ANKARA (AA) - ORHAN ONUR GEMİCİ - Sahil Güvenlik İkmal Yüzbaşı Özlem Ayşe Gürsoy, Sahil Güvenlik Komutanlığında kadınlara her zaman ihtiyaç olduğunu belirterek, "Ben pırıl pırıl gençlerimize, pırıl pırıl denizlerimizde her zaman ihtiyaç olduğunu düşünüyorum." dedi.
Sahil Güvenlik Komutanlığında 13 yıldır görev yapan yüzbaşı Özlem Ayşe Gürsoy, diğer personel gibi sahiller, iç sular, boğazlar ve kara sularında emniyet ve asayişin sağlanması için gece gündüz özveriyle çalışıyor.
"8 Mart Dünya Kadınlar Günü" öncesinde bir kadın subay olarak giydiği sahil güvenlik üniformasının kendisi için taşıdığı anlamı AA muhabirine anlatan yüzbaşı Gürsoy, böyle bir günden bahsetmek için öncelikle kadının ne olduğunu anlamak gerektiğini söyledi.
Kadının herkes için anne, eş, kız kardeş anlamına geldiğini ifade eden Gürsoy, kadınlar ile erkeklerin bir paylaşım içerisinde olduğu dünyada, en güzel ve kıymetli görev anneliğin kadınlara verildiğini kaydetti.
- "Kadın gelecek nesli şekillendirir"
Gürsoy, "Her anne evladını yetiştirirken aslında gelecek nesli şekillendirir. Kadın ve erkek arasındaki farklılıklar her zaman kıymetlidir. İnsan gücünün söz konusu olduğu her yerde kadındaki merhamete, şefkate, narinliğe, farklı ve detaylı düşünme yeteneğine ihtiyaç vardır. Aslında toplumların ihtiyacı olan şeyler zamanla yerlerini bulur. İnsanlığın oluşumundan bugüne kadar da maalesef kadınların saygınlığına ihtiyaç duyulacak süreçler yaşanmıştır. Bu süreçler, Kadınlar Günü'nün tarihte yerini almasına sebep olmuştur." diye konuştu.
Bir kadın olarak sahil güvenlik üniformasını giymenin kendisi için çok kıymetli olduğunu belirten Gürsoy, "Devletimin bana layık gördüğü bu değerlere, 18 yaşımdan beri fedakarca çalışarak sahip oldum. Bu üniforma benim için emektir." dedi.
Gürsoy, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır" sözünden hareketle Sahil Güvenlik Komutanlığı bünyesinde birçok ilde görev yaptığını anlattı.
- "Beyazın saflığı ve temizliği beni bu mesleğe çekti"
Küçüklüğünün Ankara'da geçtiğini vurgulayan Gürsoy, denizlere uzanan mesleğe başlama hikayesini şu sözlerle aktardı:
"Annemle Kızılay'a giderken Deniz Kuvvetlerinin önünde bembeyaz üniformalı subayları görürdüm. Beyazın saflığı ve temizliği beni bu mesleğe çekti diye düşünüyorum. Üniversite sınavında Deniz Harp Okulunu kazandım. 4 yıl denizcilik, askerlik ve mühendislik eğitimi alarak mezun oldum. Mezun olduğumda deniz subayıydım. Evlenince Sahil Güvenlik Komutanlığına geçtim."
Gürsoy, kadınlara her mesleğin yakıştığını dile getirerek, "Sahil Güvenlik Komutanlığında subay olmasam yine insanlara yardım edebileceğim, beyaz gömlekleriyle doktorluk mesleğini seçebilirdim." dedi.
Kadın subaylar olarak meslekte karşılaşabilecekleri zorluklara ilişkin okul yıllarında eğitim aldıklarını ve sürece kolayca alıştıklarını anlatan Gürsoy, mesleklerini erkek silah arkadaşlarıyla aile ortamında yürüttüklerini bildirdi.
- "Pes etmiyorum"
Gürsoy, bir yandan subaylık mesleğini diğer yandan da annelik görevini nasıl yürüttüğüne ilişkin "Bizde şöyle bir kültür vardır, gemi seyre çıktığında zaten gemidekiler bir aile gibi olur ama geride bıraktıkları ailelerde de bir birlik ve bütünlük olur. Her zaman çocuğumun sağlığı ve mutluluğu için elimden gelen her türlü fedakarlığı yapmak benim annelik görevimdir. Bununla eşim, ailem ve meslek arkadaşlarımın yardım etmesiyle başa çıkabiliyorum. Pes etmiyorum, meslek arkadaşlarım, amirlerim de her türlü konuda bana yardımcı oldular." ifadelerini kullandı.
Pilot, ikmal muvazzaf kadın subay ve astsubayları Sahil Güvenlik Komutanlığı üniformasıyla gördüğünde çok gururlandığını ve duygulandığını belirten Gürsoy, bu üniformayı onların o gencecik umutla bakan gözlerine çok yakıştırdığını kaydetti.
Gürsoy, Sahil Güvenlik Komutanlığında kadınlara her zaman çok ihtiyaç olduğuna işaret ederek "Arama kurtarmalarımızda çocuklara ve kadınlara yönelik yardımlarda hemcinslerini görmelerinin onları daha çok rahatlatacağını düşünüyorum. Ben pırıl pırıl gençlerimize, pırıl pırıl denizlerimizde her zaman ihtiyaç olduğunu düşünüyorum." dedi.