Evindeki mutfak lavabosunun tıkanan borusunu açmak için tavsiye üzerine nalburdan aldığı jelin üzerine püskürmesiyle vücudunun yüzde 25'i yanan 55 yaşındaki Ömer Avşar, sağlığına kavuşmak için tedavi görüyor.
Avşar, tıkanan mutfak lavabosunu açmak için arkadaşının tavsiyesi üzerine nalburdan jel türü bir ürün aldı.
Ürünü eve getirip kullanma talimatlarını okuyan Avşar, mutfak penceresini açıp, uygulama için hazırlandı.
Gidere dökmesinin hemen ardından jelin üzerine sıçramasıyla vücudu yanan Avşar'ın çocukları da kimyasalla temas etmesi sonucu ellerinden yaralandı.
Avşar, yanmanın hemen ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı, muayenesi sonucu vücudunun yüzde 25'inde ikinci ve üçüncü dereceden yanık oluştuğu anlaşıldı.
Ağır yanıklar nedeniyle bir süre yoğun bakım ünitesinde tedavi edilen Avşar'a, vücudunun bazı bölümlerindeki cilt hasarı nedeniyle doku nakli yapılması planlanıyor.
"Döktükten sonra ayağa kalkıp çekilmeme fırsat kalmadı"
Avşar, AA muhabirine, ürünü eve getirdikten sonra üzerindeki yazıyı okuduğunu anlatarak, "Daha sonra mutfağın penceresini, aspiratörü açtım. Mutfaktan herkesi çıkardım. Kapıyı kapattım. Jeli tezgahın altından borunun içine döktüm. Döktükten sonra ayağa kalkıp çekilmeme fırsat kalmadı. Jel patlayıp, borudan üzerime sıçradı. Kör oldum diye korktum." şeklinde konuştu.
Avşar, üzerindeki elbiseleri hızla çıkarmak istediğini ancak bu sırada çocuklarının kendisine dokunduğunu, bu nedenle hem kızının hem de oğlunun ellerinde ve ayaklarında yanıklar oluştuğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Hemen soğuk suyun altında bir süre bekledim. Ambulans geldi ve hastaneye kaldırıldım. Kızım da hastanede bir gece kaldı. İnsanlar ne olursa olsun kesinlikle böyle şeylere aldanıp, bunlarla uğraşmasın. Böyle bir durumda artık konunun ustası kimse onu çağırırım."
"O havanın solunmaması gerekiyor"
Avşar'ı tedavi eden Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yanık Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Turan da hastanın evde lavabo açmaya çalışırken ürünün patlaması nedeniyle acil şekilde getirildiğini anlattı.
Turan, "Nalburdan aldığı malzemeyi lavaboya uyguladıktan sonra bir anda ciddi bir patlamayla karşılaşıyor. Elbiseleri olmasına rağmen ciltte yanık ve tahribat meydana geliyor. Babasını kurtarmaya çalışan oğlu ve kızı da yine cilt lezyonlarıyla bize geldi. Hastanın bize geldiğinde durumu bayağı kötüydü. Ortada ağır bir tablo vardı. Kimyasal lezyonları temizledikten sonra bakıma aldık. Şu an durumunun daha iyiye gitmesi için uğraşıyoruz." şeklinde konuştu.
Bu ürünlerin kullanma talimatlarının çok iyi okunması gerektiğine işaret eden Turan, şunları kaydetti:
"Biz bu ürünleri inceledik. Baktığımızda uygulanan ürünün, lavabonun deliğinin üzerini geçmemesi gerekiyor. Kaynar suyun çok yavaş dökülmesi lazım. Çünkü orada ısı artışıyla kimyasal bir reaksiyon gerçekleşiyor. Daha çok bu ürünlerde kostik kullanılıyor, yani sodyum hidroksit. Bu suyla birleştiği zaman ortamda ciddi bir ısı artışına ve organik malzemelerin erimesine yol açıyor. Ayrıca çoğu ürünün üzerinde en az 5 dakika ortamdan uzak durulması ve o havanın solunmaması da belirtiliyor. Bir de sıçrama durumu söz konusu. Koruyucu eldiven, maske önerileri var. Bunlar yapılmadığı durumlarda maalesef ciddi sonuçlar görülebiliyor. Hele yüz, cilt gibi bölgelere geldiği zaman, kontrolsüz durumlarda çok ağır hasarlarla, göz kayıplarına yol açabilecek, yüz lezyonlarıyla karşılaşabiliyoruz."
Vatandaşlara dikkatli olun uyarısı
Prof. Dr. Turan, vatandaşların bu konuda çok dikkatli olması gerektiğini belirterek, "Bazen kontrolsüz ürünler piyasada olabiliyor. Bilinen markalar daha çok tercih edilmeli. Çünkü bu ürünlerin 2 liraya olanı da var, 25 liraya olanı da var. Burada güvenilir yerlerden alışveriş yapılması önemli. Ayrıca üzerindeki kullanma talimatlarına mutlaka dikkat edilmeli. Reaksiyonlar olduğu zaman ortamın çok iyi havalandırılması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Bu vakaların bir tür kimyasal yanık olarak değerlendirildiğini ifade eden Turan, hastalarda çoğunlukla cilt kayıpları görüldüğünü söyledi.
Turan, "Bu hastamızda da belli yerlerde yüzeysel ama bir kısım yerde de çok derin cilt kayıpları var. Biz şimdi o kısımlardaki ölü dokuları temizledikten sonra muhtemelen deri nakli dediğimiz işlemleri uygulamak zorunda kalacağız. Onla da kalmıyor, eğer sorun tam eklem yerindeyse yaptığımız nakil ileride kontraksiyonel oluyor. Yani kişi bedenen bir ömür boyu sakatlığa yol açabilecek bir sürece de sürükleniyor. Bu kimyasalların en ufak hatada sağlığa çok ciddi zarar verecek, sakat bırakacak, ağır ve ölümcül hasarlara neden olabileceği unutulmamalıdır." şeklinde konuştu.
Hatice Şenses Kurukız