dinlesin." diye konuştu.

İnce, Türkiye'de bir büyük şemsiye kuracaklarını, ülkeyi demokratikleştireceklerini, çalışma yaşamını evrensel standartlar ölçüsünde düzenleyeceklerini vurgulayarak, şu görüşlere yer verdi:

"İnsanlarımız, 'cumhurbaşkanına hakaret' suçuyla karşılaşmayacaklar. Bu madde değiştirilmelidir. Cumhurbaşkanı meydanlarda 'tezek' demezse, 'gariban' deyip aşağılamak istemezse, 'kukla, karikatür' demezse, İsmet Paşa'ya, Atatürk'e laf söylemezse, toplumu germezse, millet de cumhurbaşkanına laf söylemez."

- "Kendi yoğurdum ekşi diyebilirim"

"Dün Kılıçdaroğlu ile görüşmeye CHP Genel Merkezi'ne geldiğinizde, asansörde partililerinize yönelik sözleriniz oldu. Bu konuda ne demek istersiniz?" sorusuna İnce, "Kendi arkadaşlarıma fırça attım size ne? Onlar benim partilim. Benim akrabalarım onlar, partililerim. Ben de bu partide ilçe başkanlığı, il başkanlığı, milletvekilliği, grup başkanvekilliği yapmış, cumhurbaşkanı adayı olarak kendi arkadaşlarıma, akrabalarıma fırça attım. Var mı kimsenin bir diyeceği? Bu kadar basit. Kendi yoğurdum ekşi diyebilirim ben." yanıtını verdi.

- "Sınav ücretleri kalkacak"

İnce, son olarak da HAK-İŞ Genel Merkezi'nde HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şahin ile görüştü.

İnce, genç işsizliğe dikkati çekerek, "Gençler bir sürü sınava giriyorlar. Bu çocuk iş bulamamış zaten, 200-300 lira sınav ücreti utanç verici bir durumdur. 24 Haziran'da fizik öğretmeni cumhurbaşkanı olduğumda, bütün sınav ücretlerini hemen kaldıracağım. Henüz meslek sahibi olmamış insanından sınav için para isteyen bir devlet olamaz." dedi.

Kamuda yükselmek için objektif kriterler koyacaklarına dikkati çeken İnce, milletin uzlaştırılmasını istedi.

Erdoğan'ın ilk zamanlarına "çıraklık", ikinci dönemine "kalfalık", sonrasına ise "ustalık" dönemi dediğini anımsatan İnce, "16 yıl oldu, yoruldu. Şimdi bir emeklilik dönemi yaşasın ve bu kardeşine bir yol versin. Bir şey olmaz bundan. Ben istemiyorum 16 sene. Bana 5 sene yeter. Ben düzlüğe çıkarırım bu memleketi 5 senede." ifadesini kullandı.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.