AK Parti 27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı

- Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan: (2) - "Bizi üzüntüye gark eden zihniyetin en büyük temsilcisi anamuhalefet partisi CHP'dir" - "(CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu) Korkaksın, ürkeksin, ne millisin ne yerlisin" - "Biz, en kritik dönemlerde düşmanlarımızın safında yer alanlardan, onların bize yönelmiş siyasi ve ekonomik silahlarına adeta cephane taşıyanlardan muzdaribiz" - "Anamuhalefet partisi her zamanki gibi safını ülkesinin ve milletinin değil, karşı tarafın yanında belirleyerek, hezeyanlarla ortalığı karıştırmaya çalışıyor. Bunun adı muhalefet değildir, bunun adı fırsatçılık bile değildir. Milletin geleceğine umutla bakmaya ihtiyaç duyduğu dönemde bühtanlarla, umut cellatlığı yapmanın adı olsa olsa alçaklıktır" - "İlk IMF anlaşmasının altında darbe yönetiminin başı Cemal Gürsel'in, onu takip eden 4 anlaşmanın altında da devrin CHP Genel Başkanı İnönü'nün imzası vardır Bay Kemal, bunu öğren"

07 Ekim 2018 Pazar 16:57
AK Parti 27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı

ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bizi üzüntüye gark eden zihniyetin en büyük temsilcisi anamuhalefet partisi CHP'dir." dedi.

Erdoğan, AK Parti 27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanış konuşmasında, insanlar gibi ülkelerin de partilerin de sürekli sınamalara maruz kaldığını belirterek, Türkiye ve ülkenin yönetiminden sorumlu AK Parti olarak son yıllarda siyasi, ekonomik ve sosyal pek çok sınamayla karşılaştıklarını söyledi.

Erdoğan, "Gün oldu vesayetin kıskacında bizi boğmaya çalıştılar, gün oldu sokaklarımızı karıştırmak istediler, gün oldu terör örgütlerini üzerimize saldırdılar, gün oldu FETÖ ihanet çetesini kullanarak topyekun ülkemizi işgal etmeye kalktılar. Gün oldu sınırlarımız ötesinden üzerimize ateş yağdırdılar, gün oldu ülkemizi uluslararası alanda tecrit etmeye kalktılar. Hamdolsun, milletimizle beraber ülkedeki milli ve yerli duruş sahibi kesimlerle birlikte bu tuzakların, bu senaryoların, bu oyunların hepsine de boşa çıkardık. Tüm bu süreçte ne karşımızdakilerin cesametleri, ne üzerimize salınan piyonların alçaklıkları üzmüştür. Bizi en çok üzen, bu ülkede siyasi alternatif konumunda bulunması gereken bir partinin her defasında Türkiye'nin ve Türk milletinin düşmanlarıyla aynı safta yer almış olmasıdır." ifadesini kullandı.

Bir noktanın yanlış anlaşılmaması gerektiğini aktaran Erdoğan, "Bizim sorunumuz asla siyasi muhalefet değil, muhalefetin muhasebe ve murakabe yönüyle demokrasinin vazgeçilmez unsuru olduğunu biliyoruz." diye konuştu.

Erdoğan, herhangi bir konudaki eksiklerinin, varsa yanlışlarının da ifade edilmesinin sıkıntı olmadığını belirterek, şöyle devam etti:

"Biz, en kritik dönemlerde düşmanlarımızın safında yer alanlardan, onların bize yönelmiş siyasi ve ekonomik silahlarına adeta cephane taşıyanlardan muzdaribiz. Bölücü terör örgütünün güdümündeki HDP'yi, bu ilişkisini kesemediği sürece meşru siyasetin bir aktörü olarak görmemiz zaten mümkün değildir. Maalesef, bizi üzüntüye gark eden zihniyetin en büyük temsilcisi anamuhalefet partisi CHP'dir.

Gezi olaylarında vandallarla mücadele ediyoruz, CHP'yi onların yanında buluyoruz. Ülkemizi FETÖ'cülerin tuzaklarından kurtarmak için can pahasına bir mücadeleye girişiyoruz, CHP'yi onların saflarında görüyoruz. Biz, gece Atatürk Havalimanı'na iniyoruz, meğerse bizden yaklaşık 2-2,5 saat önce Bay Kemal oraya geliyor ve oradan tanklar öncülüğünde bindiriliyor bir otomobile, Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gidiyor ve oradan devlete, ülkemize yapılan darbeyi kahvesini yudumlayarak izliyor. Ondan sonda utanmadan sıkılmadan, 'Benim bu işlerle alakam yok' diyor."

- "Korkaksın, ürkeksin ne millisin ne yerlisin"

Hepsinin kayıtlarda olduğuna işaret eden Erdoğan, "Sen böyle bir adamsın, korkaksın, ürkeksin ne millisin ne yerlisin." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölücü terör örgütünün çukur eylemlerine karşı destansı bir mücadele yürütüldüğünü vurgulayarak, "CHP'yi yine karşı cephede buluyoruz. Sınır ötesinde pusuya yatarak, ülkemizin huzuruna ve güvenliğine tehdit oluşturan terör örgütlerinin üzerine yürüyoruz, CHP'yi yine karşı safta görüyoruz. Uluslararası alanda ülkemizin şerefinin, haysiyetinin, itibarının müdafaası için var gücümüzle çalışıyoruz, CHP'yi yine yeminli düşmanlarımızın diliyle bize saldırırken suç üstü yakalıyoruz." diye konuştu.

Yaşanılan son hadiselerde yine benzer bir durumla karşı karşıya kalındığına değinen Erdoğan, "Ama artık milletim yutmuyor, şehitlerimizin aileleri artık yutmuyor ve 'Hangi yüzle sen buraya geldin?' demeye başladılar." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığına yönelik bir saldırıya karşı kamu ve özel sektörle tarihi bir mücadele verdiğini bildirdi.

Anamuhalefet partisinin ne yaptığını soran Erdoğan, "Anamuhalefet partisi her zamanki gibi safını ülkesinin ve milletinin değil, karşı tarafın yanında belirleyerek, hezeyanlarla ortalığı karıştırmaya çalışıyor. Bunun adı muhalefet değildir, bunun adı fırsatçılık bile değildir. Milletin geleceğine umutla bakmaya ihtiyaç duyduğu dönemde bühtanlarla, umut cellatlığı yapmanın adı olsa olsa alçaklıktır." ifadesini kullandı.

- "IMF borcunu sıfırlayıp, yarım asrı aşkın bir defteri de kapadık"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisine AK Parti hükümetlerinin en çok gurur duyduğu icraatları sorulsa, en başta Türkiye'nin IMF boyunduruğundan kurtarılması olacağını, bunu hep söylediğini söylemeye devam edeceğini vurguladı.

Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:

"Biz görevi unutmayın 23,5 milyar dolar IMF'ye borçla devraldık. 2013'te ne yaptık, tamamen sıfırladık. Bunu yapan Bay Kemal biz değil miyiz? IMF boyunduruğundan bu ülkeyi kurtaran biz değil miyiz? Peki bu IMF meselesi niye bu kadar önemli? IMF'nin misyonu, ödemeler bilançosu bozulmuş olan ülkelere kredi vermek ve onları sadece mali değil aynı zamanda siyasi yapılarını da dönüştürmektir. Bu misyonu gereği IMF, kurumlara veya özel firmalara değil sadece devletlere borç verir. Davos'ta o zamanki (IMF) Başkanı Strauss-Kahn ile görüşme yapıyoruz. O zamanın Maliye Bakanı ve Başbakan Yardımcım da yanımda. Kendisine dedim ki 'Eğer siz siyaseten bizi yönetmek istiyorsanız, Türkiye'nin Başbakanı benim. Bu yönetimi size vermem. Verdiğiniz parayı, borcu bizden almak istiyorsanız, biz de bu taksitleri tıkır tıkır ödüyor muyuz, ödüyoruz. Bitti, bizim sizinle ilişkimiz bu, daha ileri bir ilişki olamaz. Bundan sonra da sizden borç istemiyoruz, biz o defteri kapattık, 2013'te sıfırladık, IMF ile işimiz bitti.

Bırakın onu, ondan sonra onlar bizden borç istediler, 5 milyar dolar borç istediler. Hatta, ben o zamanki arkadaşlara 'verelim' dedim. Baktılar ki çılgın Türkler yine azıttı, vazgeçtiler. Türkiye, 1960 darbesinin ardından IMF'nin pençesine düşmüş ve AK Parti'ye kadar da kurtulamamıştır. İlk IMF anlaşmasının altında darbe yönetiminin başı Cemal Gürsel'in, onu takip eden 4 anlaşmanın altında da devrin CHP Genel Başkanı İnönü'nün imzası vardır Bay Kemal, bunu da öğren."

IMF ile yapılan 19 anlaşmadan Türkiye'nin ne kazandığının bilinmediğine dikkati çeken Erdoğan, ama çok ciddi siyasi bedel ödendiğinin bir gerçek olduğunu belirtti.

Erdoğan, iktidara geldiklerinde 23,5 milyar dolar tutarındaki IMF borcunu kucaklarında bulduklarını anımsatarak, usanmadan bunu ödediklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Nihayet 2013 Mayıs'ında IMF borcunu sıfırlayıp, yarım asrı aşkın bir defteri de kapadık. Zaten ne olduysa ondan sonra oldu, çılgına döndüler. Gezi Olayları ile başlayan ve hala devam eden bu dönemde yaşadıklarımızı IMF boyunduruğundan kurtulmamızdan bağımsız kabul etmiyorum."

(Sürecek)

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.