ANKARA (AA) - Ankara'nın Çubuk ilçesindeki şehit cenazesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik saldırıyla ilgili 67 kişinin yargılandığı davanın duruşması görüldü.
Çubuk 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya sanıklar ve avukatları ile Kılıçdaroğlu'nun ve diğer müştekilerin avukatları katıldı. Bazı CHP milletvekilleri ve parti yöneticileri de duruşmayı takip etti.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik, çocukların geleceğine sahip çıkılması gerektiğini, müvekkilinin olay tarihi itibarıyla 18 yaşından küçük olan 10 sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiğini söyledi.
Daha sonra savunma yapan sanıklardan Ramazan Değirmenci, olayla alakasının bulunmadığını, herkes gibi şehit cenazesine gittiğini belirtti.
Cenazeye katılma kararını kendisinin aldığını ve Ankara'dan Çubuk'a tek başına geldiğini aktaran Değirmenci, "Kılıçdaroğlu'nu cenazede hiç görmedim. Kalabalıkta ilerliyorduk. Bir anda izdiham oldu. Hiçbir şey anlamadım. Ben engelliyim. Kalabalıktan kendimi zor kurtardım." dedi.
Top arabası ilerlerken sloganlar atıldığını, kendisinin de sloganlara eşlik ettiğini ifade eden Değirmenci, Kemal Kılıçdaroğlu'nun sığındığı eve gitmediğini öne sürdü.
- "Hakaret içerikli söylemim olmadı"
Soruşturma aşamasında, Kılıçdaroğlu'nu gördüğüne yönelik beyanı hatırlatılan Değirmenci, şöyle devam etti:
"Ben, her ne kadar soruşturma aşamasında Kılıçdaroğlu'nu fark ettiğimi söylesem, şu anda görmediğimi belirtsem de bundan maksadım olayla ilgim yok anlamındadır. Kendisini kalabalığın içinde gördüm ama olayla hiç bir alakam olmadı. Kılıçdaroğlu'na yönelik herhangi bir slogan atmadım. Hakaret içerikli bir söylemim de olmadı. Kalabalığın itmesiyle ilerleyebildim. Çıkmaya çalıştım ama çıkamadım."
Cenaze töreni sırasında çekilen görüntülerin izlenmesinin ardından hakimin "Cenaze alayı farklı bir yerde. Sen neden Kılıçdaroğlu'nun bulunduğu yere doğru gidiyorsun, neden Kılıçdaroğlu'nun sığındığı evin orada bulunuyorsun?" sorusuna Değirmenci, "Çıkmaya çalıştım ama kalabalıktan dolayı başaramadım. Bir türlü oradan çıkamadım. Başım döndü ne tarafa doğru gittiğimi de bilemedim. Kalabalığın itmesiyle ilerledim." yanıtını verdi.
Demirci, "Seni oraya gitmeye yönlendiren oldu mu, köy yerinde taş ve sopa gördün mü, sana taş, sopa veren oldu mu?" sorusu üzerine "Hayır" dedi.
Tekrar söz alan avukat Çelik, sanık Ramazan Onbaşı yönünden adli tıp kurumundan akıl sağlığının yerinde olup olmadığına ilişkin rapor beklenmeden, dosyanın ayrılarak, davanın karara bağlanmasını istediklerini söyledi.
Çelik, görevsizlik kararıyla dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesine yönelik taleplerini de tekrarladıklarını bildirdi.
Daha sonra söz alan Cumhuriyet Savcısı, akıl sağlığı hakkında rapor beklenen sanık Ramazan Onbaşı yönünden davanın tefrik edilmesini istedi.
Hakim, ara kararında, yargılamanın makul sürede bitirilmesi için Onbaşı'nın dosyasının ayrıldığını kaydetti.
Duruşmaya verilen aranın ardından mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, sanık Osman Sarıgün'ün "kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret" ve "kişiyi yerine getirdiği kamu görevinden dolayı basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde kasten yaralama" suçlarından 3 yıl 10 aya kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Sanıklar Ayhan Onbaşı, Vahit Delibaş, İrfan Topal, Ayşe Ortapınar, Yusuf Bedava, Salih Ateşyürekli, Sami Şekerci, Oğuz Şimşek, Koray Demirel, Fahrettin Abacı, Cihan Karahisar, Mustafa Amir, Yunus Karakoç, Ayşe Resimci, Elif Gölyeri, Engin Horat, Eray Kuş, Gurbet Sarıyer, Güngör Aşık, Halis Daştan, Mehmet Küçük, Metin Aslan, Mustafa Baş, Salih Azder, Engin Üce, Ayhan Bedava, Büşra Kırık, Cahit Köse, Mutlu Bedava, Niyazi Altuntaş, Salih Çataltepe, Sevim Gölyeri, Yakup Karakoç (1996 doğumlu), Yakup Karakoç (1949 doğumlu), Yunus Cansız, Abdullah Gündoğdu, Celil Ekşi, Cevdet Sarıtaş, Erhan Kökmen, Gazi Yalama, Gülbeyaz Onbaşı, Halil İbrahim Topçu, Hasan Durut, Hasan Hüseyin Destan, Hüseyin Aydın, Hüseyin Kesti, Hüseyin Üzüm, Mehmet Arif Arslan, Mustafa Ayaz, Mustafa Gülebakan, Nuh Resimci, Osman Kılıç, Ömer Faruk Sarıgün, Yasin Çakıröz, Ramazan Değirmenci ile olay tarihinde 18 yaşından küçük olan B.S, İ.Y, K.Y, M.Y, N.K, S.K, T.K, T.R, Y.G. ve Y.O'nun "kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralama", "kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralamaya teşebbüs", "cebir kullanarak kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle birden fazla kişi tarafından birlikte kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "cebir kullanarak kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle birden fazla kişi tarafından birlikte silahla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "görevi yaptırmamak için direnme", "suç işlemeye alenen tahrik", "kişiye yerine getirdiği kamu görevinden dolayı alenen hakaret" ve "siyasi partilerin maliki olduğu eşyaya zarar vermek" suçlarından 26,5 yıla kadar çeşitli sürelerde hapisle cezalandırılması istendi.
Duruşma, 31 Mayıs'a ertelendi.