ESKİŞEHİR (AA) - AK Parti Eskişehir Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Üyesi Emine Nur Günay, Dünya Demokrasi Forumu'na katılımının ardından değerlendirmede bulundu.
Günay'ın iletişim ofisinden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Emine Nur Günay, Dünya Demokrasi Forumu'nun en önemli sonucunun iyi demokratik yönetişim ve bunun 12 kuralıyla dünyayı daha yaşanılabilir bir noktaya getirilebileceği olduğunu kaydetti.
Forumda 3 kıtadan 100'den fazla ülkeden gençlerin, kadınların, sivil toplum kuruluşlarının yer aldığını ifade eden Günay, şunları bildirdi:
"İşte geniş katılım ve temsiliyetin sağlanmasına güzel bir örnek. Duyarlılık başka önemli bir kural. Dünyada tabandan tavana iletişime ihtiyaç var. Alıştığımız üretim, tüketim kalıpları ve yaşam biçimleri değişecek. Buna hazır mıyız? Özel sektör, kamu, siyasetçiler herkes buna hazırlıklı olmalı. Temel kurallardan birisi insan hakları ve hukukun üstünlüğüne verilen değer. Çevre hakkı en temel insan hakkı. Bir diğeri ise etik davranış. Her birey diğer insanlara ve çevreye saygıyı içselleştirse ve buna göre davransa zaten hukuki süreçlere ihtiyaç kalmayacak. Çevre kriziyle mücadelede yöneticiler, siyasetçiler çok daha kararlı olmalı. Buraya gelirken bir umutsuzluk ve çaresizlik durumu vardı. Ancak buradan ayrılırken umut olduğunu ve bunun için hep birlikte çalışmamız gerektiğin görüyorum ve bunun için ne yapacağımı biliyorum."
Günay, iklim kriziyle mücadelede zamanın tükendiğinin altını çizerek, insanlığı bekleyen felaketlerin bilimsel olarak çok net ortaya konduğunu hatırlattı.
Toplantıya gençlerin yüksek oranda katılmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Günay, şöyle devam etti:
"Onlar her alanda fark yaratacaklar. Toplantıda örgütlenmiş para mı yoksa örgütlenmiş insan mı daha etkin sorusu soruldu ve bu sorunun cevabı örgütlenmiş insanın olduğu yerde örgütlenmiş sermaye başarılı olamıyor. Çevreyi bir kenara bırakan, politikalar üreten, günü kurtarmaya yönelik üretim ve tüketim yapan kesimler çevreyi kurtarmak için örgütlenmiş bilinçli insanlar karşısında kaybedecek ve biz bu kesimleri unutacağız. Diğer bir soru da demokrasi mi çevreyi kurtaracak yoksa çevre mi demokrasiydi. Bu sorunun cevabı ise çift taraflı bir fayda ile ikisinin de birbirini kurtaracağı yönünde. Ben bir birey olarak, dünya vatandaşı olarak, Türk vatandaşı olarak, bir akademisyen ve siyasetçi olarak kendi ödevimi buradan aldım. Ülkeme döner dönmez bunu hayata geçirmeye çalışacağım. Hepimizin bu mücadeleyi vermesi gerekiyor. Gelecek nesillere karşı sorumluluğumuz."