ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin serbest piyasa ekonomisinden ve kambiyo rejiminden en küçük bir geri adım atmaya ne niyeti vardır ne de böyle bir ihtiyacı vardır. Biz, bu oyunu kendi kurallarıyla oynayarak hedeflerimize ulaşacağız." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Ekonomi programlarına yönelik her eleştiriyi dikkatle dinleyip, inceleyip, önüne, arkasına baktıklarını belirten Erdoğan, kurdaki dalgalanmadan ve fahiş fiyat artışlarından canı yandığı için söylenen vatandaşları anladıklarını, iyi niyetle yapılan her eleştiriyi saygıyla karşıladıklarını, hayırhahlıkla yapılan her teklifi de samimiyetle değerlendirdiklerini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:
"Bununla birlikte sureti haktan görünerek, Türkiye'nin siyasette, diplomaside ve güvenlikte olduğu gibi ekonomide de hak ettiği konuma gelmesinin önünü kesmeye yönelik sinsi çelmelere eyvallah etmiyoruz, etmeyeceğiz. Ülkenin ve milletin hayrına yapılan hiçbir işe destek vermemiş, desteği bir kenara bırakalım şöyle yarım ağız bir takdir ifadesi kullanmamış olanların, insanımızın derdiyle dertleniyor edasıyla yaptıkları riyakarlığın bizim nezdimizde hükmü yoktur.
Geçmişte gazete ilanlarıyla hükümet devirip, hükümet kurmayı alışkanlık haline getirenlerin 'genel kabul görmüş iktisat bilimi kurallarına hızla dönülmeli' diyerek sergilediği karın ağrısının sebebini gayet iyi biliyoruz. Aynı şekilde ülkenin içinden geçtiği tarihi dönüşüm sürecine destek vermesi gerekirken 'piyasaların ivedilikle istikrara kavuşmasını sağlayacak acil önlemler alınması' çağrısıyla olumsuzluğu körükleyerek safını şaşıranları da yakından takip ediyoruz. Yine Merkez Bankasının faiz indirimi kararıyla dövizdeki akıl dışı yükselişi önlemek için yaptığı müdahaleleri aynı paranteze alarak kendilerince cinlik yapanları dikkatle izliyoruz. Kambiyo rejimi türü tartışmalar açarak ülkesini ve milletini sırtından hançerlemeye çalışanların hangi sinsilikler peşinde koştuklarının farkındayız. Swap anlaşmalarının önceden belirlenmiş kur düzeyinden yapıldığı dedikodularını ortaya yayanların hangi alçak hesaplara hizmet ettiğini de biliyoruz. Açıklamalarıyla, analiz adı altında dolaşıma soktukları art niyetli yorumlarıyla milletimizi, ülkeleri, yönetimleri, gelecekleri konusunda kötümserliğe sürüklemek isteyenleri dikkatle not ediyoruz. İnşallah bir süre sonra dengeler yerine oturup, ülkemiz hedeflerine bir adım daha yaklaştığında bu felaket tellalı muhterislerin her sözlerini, her beyanlarını alınlarına yaftalayacağız."
Her zaman milletin ne dediğine, ne istediğine baktıklarını dile getiren Erdoğan, "Türkiye'nin serbest piyasa ekonomisinden ve kambiyo rejiminden en küçük bir geri adım atmaya ne niyeti vardır ne de böyle bir ihtiyacı vardır. Biz, bu oyunu kendi kurallarıyla oynayarak hedeflerimize ulaşacağız. Aksini iddia eden veya düşünen dönüp kendini sorgulamalıdır." diye konuştu.
- "Biz, dün bu ülkede yönetime gelmedik"
Bunca zamandır faizlerin yükseltilmesinden başka tek bir çözüm teklifi sunamayanların, Türkiye'yi de dünyayı da doğru okuyamadıklarının ortada olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Amerika'ya, tüm Batı'ya baksınlar. Şu anda onların faiz politikaları nasıl çalışıyor, onu izlesinler. Çin'e, Hindistan'a baksınlar. Onların faiz politikaları nasıl çalışıyor, onu görsünler. Görecekler ki Amerika başta olmak üzere, sıfır faiz, eksi, bu tür faizler var. Öbür tarafta bakıyorsunuz, Çin, Hindistan buralarda 6, 7, 8 faiz politikaları var. Ve biz, şu anda faizdeki indirimle beraber, evelallah zaman bunu gösterecek, birkaç ay sonra enflasyon nasıl düşmeye başlayacak, bunu hep beraber yaşayacağız. Türkiye'nin geçtiğimiz 19 yıl nereden nereye geldiğini ve artık böyle bir ekonomik dönüşüme hazır olduğunu her fırsatta teorik çerçevesiyle, verileriyle, örnekleriyle anlatıyoruz. Biz, dün bu ülkede yönetime gelmedik. 19 yıl önce göreve geldiğimizde faiz neredeydi, enflasyon neredeydi ve biz faizi nereden nereye indirdik, enflasyonu nereden nereye çektik lütfen şöyle bir geçmişi incelesinler, baksınlar. Ve bunu da hangi yönetim yaptı görsünler. Biz yaptık. Ve şimdi yine aynısını biz yapacağız. Ve biz burada kalkıp da ülkedeki ekonomi nedir, bundan anlamayanların ağzına bakacak halimiz yok. Biz yaşadık, biz uyguladık ve yaşayışımızla da uygulayışımızla da faizi de enflasyonu da nereden nereye çektiğimiz ortada."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete söz verdikleri şekilde, Türkiye'yi eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, spordan sosyal yardımlara kadar her alanda bugünler için hazırladıklarını söyledi.
- "Küresel güçler ekonomik kavga veriyor"
Türkiye'de durum buyken dünyadaki vaziyete dikkati çeken Erdoğan, dünya ekonomisinin yüzde 80'ini oluşturan küresel güçlerin yakın tarihin en büyük ekonomik kavgasını verdiğini vurguladı.
Küresel finans krizinin yaşandığı 2008'den bu yana tüm büyük ekonomilerin tek amacının kendi ülkelerindeki istihdamı korumak olduğuna işaret eden Erdoğan, çok güçlü finans yapılarına sahip olmalarına rağmen, sürekli parasal genişlemeye giden gelişmiş ülkelerin kendi aralarındaki görünmez savaşın sebebinin bu olduğunu ifade etti.
Avrupa Merkez Bankasının da Amerika Merkez Bankasının da Japonya Merkez Bankasının da Çin Merkez Bankasının da diğerlerinin de para politikalarının istihdamı koruma merkezli belirlendiğinin altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Çılgınca para basan, faizleri sıfıra yakın ve hatta ekside tutan, merkez bankası bilançolarını neredeyse milli gelirleri seviyesine çıkartan bu ülkeler, belirsizlik batağından hala kurtulamadıklarını bizzat kendileri itiraf ediyorlar. Geçmişte ülkemizi hazırlıksız şekilde Gümrük Birliğine girmeye zorlayanlar, ekonomimizin beklenmedik bir şekilde bu sürece uyum sağlaması ile umdukları kadar vakit kazanamamışlardı. Avrupa ülkeleri avroya geçiş sürecinde paralarını bir gecede yüzde 50 devalüe ederlerken, Türkiye bunun dışında tutulmak suretiyle sanayimize ve ticaretimize görünmez engeller konmuştu. Buna rağmen özellikle hükümetlerimiz döneminde verdiğimiz emekler ve yaptığımız fedakarlıklar sayesinde sanayimizi ayakta tutmayı, ticaretimizi ve ihracatımızı geliştirmeyi başardık. Şimdi de aynı amaçla farklı argümanlar ve araçların devreye sokulduğu bir süreç yaşıyoruz. Dünya 90 trilyon doları kamuya ait olmak üzere toplamda 220 trilyon doları geçen bir borç batağında yüzerken, Türkiye'ye ısrarla faizlerin yükseltilmesini dayatmak, insanların aklıyla dalga geçmekten öte anlam taşımaz."
(Sürecek)