CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bursa Akademik Odalar Birliği'nde (BAOB) odalar, sivil toplum örgütleri, dernekler, kanaat önderleri ve diğer bileşenlerle düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, bir siyasi partinin genel başkanı olduğunu, Türkiye'yi yönetmeye talip olmasından dolayı büyük sorumluluğu bulunduğunu belirtti.
Bu ülkede birlikte huzur içinde yaşanacaksa herkesin bir sorumluluk taşıdığına değinen Kılıçdaroğlu, "Bir şekilde asgari müştereklerde buluşmak zorundayız. Millet İttifakı'nın kurulmasının temel amacı bu. Demokrasi, beraber yaşamak için, huzur içinde yaşamak için, çocuklarımıza güzel bir Türkiye bırakmak için bir araya geldik, bir araya gelmek zorundayız." diye konuştu.
"Türkiye'de hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok"
Kılıçdaroğlu, birlik ve beraberlik içinde önce sorumluluk alacaklarını sonra da demokrasiye sahip çıkacaklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Demokrasiyi savunacağız. Niçin? Eğer kim haksızlığa uğradıysa, bunu özgürce dile getirmenin rejimi demokrasidir. Bu yoksa kimse korkudan uğradığı haksızlığı dile getiremez. Bugün içinde bulunduğumuz tabloya bakalım. Nasıl bir tabloda yaşıyoruz? Şunu rahatlıkla söyleyebilirim; şu anda Türkiye'de hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok. Ben bunu söylediğim zaman kızıyorlar ve 'Ne demek hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok?' diyorlar. Evet hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok. Yargı, talimatı saraydan, başka bir yerden alıyorsa o zaman hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur."
Kılıçdaroğlu, "81 milyonun cumhurbaşkanı tarafsız olmalıdır. Hep diyeceksin 'cumhurbaşkanıyım', hem diyeceksin 'ben falan partinin genel başkanıyım' Olmaz. O nedenle biz bu bilinçten yola çıkarak Sayın Muharrem İnce'nin cumhurbaşkanı adayı gösterdiğimiz gün göğsündeki CHP rozetini çıkarıp, bana vermesinin temel nedeni budur. 'Ben 81 milyonun cumhurbaşkanı olacağım' dedi. Ben de onun yakasına Türk bayrağını verdim. Muharrem İnce, Allah'ın izniyle 81 milyonun cumhurbaşkanı olacak." dedi.
Demokrasilerde dördüncü gücün medya olduğunu vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, medyanın halkın dili, kulağı ve sözü konumunda bulunduğunu belirtti.
Medyanın yüzde 90'ının hükümet tarafından kontrol edildiğini öne süren Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanı adaylarımız var. Bir adaya günün 24 saati ayrılıyor. Sayın İnce'ye işte ayıp olmasın diye 2 saat, 3 saat, diğer adayları ise hiç göstermiyorlar. Niye onları göstermiyorlar? Adalet mi bu? Eşit şartlarda yarış olması lazım. Sonra da dünyaya diyeceksiniz ki 'Efendim bizim ülkemizde demokrasi var.' Kimse inanmıyor. Bütün şaibelere, bütün baskılara karşı Allah'ın izniyle 25 Haziran'da güzel bir Türkiye'ye uyanacağız." diye konuştu.
"Para büyük değil, ben bunu biliyorum"
Kılıçdaroğlu, 25 Haziran'da en düşük emekli aylığının da bin 500 lira olacağını belirterek, şu görüşlerini paylaştı:
"25 Haziran'da en düşük emekli aylığı bin 500 lira olacak. Bugün 200, 300, 500 lira emekli aylığı alanlar var. Ayda 400 lira ile o emekli geçinebilir mi? Bin 500 lira vereceğiz. Para büyük değil, ben bunu biliyorum. Emekliye Ramazan ve Kurban Bayramı'nda yine birer maaş ikramiye vereceğiz. Asgari ücret net 2 bin 200 lira olacak. Biliyorum büyük rakam değil ama yaptığımız hesaba göre bu rakamı verebiliyoruz. Vergiye tabi olmayacak. İş dünyasına da bir yük getirmeyecek. Bin 500 liranın altında emekli aylığı alan sayısını biliyor musunuz? 1 milyon 644 bin kişi bin 500 liranın altında emekli aylığı alıyor. Arada bir derim ya 'Vallahi de billahi de bunların yatacak yeri yok' diye. Gerçekten bunların yatacak yeri yok."
Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasını yapmadan önce yeni üyelere de rozetlerini taktı.