MİLLET İRADESİNE DARBE: 28 ŞUBAT - İstifaya zorlanan Fatma öğretmen, maruz kaldığı hakaretleri unutamıyor

- Fatma Aygün: - "Kılık kıyafet kuralına uymadığımızdan ceza veriyorlardı. Denetim için geldiklerinde bize çok hakaret ediyorlardı, keşke ceza vermekle kalsalardı. Başörtülü olarak bahçeden içeriye sokmuyorlardı" - "Müfettiş gelince okuldaki çocuklar, 'öğretmenim seni kitaplığa saklayalım' diyordu. Neydi benim suçum? O çocukların psikolojisini düşünebiliyor musunuz?"

25 Şubat 2021 Perşembe 11:04
MİLLET İRADESİNE DARBE: 28 ŞUBAT - İstifaya zorlanan Fatma öğretmen, maruz kaldığı hakaretleri unutamıyor

NEVŞEHİR (AA) - BEHÇET ALKAN - Türk siyasi tarihine "postmodern darbe" olarak geçen 28 Şubat sürecinde başörtüsü yasağı nedeniyle öğretmenlikten istifa etmek zorunda bırakılan Fatma Aygün, hakaretlere maruz kaldığı o acı günleri hüzünle hatırlıyor.

Nevşehir'de bir beldede sınıf öğretmeni olarak görev yaparken 28 Şubat sürecinde, başörtüsü nedeniyle hakkında defalarca suç duyurusunda bulunulan Aygün, baskılara dayanamayarak 2000 yılında istifa etti.

Mahkeme kararıyla 2 yıl sonra görevine dönen ve bir süre önce 20 Temmuz İlkokulu'nda müdürlük görevine getirilen Aygün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, o dönemde yaşadığı zor günleri unutamadığını belirtti.

Aygün, 28 Şubat'ta ilk muhtıradan sonra psikolojik baskıların arttığını ifade ederek, "Kılık kıyafet kuralına uymadığımızdan ceza veriyorlardı. Denetim için geldiklerinde bize çok hakaret ediyorlardı, keşke ceza vermekle kalsalardı. Başörtülü olarak bahçeden içeriye sokmuyorlardı." dedi.

Yaşadığı stresin ailesine ve sınıfındaki çocuklara da yansıdığını aktaran Aygün, mesleğini ve öğrencilerini çok sevdiği halde baskılar nedeniyle istifa etmeye mecbur kaldığını anlattı.

Aygün, istifa sürecinden önce hastalandığı için İl Milli Eğitim Müdürlüğüne sevk almaya gittiğinde, kamu kurumuna başörtülü girmesini bahane eden yetkililerce kapı dışarı edildiğini, bu durumun da istifa kararı almasında etkili olduğunu söyledi.

Türkiye'de günümüzde Müslümanların kılık kıyafetlerinin sorgulanmadığını, özgür bir yaşam alanı oluştuğunu dile getiren Aygün, bu kapsamda birçok sivil toplum kuruluşu ve bireyin mücadele yürüttüğünü, en büyük gayreti gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a minnettar olduğunu kaydetti.

- "O dönemde, 'başını aç, her şey düzelecek' diyorlardı"

Yeni neslin elde edilen hak ve hürriyetlerin kolay kazanılmadığını bilmesi gerektiğini, bunun ülkenin müreffeh geleceği açısından önemli olduğunu vurgulayan Aygün, şöyle konuştu:

"Başka bir suç isnat edemiyorlardı. Başörtülü olduğumdan dolayı hakkımda günlük tutanak tutulmuş. Sürekli ceza aldım, sonra da bakanlık müfettişleri geldi, onlardan da ceza aldım. Hiçbir suç işlemiyorsunuz, sadece Rabbinizin emrini yerine getiriyorsunuz. Bugün özgürlüğümüzü kazandıysak Cumhurbaşkanımızın mücadeleleri sonucundadır. O dönemde, 'başını aç, her şey düzelecek' diyorlardı. Ben de 'başımı açmayacağım, siz 15 güne bir ceza verseniz de hayatımda bir şey değişmeyecek' dedim. Müfettiş gelince okuldaki çocuklar, 'öğretmenim seni kitaplığa saklayalım' diyordu. Neydi benim suçum? O çocukların psikolojisini düşünebiliyor musunuz? Aslında, kafayı başörtüsüne takmış görünseler de geri planda milletimin çocuklarına verdiğim vatan, millet, peygamber ve Kur'an sevgisine takmışlardı. Esas mesele başörtüsünden ziyade buydu."

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.