ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Öğretmenler Meslek Kanunu çıkarılması ve öğretmenlerin özlük haklarının ayrı bir kanunla düzenlenmesi gerektiğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, partisinin eğitim politikaları genel başkan yardımcılığı tarafından Yenimahalle Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde düzenlenen İkinci Yüzyılda Eğitim Hakkı Çalıştayı'na katıldı.
Eğitimin, bir topluma sınıf atlatan, toplumu çağdaş uygarlığa ulaştıran temel faktör olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Biz yeteri kadar eğitime önem verdik mi?" sorusunu yöneltti.
"Bir yüzyılı bitirdik. Bir yüzyılı bitirirken istedik ki eğitim sorununu da büyük ölçüde aşmış olalım. Ama bugün geldiğimiz noktada, çok güzel başlayan eğitim süreci zaman içinde ciddi aksamalara yol açtı." diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Çocuklarımızı yeri geldi denek olarak kullandık. Bunu yaparken de eğiticileri, öğretmenleri dinlemedik. Oturduk masanın başına kararı biz verdik, sonuçta bugünkü tablo çıktı ortaya. 4+4+4 sistemi parlamentoya geldiğinde bunun yanlış olduğunu, kalkınma planlarında olmadığını, eğitim şuralarında, Bakanlar Kurulunda görüşülmediğini, Milli Eğitim Bakanlığında görüşülmediğini, 5 milletvekilinin imzasıyla bu teklifin verildiğini, 5 milletvekilinin de eğitimci olmadığını söyledik. 'Bir nesil de gitse iki nesil de gitse biz bunu yapacağız.' anlayışı egemen oldu. Bugünkü tablo hepimizin yüreğini burkan bir tablo. Biz bu işi nasıl aşarız? Eğitimin öznesini öğretmen oluşturur. O zaman öğretmeni toplumun en saygın, en itibarlı konumuna getirmek zorundayız."
Kendi okul yıllarında toplumun her kesiminin öğretmene büyü saygı gösterdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, zaman içinde o saygının büyütüleceğine azaldığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Artık öğretmenler için Öğretmenler Meslek Kanunu diye özel bir yasanın çıkması lazım. Nasıl savcılar ve hakimler için ayrı bir kanun varsa öğretmenler için de ayrı bir kanun çıkması lazım. Özlük haklarının ayrı bir kanunla düzenlenmesi lazım. O toplumun çok ayrıcalıklı kesimini temsil ediyor öğretmen, sıradan bir meslek değil öğretmenlik." diye konuştu.
Öğretmenin "657" cenderesinden çıkartılıp farklı bir yere oturtulması gerektiğini, bu yasanın içine mutlaka 3600 ek göstergenin konulmasını istediklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, öğretmenlerin emekli olduğu zaman da aynı bütçeyle hayatını sürdürebilmesi gerektiğini dile getirdi.
24 Kasım Öğretmenler Günü'nde öğretmenlere birer maaş ikramiye verilmesini isteyen Kılıçdaroğlu, hiçbir öğretmenin yoksulluk sınırının altında maaş almaması gerektiğinin altını çizdi.
Hizmet içi eğitimin önemine de işaret eden Kılıçdaroğlu, öğretmenlerin de kendilerini eğitmek zorunda olduklarını, bunun için hizmet içi eğitimlerin sürekli olması gerektiğini bildirdi.
Öğretmenler arasında "kadrolu, sözleşmeli" gibi ayrım yapılmaması, öğretmenlerin tümünün kadrolu olması gerektiğini aktaran Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öğretmenlerin yaşadığı temel sorunlardan biri de liyakatin göz ardı edilip sıcak siyasetle insanların belli bir yere gelmesidir. Hak etmediği yerlere bazı öğretmenlerin taşınmasıdır, bunun önüne de yine öğretmenler geçecektir. Atama bekleyen öğretmenler konusu... 100 binlerce. Bize iktisat dersinin temel kuralı olarak şunu öğrettiler, 'İnsanların ihtiyaçları sınırsızdır, onu karşılayacak kaynaklar sınırlıdır.' Dolayısıyla ekonominin temel özelliği sınırsız ihtiyaçlarla sınırlı kaynakları denge içinde tutabilmektir ve öncelikleri iyi belirlemektir. Eğer bunu yapabilirseniz, ülkeyi hızla kalkındırırsınız. Şimdi her yerde mantar gibi öğretmen yetiştiren okullar, üniversiteler. Plansız ve programsız. İstanbul'da çöp toplayan gençlerle buluştuğumda biyoloji bölümü mezunu olup atama bekleyen bir öğretmen, 'Ben çöp toplayarak çoluk çocuğuma bakıyorum' dedi. Bu tabloyu 21. yüzyılın Türkiye'sinde siyaset kurumu içine sindirebilecek mi? Yaptığı hatayı fark edebilecek mi? Planlama dediğimiz budur zaten. Önceliklerin sağlıklı belirlenmesidir. Her yerde mantar gibi açtılar. Bu, kaynakların verimli kullanılmadığını, savurganca harcandığını gösterir."
Kendisinden önce konuşan Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Klinik Psikolog Prof. Dr. Ferhunde Öktem'in "farklı düşünme" konusundan söz ettiğini hatırlatan ve bunun önemine değinen Kılıçdaroğlu, Orta Çağ'da herkes dünyanın düz olduğuna inanırken, bir kişinin çıkıp herkesin aksine "dünya yuvarlaktır" dediğini anlattı.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Bugün farklı düşünmenin ne kadar değerli olduğunu gelişmiş bütün ülkeler bir anlamda kavramıştır. Biz ise farklı düşünenleri hala cezalandırmaya devam ediyoruz. Barış Akademisyenleri 'farklı düşündüler' diye bunları üniversitelerden attık. Niçin? Niye atıyoruz, hangi gerekçe ile atıyoruz ve 21. yüzyılda yapıyoruz bunu. KHK ile görevine son verilenler, tabii beraat etmiş, takipsizlik verilmişse, hakkında hiçbir soruşturma açılmamışsa, bunların tamamının görevine iade edilmesi lazım. Türkiye'nin bu ayıptan kurtulması lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Okul-Okul Aile Birliği ilişkisinin çok güçlü hukuksal zemine oturtulması gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, her okulun ayrı bir bütçesinin olması, bütçe yapılırken öğrencilerin de buna katılması gerektiğini söyledi.
- "Hala ikili eğitim yapılan okullar var
Kılıçdaroğlu, hala ikili eğitim yapıldığını, hala birleştirilmiş sınıflar olduğunu, EBA'ya ulaşamayan yüz binlerce öğrenci bulunduğunu dile getirdi.
Bütçeden bir yere kaynak aktarılacaksa, o kaynağın öncelikle ayrılması gereken yerin eğitim olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, meslek liseleri sorununun çözülmesi gereğine işaret etti.
Meslek liselerine yeteri kadar talep olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, kendi iktidarlarında bütün OSB'lerde teknoloji liseleri kurmak istediklerini, yatılı da olabilecek, staj imkanı bulunacak liseyi bitirdiğinde öğrenci üniversiteye gitmek istiyorsa izdüşümü olan fakülteye artı puanla gitmesinin sağlanacağını kaydetti.
Taşımalı sistemin sorun yarattığını ve kırsalın büyük ölçüde boşaldığını anlatan Kılıçdaroğlu, gençler arasında uyuşturucu bağımlılığının giderek arttığını ve bunun en önemli sorunların başında geldiğini savundu.
Yurt sorununun hala çözülemediğini öne süren Kılıçdaroğlu, "Bütün hocalarıma söz veriyorum, bir yere kaydedin. İnşallah yurt sorununu iktidarımızda 1 yıl içinde çözeceğiz. Birer-ikişer kişilik odalar, sıcak su, geniş bant internet erişimi, her türlü imkan sağlanacak. Türkiye'nin kurtuluşu eğitimden geçiyor. Gençlerimiz sorguladıkları, yeni keşifler yaptıkları zaman... Var ya 'yeni icatlar çıkarmayın' diye, biz de tam tersini diyeceğiz, yeni icatlar çıkarırsanız başımızın üstünde yeriniz var diyeceğiz. Fırsat eşitliğini sağlayacağız." ifadelerini kullandı.
Kendisinin de Anadolu'nun ücra bir kasabasından bugünlere geldiğini ve bunu cumhuriyete borçlu olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, fırsat eşitliğinin bu ülkenin bütün çocuklarına sağlanması gerektiğini söyledi.
- "Eğitim politikasını yeniden oluşturacağız"
Çalıştayın açılışında konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık da her geçen gün "eğitimde fırsat eşitsizliğinin" daha da derinleştiğini, eğitime erişimde sorunlar yaşandığını ve öğrenciler arasında açılan makasın büyüdüğünü gördüklerini belirtti.
Bunun, öğrencilerin öğrenim kazanımları ve sınav sonuçlarına da yansıdığını ifade eden Karabıyık, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin tüm sorunlarını çözmeye talip bir parti olarak eğitim sorunlarını da çözeceğiz. Hak temelli, çocukların ve gençlerin maksimum yararını önceleyen, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür gençleri yetiştirebilecek, araştıran, sorgulayan gençlerimiz ile Türkiye'nin kalkınma stratejisinin de önemli bir parçası olan güçlü ve adil bir eğitim sistemini birlikte inşa edeceğiz. Yani bu konuda sorumluluğumuzun bilincinde olarak, eğitim politikasını eğitimin tüm paydaşları ile birlikte yeniden oluşturacağız. Bu amaçla 81 ilin katılımıyla 7 bölgede gerçekleştirdiğimiz çalıştaylarımızdan sonra bugün İkinci Yüzyılda Eğitim Hakkı Çalıştayı'nda sizlerle birlikteyiz. Sorunları ve çözüm önerilerini birlikte masaya yatıracağız."
Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Klinik Psikolog Prof. Dr. Ferhunde Öktem, bu çalıştaydan çok yararlı sonuçlar çıkacağını belirterek, "Genç meslektaşlarımın yetişmesinde çok önemli yol gösterici olacak. Herkesin emeğine çok teşekkür ederim." dedi.
Eğitimde bir felsefesizlik söz konusu olduğunu savunan Öktem, "Bundan sonra yapılacak çalışmaların bir felsefesini oluşturalım. Çok büyük bir tahribat var ve kısa sürede yapılacak şey bu tahribatın en aza indirgenebilmesidir. Okullarda düşünmeye eski saygınlığını kazandırabilmemiz gerekiyor." dedi.
Çalıştay, açılış konuşmaların ardından akademisyen ve siyasetçilerin katıldığı farklı oturumlarla devam etti.