BBP lideri Mustafa Destici, partisinin genel merkezinde düzenlenen MKYK toplantısı sonrası gündeme dair açıklamalarda bulundu. Destici, Esad rejiminin İdlib'e yönelik olası operasyonu hakkında konuştu. İdlib'in bugün kuşatma ve katliamla karşı karşıya olduğunu kaydeden Destici, "Baktığınız zaman burada Rusya, İran ve Çin, Suriye rejimi ile birlikte hareket ediyor. ABD ile Batılı bir kısım ülkelerle de burada anlaşmış gözüküyorlar. Yani ABD'e İdlib'e ses çıkarmayacak, ÖSO'ya ve diğer muhaliflere karşı yapılanlara ses çıkarmayacak, ömür taraftan da Suriye rejimi de Fırat’ın doğusundaki ABD'nin himayesi altında olan PKK'ya, PYD'ye, YPG'ye ses çıkarmayacak hatta onunla uzun vadeli Irak'ın kuzeyindeki gibi bir anlaşma gidecek. Türkiye olarak bunun her ikisini de kabul etmemiz mümkün değil" diye konuştu. 
BBP lideri Destici, şöyle devam etti: 
"Dolayısıyla şu anda eğer İdlib düşerse yarın Afrin'i isteyecekler ve Türkiye'nin Afrin'den de çekilmesini isteyecekler. Cerablus'tan da çekilmesini isteyecekler ve tamamı ile oralara yine Esad rejimi istediği gibi birtakım grupları yerleştirecek. Elbetteki bizim Suriye topraklarında gözümüz yok. Elbette biz orada 'Kalıcı olalım, oraları bizim topraklarımız olarak nihayet kullanalım' arzusunda değiliz. Bizim isteğimiz, Suriye'nin kuzeyi bizim hattımız teröristlerden temizlensin ve dolayısıyla biz elbetteki kendi sınırlarımızın içerisine çekiliriz. Ama oralarda PKK, PYD, YPG cirit attığı müddetçe veya orada yerleşik bir hale geldiği sürece Türkiye'nin oradan çekilmesi asla söz konusu dahi edilmemelidir. Eğer biz İdlib'den sonra Afrin'den, Cerablus'tan çekilirsek yarın bizim sınırımızın içi ile ilgili bir takım taleplerle karşı karşıya kalabiliriz. Burada ciddi bir şekilde uyarılarımızı yapıyoruz. Şu anda hükümetin, devletin bu konuda attığı adımlar gerçekten takdire şayan."
'MİLLET KRİZDEN ÇOK DERİN ETKİLENİYOR'
Türkiye'deki ekonomik gelişmeleri de değerlendiren Destici, "Elbetteki şu anda ABD'nin Türkiye karşı yaptırımları bu ekonomik krizde, doların yükselmesinde etkili olduğu daha önce ifade ettik ama bu sadece buradan kaynaklanmıyor. Hepimiz de biliyoruz ki bizim ekonomimiz kendi ayakları üzerinde durabilen bir ekonomi olsaydı biz bu kadar sarsılmaz, bu kadar çabuk etkilenmezdik. Şayet bizim ihracatımız ithalatımızın üzerinde olsaydı ya da cari açığımız karşılanabilir bir safhada olsaydı biz bu krizlerle karşı karşıya kalmazdık. Bakın şu anda gerçekten millet krizden çok derin bir şekilde etkileniyor. Faizlerin artırılması, ticari krediler başta olmak üzere bütün kredileri etkiliyor. Dolayısıyla burada üretim bırakın artmayı, durma noktasına geliyor. Ben daha önce hükümet yetkililerine de bunu ifade ettim. Biz üretecek insana verdiğimiz mazot, elektrik, doğal gaz yani bütün bunların üzerine vergi koyarak vermememiz lazım. Adam önce bir üretsin ondan sonra biz ürettiği maldan vergi alalım" diye konuştu.