TBMM (AA) - İYİ Parti Grup Başkanvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu, "Türk devlet geleneğinden süzülmüş gelen tecrübe ve ahlakı içselleştirmiş bir içişleri bakanı, gündelik siyasi polemik ve kutuplaşmaların tarafı olmak yerine toplumsal huzurun teminatı olmak için gayret sarf eder." dedi.
İYİ Parti milletvekilleri, TBMM Genel Kurulunda görüşülen İçişleri ile Sanayi ve Teknoloji bakanlıklarının 2022 yılı bütçeleri üzerinde söz aldı.
İYİ Parti Erzurum Milletvekili Muhammet Naci Cinisli, kamu ve özel sektör yatırımlarının Marmara Bölgesi'ne sıkıştırıldığını belirterek Anadolu'da marka sektör şehirlerin oluşturulması gerektiğini söyledi.
Devlet Planlama Teşkilatının (DPT) kapatılmadan önce bölgesel kalkınma için planlamalar yaptığını belirten Cinisli, "Sanayi yatırımları, finans kurumları ve siyaset tek bir bölgede buluşuyor. 30 milyona yakın vatandaşımız Marmara Bölgesi'nde yaşıyor. İktidar ülkemizin en büyük sorunu olan göçü açıkça teşvik ediyor." dedi.
Cinisli, DPT'nin kapatılmasıyla devletin kalkınma hafızasının lağvedildiğini ileri sürdü.
Bütçenin milleti yokluğa mahkum eden bir bütçe olduğunu savunan Cinisli, "Büyüme ile kalkınma arasındaki farkı idrak edemeyen bir iktidarın son bütçesini tartıştığımızı umuyorum." ifadesini kullandı.
İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, Konya Ovası Projesi'ne (KOP) ilişkin görüşlerini paylaştı. İktidarın 19 yıldır bu bölgeyi ihmal ettiğini iddia eden Yokuş, "İç Anadolu Bölgemizdeki vilayetlerimiz boşalıyor. Sanayi olsaydı, altyapı yatırımları, tarım ve besiciliğe hak ettiği destek verilseydi, bölgenin yeterince suyu olsaydı, 758 bin kişi bu bölgeden göç etmezdi." diye konuştu.
Yokuş, Konya'da her yıl 3 milyar suyun yer altından temin edildiğini anlatarak Konya Ovası'nın göçtüğünü, her yıl obrukların katlanarak arttığını kaydetti. Dicle-Fırat havzasından bölgeye su getirilmesini isteyen Yokuş, "Biz Kanal İstanbul değil, Kanal KOP projesi diyoruz, 'Kanal Konya' diyoruz. Dicle Fırat havzasından bu bölgeye yılda en az 10 milyar metreküp su getirilmelidir. Kanal İstanbul projesinin dörtte bir maliyeti ile yapılabilir. Kanal İstanbul bir avuç rantçıyı ihya edecek ama Kanal KOP Türk tarımını ve hayvancılığını ihya edecektir. Göçleri önleyecektir." dedi.
Yokuş, krizlerden en çok, düşük sermayeli KOBİ'lerin etkilendiğine işaret ederek KOSGEB'in bütçesinin 10 milyar liraya yükseltilmesi taleplerinin kabul görmediğini söyledi.
İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs ise memur ve emeklilerin yeni yılda verilecek zam oranlarını merak ettiğini söyledi. Memurlara yüzde 30-35 ek zam yapılacağı haberinin doğru olmadığını savunan Örs, "Umarız ki bu sözlerinin arkasında dururlar ve böyle bir zam yaparlar. Bu iktidar memura ve emekliye enflasyon farkını ek zam olarak sunuyor. Memura ve emekliye her yıl verdiğiniz zam enflasyonun altında eridi, bitti, yok oldu, demektir." diye konuştu.
Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının yetki alanının illerde kalkınmayı sağlayacak şekilde etkin olmadığını belirten Örs, "Kurumun Giresun'da deniz kenarında güzel bir binası vardır. Kocaman bir tabelası vardır ama bölgenin kalkınmasına, refahının artmasına yönelik tek bir icraatı yoktur." ifadesini kullandı.
- "Türkiye'nin huzur ve güvenliği açısından çok önemli bakanlık"
İYİ Parti Grup Başkanvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu, konuşmasında, İçişleri Bakanlığının Türkiye'nin huzur ve güvenliği açısından çok önemli bir bakanlık olduğunu kaydetti. Dervişoğlu, bütçe sunuşu sırasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan "ayrıştırıcı ve tehditkar söylemlerden" oluşan bir konuşma yapmaktan ziyade soru işaretlerine açıklık getirecek bir konuşma beklediklerini vurguladı.
Bakanlıkların TBMM'ye değil Külliyeye hesap verdiğini ileri süren Dervişoğlu, "Saraydan onay alıp, saraydan af dilemektedirler. İzin almadan konuşamayan, onurlu bir istifa hakkına bile sahip olmayan saray bürokrasisinden devlet adamlığına yakışır bir vakar tavır bekleyerek şartları zorlamaya gayret sarf ediyoruz." dedi.
Dervişoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde denge ve denetleme mekanizmalarının yok edildiğini bağımsız ve tarafsız yargının kuşatıldığını iddia ederek "Ülkemiz, Gazi Meclisin yetkilerinin sınırlandırıldığı bu ucube Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni hak etmemektedir." ifadesini kullandı.
İçişleri Bakanlığının milli davalarda günlük siyasi çekişmelerden azade şekilde yönetilmesi gerektiğinin altını çizen Dervişoğlu, "Çünkü kamil akla sahip olan ve devlet geleneğini içselleştirmiş bir içişleri bakanı gelecek seçimleri değil, gelecek nesilleri düşünür. Türk devlet geleneğinden süzülmüş gelen tecrübe ve ahlakı içselleştirmiş bir içişleri bakanı, gündelik siyasi polemik ve kutuplaşmaların tarafı olmak yerine toplumsal huzurun teminatı olmak için gayret sarf eder. İzan ve liyakat sahibi bir içişleri bakanı kirli, karanlık ilişkiler, izaha muhtaç itham ve iddialarla değil, memleket hizmetleriyle anılır." şeklinde konuştu.
TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç ise "kirli ve karanlık ilişkiler" sözü nedeniyle Dervişoğlu'nu uyardı.
Dervişoğlu, "Bakan Soylu'nun koltuktan aldığı güçle, tehdit ve şantaja dayalı ayrıştırıcı bir üslubu" benimsediğini savundu.
Ahlaklı siyasetle ilgili değerlendirmelerde bulunan Dervişoğlu, "19 yıllık iktidarınızın sonucunda maalesef Türk siyaseti ve devlet yönetiminde ahlaki değer yargıları erozyona uğramıştır. Ben bu durumdan memnun değilim, sadece ayna tutuyorum." dedi.
Dervişoğlu, ahlaklı siyaseti inşa etmenin öncelikli görevleri olacağını belirterek "Ahlakla bağdaşmayan siyaset çaycıyı, çorbacıyı tutuklayıp, ne kadar kodaman FETÖ'cü varsa, borsacılar hep bunları serbest bıraktı. İYİ Parti iktidarında, kirli adam siyasetin içinde olmayacaktır. Siyasetçi mutlak suretle halka hesap verecek ve ahlaktan mahrum siyaset Türkiye'de son bulacaktır." görüşünü paylaştı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in yurt içi gezilerinin devlet eliyle provoke edildiğini ileri süren Dervişoğlu, "Türlü engeller ve hilelerle İYİ Partinin yükselişini engellemeye kalkışmak hem ahlaksızlık hem de acizliktir." ifadesini kullandı.
Dervişoğlu, polislerin ağır çalışma koşulları altında görev yaptığına dikkati çekerek artan polis intiharlarının kaynağına inilmesini, alınması gereken tedbirlerin hayata geçirilmesini ve polislere yönelik 3600 ek göstergenin verilmesini talep etti.
- "İçişleri Bakanlığı devletin temel taşı"
İYİ Parti Mersin Milletvekili Behiç Çelik, İçişleri Bakanlığının Jandarma, Polis, Sahil Güvenlik, AFAD, korucu ekipleriyle devletin temel taşı olduğunu bildirdi.
İçişleri Bakanlığının milli güvenlikte en az TSK kadar sorumlu olduğuna işaret eden Çelik, "Etrafımız ateş çemberidir. Ulusal güvenlik bu coğrafyada bizim ebedi varlığımızın gereğidir. Başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere İçişleri ve Milli Savunma bakanlarını daha sorumlu davranmaya ve partizanlığı aşmaya davet ediyorum." şeklinde konuştu.
Çelik, Suriye'den gelen büyük göçleri hatırlatarak bu demografik işgal eyleminin sonlandırılması gerektiğini söyledi. Devletin bir göç politikası oluşturması gerektiğinin altını çizen Çelik, "Düzensiz göçmen sayısındaki anormal farkın azaltılarak tolere edilebilir seviyeye çekilmesi gerekmektedir. Geçici koruma statüsü sona erdirilmelidir." dedi.
- Soylu İYİ Partili Dervişoğlu'na cevap verdi:
İYİ Parti milletvekillerinin bütçe üzerindeki konuşmalarının tamamlanması sonrasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sataşma olduğu gerekçesiyle söz aldı. İYİ Partili Dervişoğlu'na cevap veren Soylu, şunları kaydetti:
"Kirli ve karanlık ilişkiler içerisinde olduğumuzu, koltuktan aldığımız güçle de tehdit ve şantaj yaptığımızı ifade etmiştir. Dervişoğlu hayatı boyunca karşı karşıya kaldığı iftiralara, ithamlara, yalanlara teslim olan bir karakter ortaya koymuştur. Hak savunmak, iftiraya karşı direnç göstermek, yalana karşı savaşmak bir insanın en şerefli hakkıdır. Bu hak suç örgütleriyle mücadelede yapmış olduğumuz, onların kolunu büktüğümüz için, onların sırtını yere vurduğumuz için onların her birine büyük bir mücadele içinde olduğumuz karşı karşıya kaldığımız iftiralara karşı bu hak bize insan olduğumuz için verilmiştir. Ahlaklı siyasetten bahsettiniz, çok üzüldüğümü söylemek isterim. Türkiye dört bir yanında terörle mücadele ediyor bir tek kelime sarf etmediniz. Belediyelerde benim bürokratları tehdit ettiğimi söylüyorsunuz ama HDP'nin, CHP'nin, PKK'nın şehir yapılanmaları içerisinde olduğu belediyelere payandalık yapmanız, ahlaklı siyasetle bağdaşmıyor."
Dervişoğlu ise Soylu'nun bu ifadeleri üzerine söz alarak İçişleri Bakanı ile iddialar gündeme geldiğinde azami ölçüde kelimeleri seçerek kullandığını söyledi. Söz konusu iddialar ortaya atıldığında, iddiaların muteber olup olmadığının araştırılması gerektiği görüşünü paylaştığını belirten Dervişoğlu, "Ama bu iddiaların vahim olduğu açıktır. Görev savcılara düşer demiştim ama savcılar henüz bir tahkikat yapmadı." ifadesini kullandı.
HDP'ye payanda olduğu iddiasına da Dervişoğlu, "Ben sizin TBMM'ye her teşrifinizde HDP ile kelam sarf etmek durumunda değilim." dedi.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da söz alarak kayyum atamalarının keyfi olduğunu savundu ve atanan kayyumların neden görevden alındığını sordu. Bunun üzerine İçişleri Bakanı Soylu ile Beştaş arasında sözlü bir tartışma yaşandı.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, bütçe konuşmaları arasında neden AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok'un olmadığını sordu.
İçişleri Bakanı Soylu'nun yerel seçimler öncesinde gündeme getirdiği iddiaları anımsatan Özel, "Yalan bitmeden doğru konuşmayan ve sadece siyasi çaba ile alçalabilecek en dibine inen bir şahsiyet olduğunuzu her birimiz her gün görüyor." karşılığını verdi.
Tartışmalar devam ederken Beştaş, İçişleri Bakanı Soylu'nun "Akşam göreceksin, başını öne eğerek çıkacaksın" sözleriyle kendisini tehdit ettiğini ileri sürdü.
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ise CHP'li Özel'in "Neden Altınok'un bütçede konuşturulmadığı" sorusuna "Bunu aşırı derece yadırgadım. AK Parti grubu 286 milletvekilinden teşekkül ediyor. Bütçe kanunu maddeleri dahil olmak üzere 138 milletvekiline söz verme imkanımız oldu." cevabını verdi.