İSTANBUL (AA) - İstanbul Gelişim Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Yeni Medya Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Abdulkadir Büyükbingöl, NFT sahipliği ve metaversedeki gelişmelere ilişkin, "Dijital varlıkların korsanlarca ele geçirilebilmesi, yeni güvenlik duvarları sunan protokollere ihtiyaç duyulduğunun göstergesi." ifadelerini kullandı.
İstanbul Gelişim Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, NFT ve metaverse ile birlikte para birimlerinin değişmesinden sonra sosyal alanlar da dijital dünyaya taşınıyor. İnsanlar artık fiziksel varlıklarının sınırlarından kurtulup siber uzayda özgürce hareket edebilmenin hayalini kurarken, güvenlik açıkları kullanıcıları endişelendiriyor.
2021’in ikinci yarısından sonra insanların hayatında daha da etkin bir konuma sahip olan NFT ve metaverse, fiziksel ve dijital dünya arasındaki ayrımı kaldırmaya hazırlanıyor. Dijitalleşme yönünde fiziksel dünyada zorunlu bir dönüşüm yaşanırken ekonomik veya sosyal varlıkların da dijital dünyada bir an önce kendine bir yer bulması için çalışmalar devam ediyor.
Blockhain teknolojisi, dijital dünyadaki değişimde anahtar görevi görüyor. Bu sayede başta para olmak üzere bütün fiziksel varlıkların hatta soyut varlıkların dijital versiyonlarının üretilerek ekonomik döngüye eklenmesi büyük değişimleri beraberinde getirdi. Varlıkların dijital hallerinin üretilmesi, dijital sahiplik kavramını yani NFT uygulamalarının da günlük hayata entegre olmasını sağladı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen İstanbul Gelişim Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Abdulkadir Büyükbingöl, dijital sahiplenme biçimi olarak NFT'nin, hayli ilgi çeken bir faaliyet alanı haline gelmiş durumda olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bu teknolojiyle şarkıların, fotoğrafların, tasarım çalışmalarının yanında GIF gibi animasyonların dahi dijital sahipliği alınabiliyor. Bir çeşit sahiplenme çeşidi olan NFT, hayal sınırlarını zorlayan bir ekonomik faaliyet alanı sunuyor. Bütün avantajlarına rağmen NFT’nin geleceği konusunda soru işaretleri de mevcut.
İlk başta NFT ve kripto para birimleri dünyayı değiştiren bir teknoloji olarak lanse edilebilmesinin yanında bıraktıkları devasa karbon ayak izine dikkati çekiliyor. Independent Türkçe’de yer alan bir habere göre ortalama bir NFT'nin yaratılmasının, benzinli otomobilde yaklaşık 800 kilometre yol yapmaya denk geldiği belirtiliyor. Bu da 200 kilogramdan fazla karbon üretimine denk geliyor.’’
NFT’lerin sahipliği sayesinde blockhain temelinde oluşturulan dijital sertifika ile kime ait olduğu dünya genelinde yüz binlerce bilgisayarda saklanılarak başka hak sahipliklerinin ortaya çıkması durumunun önüne geçilmiş olduğunu belirten Büyükbingöl, "Bu durum dijital varlıkların da korsanlarca ele geçirilebilmesi, yeni güvenlik duvarları sunan protokollere ihtiyaç duyulduğunun göstergesi. Gelecek toplumlar, dijital teknoloji, yapay zeka, biyoteknoloji ve sosyal bilişimin odağında biçimlenecek." ifadelerini kullandı.