ANKARA (AA) - Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Yargının ideolojisi olmaz, yargının tek bir ideolojisi vardır o da adalettir. Yargı, ele geçirilecek bir mekanizma değildir. Yargı el uzatılmaması, el değdirilmemesi gereken bir mekanizmadır ve herkesin saygı duyması gereken, bağımsız, tarafsız, daha da güçlü, bağımsız olması gereken bir organdır, mekanizmadır." dedi.
Bakan Gül, TRT Haber canlı yayınında soruları yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yeni Anayasa sürecinde bir bilim kurulu oluşturulup oluşturulmayacağının sorulması üzerine Gül, yöntemin ilerleyen süreçte belirleneceğini ancak aslolanın çoğulcu bir anlayışla, müzakereci, diyalog merkezli bir çalışma ortaya koymak olduğunu belirtti.
Anayasa çalışmalarının "muhalefeti boşa düşürmek" için mi gündeme geldiği yönündeki bir soru üzerine Gül, AK Parti'nin gündemini milletiyle beraber belirlediğini, bunun da ontolojik bir tercih olduğunu ifade etti. Gül, "Millet, yeni bir anayasa istiyor. Ret, inkar, asimilasyon politikalarını sona erdirmiş, millete tepeden bakan değil; makbul olan, makbul olmayan vatandaş ayrımını ortadan kaldırmış, diline, kültürüne, bilinmeyen dil tanımı yapmayan, özgürlüğü daha da artıran bir partinin yeni bir anayasayı dillendirmesi, söylemesinden daha doğal bir şey olamaz. Bizim varlık sebebimiz, siyasetimiz bu ve milletin, halkımızın, vatandaşlarımızın beklentisi de bu." dedi.
Seçim barajında ve seçim sisteminde nasıl bir değişiklik öngördükleri ve seçim barajının düşüp düşmeyeceğinin sorulması üzerine Gül, şöyle konuştu:
"Türkiye'de hükümet sistemiyle ilgili değişiklikler, anayasa değişiklikleri yapıldı ancak Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu'yla ilgili hem uyumlaştırma hem de bu konuda çok seçime de gidilmesi sebebiyle hem takvimsel hem de hazırlık sebebiyle yapılamadı. Dolayısıyla bu konu, partimizin de Cumhur İttifakı'nın da gündeminde olan bir konu. Siyasetin gündeminde olan bir konu."
Bakan Gül, konunun Cumhur İttifakı olarak değerlendirilip nihai halini alacağını belirterek, "Burada Cumhur İttifakı'na, AK Parti'ye yarasın diye değil. Demokrasiye yarayacak model, yöntem nedir onun üzerinde duruyoruz." dedi.
Seçim barajının 5 ya da 7 olması ile ilgili seçeneklerin konuşulduğu, bunun tartışılıp tartışılmadığının sorulması üzerine Gül, "Bunların hepsini tartışıyoruz. Nihai olarak karar verecek olan meclisin iradesidir ve partimizin, son nihai olarak da yetkili kurulların da şekillendirmesidir." ifadelerini kullandı.
- "Türkiye bir hukuk devleti olarak süreci kendi mecrasında sürdürecektir"
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price'ın Osman Kavala'nın serbest bırakılması yönündeki çağrısının hatırlatılması üzerine Gül, yargının bağımsız, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu ve kimsenin Türkiye'de görülen bir davayla ilgili tavsiye ve telkinde bulunmaya hakkı olmadığını söyledi.
Gül, bağımsız ve tarafsız Türk yargıçlarının, önündeki dosyalarla ilgili deliller çerçevesinde yürüttüğü sürece ancak saygı duyduklarını belirterek şunları kaydetti:
"Türkiye bir hukuk devleti olarak süreci kendi mekanizmalarını işleten ilk derecesi, istinafı, Yargıtayı ile ve uluslararası sözleşmelerle de güçlendirilmiş hukuk sistemiyle elbette kendi mecrasında sürdürecektir. Bizim bu anlamda, hukuk çerçevesinde onlara tavsiyemiz, Türkiye'de parlamentoyu bombalayan, bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanına suikast girişiminde bulunan, 251 vatandaşımızı şehit eden, 15 Temmuz'da hain darbe girişimini yapan FETÖ elebaşını ve onun iadesini, FETÖ terör üyelerini, mensuplarını uluslararası hukuk çerçevesinde Türkiye'nin iade taleplerini yerine getirmeleridir."
- "Sosyal medyanın yargı fenomeni olması kabul edilemez"
Hakimler ve savcılar üzerinde bir sosyal medya olup olmadığı, "sosyal medya adaleti" kavramının doğup doğmadığı sorusu üzerine Gül, sosyal medyanın iletişim çağında yadsınamaz bir realite olduğunu, ancak sosyal medyanın bir yargı fenomeni, yargının da sosyal medya fenomeni olmasının kabul edilemez olduğunu dile getirdi.
Gül, dosyanın içinde ne olduğunu bilmeden "tutuklansın", "tahliye olsun" denmesinin yargıya, hukuka olan saygıyı ortadan kaldıracağını, herkesin öncelikle yargının bağımsızlığını içselleştirmesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu:
"Bırakın, müsaade edin de o cübbeyi giymiş hakim, savcı o kararı versin. Tutuklanmadı, bu sanki beraat etti gibi anlaşılıyor. Oysa dava devam ediyor, mahkumiyet alırsa o kişi cezaevine girecek davası devam ediyor. Sadece tutuklama tedbirini öngörmemiştir. Bu konuda eksiklik varsa da savcılık itiraz eder, taraflar itiraz eder, mahkeme bunu kaldırır. Diğer mahkeme itiraz olur."
Gül, yanlış kararlar da olabileceğini ancak bunun istinaf, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi tarafından Türkiye hukuk sistemi içerisinde düzeltilebileceğini ifade etti.
- "Yargının ideolojisi olmaz"
Yargıya on yıllar boyunca, "ele geçirilecek kale" gözüyle bakıldığının belirtilmesi ve "Şu anda yargı kimin elinde?" sorusunun yöneltilmesi üzerine Bakan Gül, şu cevabı verdi:
"Şu anda özellikle bizim anlayışımız, inancımız, yargının ideolojisi olmaz, yargının tek bir ideolojisi vardır o da adalettir. Yargı, ele geçirilecek bir mekanizma değildir. Yargı el uzatılmaması, el değdirilmemesi gereken bir mekanizmadır ve herkesin saygı duyması gereken, bağımsız, tarafsız, daha da güçlü, bağımsız olması gereken bir organdır, mekanizmadır. Özellikle vesayetçi, brifingci yargı, FETÖ'nün kumpas yargılamaları, sınav çalarak, sınav soruları verilerek hakim savcı olunan yargıdan, bugün Anadolu çocuklarının yani Gaziantep'in, Van'ın, İzmir'in annesinin kucağının dibinde çalışan çocukların kazandığı sınavlarla hakim savcı olan Anadolu çocukları var. Yani eline sınav soruları tutuşturulan FETÖ'cü sözde hakim cübbesi giydirilen o terör örgütü mensupları sistem dışına çıkartıldı, ihraç edildi ve bu mücadele devam ediyor, edecek sonuna kadar da."
Gül, Anayasa Mahkemesinin Enis Berberoğlu ile ilgili verdiği karar ile Berberoğlu'nun yeniden milletvekili olduğunun hatırlatılması ve bununla ilgili değerlendirmelerinin sorulması üzerine, "Anayasa Mahkemesi kararları bağlayıcıdır ve bu, anayasanın bağlayıcılığından kaynaklı. Dolayısıyla karara katılırsınız katılmazsınız ve burada işin esasıyla ilgili de zaten son tahlilde bir değerlendirme yok ama mahkeme kararı bağlayıcı ve süreç de yine bu çerçevede anayasanın amir hükümleri doğrultusunda işlemiştir, işlemektedir. Bundan sonraki süreç de meclisin yine iradesiyle tecelli edecek, gerçekleşecektir." diye konuştu.
- "Kanun önünde herkes eşittir"
Ordu Ünye'de görevli bir savcının, aracının sileceklerine zarar verildiği ve aracına not bırakıldığı şeklinde şikayeti üzerine soruşturma başlatılmasının ve kendisinin HSK'ye soruşturmaya yönelik inceleme izni verdiğinin hatırlatılması ile sürecin detaylarının sorulması üzerine Gül, teftişin sağlıklı yürütülmesi adına tamamlanmasının beklenmesi gerektiğini söyledi.
Gül, hangi makamda olunursa olunsun kamunun verdiği tüm görevlerin millete hizmet için verildiğini belirterek, "Bizim efendi değil onlara hizmetkar olmamız gerekir, yaklaşımımız bu. Yani kanun önünde herkes eşittir. Bu olaydan bağımsız söylüyorum. İçeriğiyle ilgili araştırılıyor ama bu yansımasıyla beraber biz buna hemen izin verdik ve 'asla tasvip edilemez' dedik. Ne olduğuna ilişkin elbette süreç, bakılacak ve bu konuda sonuçlanacak ama Ünye'de ya da bir başka şehirde Türkiye'nin neresinde olursa olsun o arkadaşımıza yapılan, o apartmandaki kapı görevlisine, mahalledeki esnafa, oradaki üniversite öğrencisine yargı nasıl davranıyorsa o savcının maruz kaldığı işlemlere karşı da aynı davranışı göstermesi lazım. Kanun önünde herkes eşittir." dedi.
(Bitti)