ANKARA (AA) - AYLİN DAL / FERDİ TÜRKTEN - Yargıtay 16. Ceza Dairesi, örgütsel faaliyetlerini, örgütün gerçek yüzünün ortaya çıkıp kamuoyunca da bilinmesinden önce başlayarak darbe girişimi sonrasında da devam ettiren ve yakalanana kadar faaliyetlerini sürdüren sanığın "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) terör örgütü olduğunu bilmediğine" ilişkin savunmasına itibar edilmemesi gerektiğine hükmetti.
Afyonkarahisar'da FETÖ/PDY terör örgütünün Dinar ilçesi mütevelli heyeti içerisinde yer alan kişi, örgütsel toplantılar yapmak, himmet toplamak, kapatılan derneklerin organizasyonlarına katılıp ekonomik destek sağlamak, örgüt mensuplarınca kutsallık atfedilen "F" serisinden 1 dolar bulundurmak, talimat üzerine Bankasya'ya para yatırmak suretiyle örgüt üyeliği suçundan hapis cezası aldı.
Yerel mahkemenin kararı, itiraz üzerine Bölge Adliye Mahkemesine, buradan da temyiz edilerek Yargıtay 16. Ceza Dairesine geldi. Daire, Bölge Adliye Mahkemesinin kararını onadı.
Dairenin kararında, FETÖ/PDY terör örgütünün Dinar ilçesi mütevelli heyeti içerisinde yer alarak, örgütsel nitelikte toplantılar yapmak, örgüte kazanç sağlamak için himmet toplamak, örgüte müzahir oldukları için kapatılan dernek organizasyonlarına katılıp ekonomik destek sağlamak, örgüt mensuplarınca kutsallık atfedilen "F" serisinden 1 dolar bulundurmak, talimat üzerine Bankasya'ya para yatırmak şeklinde gerçekleşen faaliyetlerin örgütsel nitelikte eylemler olduğunun altı çizildi.
Kararda bu nedenle, içerdikleri çeşitlilik, yoğunluk ve süreklilik nedeniyle örgüt üyeliği kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı vurgulandı.
Örgütsel faaliyetlerin, örgütün gerçek yüzünün ortaya çıkıp kamuoyunca da bilinmesinden önce başlayarak 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında da devam ederek yakalanma tarihine kadar sürmesi karşısında sanığın "FETÖ/PDY'nin terör örgütü olduğunu bilmediğine" ilişkin savunmasına itibar etmeyen ve Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 30. Maddesinde yer alan "hata" hükümlerini uygulamayan yerel mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmediği kaydedildi.
TCK'nin "Hata" başlıklı 30. maddesi, "Suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen kişinin, kasten hareket etmiş sayılmayacağını ve işlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişinin cezalandırılmayacağını" hükme bağlıyor.