CHP MYK olağanüstü toplandı

- Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Tezcan: (2) - "(Taşeronların kadroya alınması) Bütün olumsuzluklara rağmen, sınırlı da olsa, belirli bir miktar taşeronda çalışan işçiye kısmen kadro verilmiş olması sevindirici bir husustur. Şimdi derhal bu eksiklikleri gidermek gerektiğini konuşmak durumundayız. Getirilen düzenlemede eşitlik yok. Bütün taşeron işçiler kapsam içerisine alınmamıştır" - "Çalışma Bakanı dün açıklama yaptı, baklayı ağzından çıkardı '450 bin kişiyi etkileyen bir düzenleme yaptık' dedi. Taşeronda çalışanların sayısının yaklaşık 1 milyon olduğu biliniyor. Bunların tamamını kapsayan bir düzenleme yapılmamıştır" - "Yürütme organı, yargı organlarını KHK ile düzenleyemez. Olağanüstü hal size bu yetkiyi vermiyor. Olağanüstü hal size, 'darbe girişimiyle mücadele edin' yetkisi veriyor. Onun dışında başka bir yetki vermiyor. Sana ne Yargıtayın üye sayısından? Niye Yargıtay ve Danıştaydaki hakimlerle uğraşıyorsun"

25 Aralık 2017 Pazartesi 17:16
CHP MYK olağanüstü toplandı

ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, taşeronların kadroya alınmasına ilişkin, "Bütün olumsuzluklara rağmen, sınırlı da olsa, belirli bir miktar taşeronda çalışan işçiye kısmen kadro verilmiş olması sevindirici bir husustur. Şimdi derhal bu eksiklikleri gidermek gerektiğini konuşmak durumundayız. Getirilen düzenlemede eşitlik yok. Bütün taşeron işçiler kapsam içerisine alınmamıştır." dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde olağanüstü toplandı.

Tezcan, toplantının ardından yaptığı açıklamada, Türkiye'de toplum ve devletin militarize edilmeye, tek adam rejimi oluşturulmaya çalışıldığını savundu.

Tek adam rejimlerinin militarist bir biçimde tahkim edildiği rejimlerin adının "diktatörlük" olduğunu belirten Tezcan, "Başkalarını 'faşistlikle itham eden AK Parti Genel Başkanına sesleniyorum; yapılan uygulamaların siyaset literatüründe, tarihinde adı çok bellidir. Buradan demokrasi değil, buradan faşist rejimler, diktatörlükler çıkar. Türkiye bu noktaya doğru ne yazık ki sürüklenmiştir." ifadesini kullandı.

Tezcan, dünden bu yana en çok tartışılan maddenin, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 121. maddesi olduğunu hatırlatarak, bu maddenin "cezasızlık hükmü içerdiğini" bildirdi.

Bu maddeye göre, resmi sıfatı olsun ya da olmasın sokaktan geçen bir kişinin, "Ben terörle mücadele ediyorum" diye suç işlemesi durumunda ceza almayacağına değinen Tezcan, "Hiçbir hukuk devletinde, bırakın hukuk devletini hiçbir ciddi devlette olmaması gereken bir şey. Nerede olur? Militarist, faşist devletlerde, paramiliter güçler kurarak toplumu kontrol etmek isteyen, sivil milisler eliyle toplumu korkutmak ve terörize etmek isteyen diktatörlüklerde olur. Bunların tarihlerde acılı örnekleri yaşandı." dedi.

"Bu madde, iktidar eliyle, sivil silahlı çete kurma maddesidir." değerlendirmesini yapan Tezcan, iktidarın "Niyetimiz bu değil." dediğini aktardı. Tezcan, "Niyetiniz bu değilse, niyetinizi doğru ifade edin." diye konuştu.

- "Günahı olmayıp da öldürülenlerin hesabı ne olacak"

Bu hükmün, bir örtülü af getirdiğini öne süren Tezcan, bunun TBMM'de 5'te 3 çoğunlukla yapılabildiğine dikkati çekti.

"Peki 'darbe girişimine karıştı' adı altında günahı olmayıp da öldürülenlerin hesabı ne olacak? Devlet bu hesabı da sormakla yükümlü değil mi?" sorusunu yönelten Tezcan, şöyle devam etti:

"Bu, aynı zamanda bir cezadan muafiyet. Yani 'terörle mücadele ediyorum adı altında, benim koruma ve kollamam altında bunları yaparsan, ben sana ceza verilmeyecek bir ortam yaratabilirim'in işaretidir. Bu çok tehlikeli bir süreçtir. Bu, toplumun bağrına fitili çekilmiş bir bomba koymaktır. Ne yapmak istiyorsunuz? Türkiye'yi bir ateşin içine atmak peşinde misiniz? Tarihimizde acılı deneyimler var. Türkiye'yi kendi içerisinde bu acılı deneyimlerin yeniden yaşanacağı bir cehennem ortamına taşıma niyetinde misiniz? Böyle bir akılsızlık, aymazlık nasıl olabilir anlamakta zorluk çekiyoruz. Milletin huzurunu bozmayın."

Parti Sözcüsü Tezcan, "Ne kadar salih olursanız olun, aşağıda, tabandaki insanlar kendilerince işgüzarlık yapıp, böyle bir toplumsal çatışmanın fitilini ateşlerse ne yapacaksınız? Devlet, hükümet sorumluluğuyla bağdaşan bir tutum mu?" diyerek, iktidarı tehlikeli uygulamalardan vazgeçmeye çağırdı.

- "Tekrar sizi affedeceğine inanıyor musunuz"

Aynı KHK'de yüksek yargı, Yargıtay ve Danıştaya ilişkin de düzenlemelerin yer aldığını, Yargıtaya 100, Danıştaya 16 yeni üye getirildiğini hatırlatan Tezcan, "Bu yöntem, tanıdık bir yöntem Sayın Erdoğan. Yeni icat edilmiş bir yöntem değil. FETÖ icadı yöntem. FETÖ icadı yöntemleri kullanarak, FETÖ ile mücadele edemezsin." ifadesini kullandı.

Tezcan, Yargıtaya "160 militan" atayıp, sonra da "Allah verdikçe veriyor" diyenin AK Parti iktidarı olduğunu savunarak, "Ondan sonra da 'terör örgütü devletin içine yerleşti' diye yakınmaya başladınız. 'Allah da millet de bizi affetsin' dediniz. FETÖ usulü yöntemleri yapmaya devam ederek, Allah'ın ve milletin sizi tekrar tekrar affedeceğine inanıyor musunuz? Kimi kandırıyor sunuz?" diye konuştu.

İktidarın, 1,5 yıl önce Yargıtay ve Danıştayın üye sayılarını "içtihat mahkemesi olsun" diye indirme kararı aldığını hatırlatan Tezcan, üye sayıları yeniden artırılarak "talimat mahkemesi" arandığını ileri sürdü.

Türkiye'nin böyle bir kötülüğü hak etmediğini belirten Tezcan, şu görüşlere yer verdi:

"KHK'ler ile yüksek yargıyı düzenleyemezsiniz. Yürütme organı, yargı organlarını KHK ile düzenleyemez. Olağanüstü hal size bu yetkiyi vermiyor. Olağanüstü hal size, 'darbe girişimiyle mücadele edin' yetkisi veriyor. Onun dışında başka bir yetki vermiyor. Sana ne Yargıtay'ın üye sayısından? Niye Yargıtay ve Danıştay'daki hakimlerle uğraşıyorsun? Niye uğraştığını biliyoruz. Çünkü diktatörlük peşindesin."

- "Guantanamo özentisi"

KHK ile tutuklulara tek tip elbise şartı getirildiğini de anımsatan Tezcan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bunun tek bir adı vardır, Guantanamo özentisi. Guantanamo özentisi içerisindesiniz. Bunu ben söylemiyorum, bunu AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan söylüyor, örnek verdiği yer Guantanamo. Aldığı örneğe bakın, dünyanın nefret ettiği bir örneği bizim halkımıza, milletimize, Türkiye'ye layık gören bir kişiyle karşı karşıyayız. Bu kişi devleti idare ediyor şu anda. Tek tip elbise, darbe dönemlerinin ürünüdür. 12 Eylül askeri darbesi dönemini Türkiye unutmadı, hafızalardadır. 12 Eylül cuntacıları, cezaevlerinde tek tip elbiseyi dayatmıştır ve hafızalarımızda çok acı hatıraları vardır. Bu uygulama bile 20 Temmuz darbesi koşullarının devam ettiğini göstermeye yeter. Bu, masumiyet karinesine açıkça aykırıdır."

Bunun, önyargılı ve intikam alma yargılamasının işareti olduğunu savunan Tezcan, "Yarın kimin o elbiseyi giymek zorunda kalacağı belli olmaz. Siyaset, hayat cilvelidir. Kimin nerede olduğunu bilemezsiniz. Bugün buradasın, yarın oradasın. Herkes için geçerlidir bu. Onun için sadece bir yol vardır şaşmayacağımız, evrensel hukuk ilkeleri. Evrensel hukuk ilkelerini çiğneyerek Türkiye'yi hiçbir yere taşıyamazsınız." dedi.

- "Durumu kurtarmaya dönük bir düzenleme"

Taşeron işçilerin kadroya alınmasına ilişkin KHK'deki düzenlemeye de değinen Tezcan, taşeron işçilerin kadroya geçirilmesinin, CHP'nin sahibi ve takipçisi olduğu bir proje olduğunu bildirdi.

Tezcan, 7 Haziran 2015 seçimlerinden bu yana bu projenin takipçisi olduklarını aktararak, iktidarın en azından söylem düzeyinde bunu kabul etmek zorunda kalmasının sevindirici olduğunu belirtti.

Taşerona kadro verilmesi düzenlemesi sırasında Parlamento'nun, işçi sendikalarının ve çalışma örgütlerinin devre dışı bırakıldığını, durumu kurtarmaya dönük bir düzenleme yapıldığına işaret eden Tezcan, şu görüşlere yer verdi:

"Yetersizdir, eksiktir, tamamlanması gerekir. Tabii burada bütün bu olumsuzluklara rağmen, sınırlı da olsa, belirli bir miktar taşeronda çalışan işçiye kısmen kadro verilmiş olması sevindirici bir husustur. Şimdi derhal bu eksiklikleri gidermek gerektiğini konuşmak durumundayız. Getirilen düzenlemede eşitlik yok. Bütün taşeron işçiler kapsam içerisine alınmamıştır. Özellikle 26 özel bütçeli kuruluş ve 26 kamu iktisadi teşekkülü kapsam dışı bırakılmıştır. 10 binlerce işçi demektir bu. Bunlar kapsam dışındadır. Çalışma Bakanı dün açıklama yaptı, baklayı ağzından çıkardı '450 bin kişiyi etkileyen bir düzenleme yaptık' dedi. Taşeronda çalışanların sayısının yaklaşık 1 milyon olduğu biliniyor. Bunların tamamını kapsayan bir düzenleme yapılmamıştır. İl özel idareleri ve belediyelerde çalışanlar için kadro verilmemiş, bunların belediye iktisadi teşekküllerine geçişleri sağlanmıştır. Bu da arzu edilen kadro düzenlemesi değildir."

- "Neyin sınavını yapacaksın"

Taşeronların kadroya alınması için sınav da getirildiğini belirten Tezcan, "Neyin sınavını yapacaksın? Bu yıllardır orada çalışıyorsa, bu işi yapıyorsa, zaten sınavı işin içerisinde olmuş demektir. Kendini kanıtlamış. Bir daha neyin sınavını yapacaksın? Sınav dediğin anda, gerçekten kadro vermek değil, yeni yandaşlara kadro açma peşinde olduğunun işaretidir bu." dedi.

Kadro için "güvenlik soruşturması" şartının da bulunduğuna dikkati çeken Tezcan, "Çalışan işçiyi kadroya alacaksın, başbakanlık müsteşarı mı atıyorsun? Neyin güvenlik soruşturması?" sorusunu yöneltti.

Tezcan, kadroya geçenlerin "haklarından feragat etmesi"nin istenmesini eleştirerek, tam kadrolu çalışma hakkı mücadelesinin devam etmesi gerektiğine işaret etti.

- "Biz seçime hazırız"

"KHK'lerle ilgili TBMM'nin olağanüstü toplantıya çağrılması gündeminizde var mı?" sorusuna Tezcan, "Parlamentonun çalışması, bu sürece müdahil olması gerektiğini her zaman söylüyoruz. Bu konuda gerekli karar verilip, gerekli adım atılabilir. O noktada yetkili kurullarımız bir karar verecek ve ona göre hareket edeceğiz." yanıtını verdi.

"Taşeronlara kadro verilmesi, Başbakan Yıldırım'ın yeni kadrolar açıklaması erken seçim iddialarını biraz daha kuvvetlendirdi. Bu bağlamda, 2018'de erken seçim ihtimalini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu Tezcan, "Muhalefet partisi her zaman seçime hazırdır ama bugün Türkiye'de temel mesele, demokratik hak ve özgürlüklerin sağlanacağı OHAL rejiminden Türkiye'nin çıkacağı bir güvenli sürece gitmektir. Ne zaman diyorlarsa, biz seçime hazırız." diye yanıtladı.

"696 sayılı KHK'nin 121. maddesi ile ilgili AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, '15-16 Temmuz tarihlerini kapsıyor sadece' dedi. Değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine Tezcan, "Öyle diyorlarsa doğru yazsalardı. 'Ondan sonra devam eden süreçte de teröre karşı mücadele edenleri ben cezasız bırakacağım' demesi neyi ifade ediyor?" ifadesini kullandı.

(Bitti)

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.