ANKARA (AA) - AA muhabirinin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünden aldığı bilgiye göre, Bakanlık, Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzleme Programı (DEN-İZ) ile üçer yıllık periyotla tüm denizlerde 423 istasyonda, 11 enstitü ve 3 araştırma gemisi ile kirlilik ve kaliteyi izlemeye aldı.
Ortaya çıkan bulgular ışığında özelikle 2016'dan itibaren Marmara Denizi'nde çalışmalarını artıran Bakanlık, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü ile 2016 MARMOD FAZ I Projesini ve 2021 yılında ise MARMOD FAZ II projesini hayata geçirdi.
MARMOD FAZ II ile 2021'de Marmara Denizi'nde görülen müsilajın etkileri ve nedenlerinin belirlenerek önlemeye yönelik eylem planlarını ortaya koymak amacıyla Marmara Denizi'nde izleme nokta sayısı 150 istasyona çıkarıldı.
Marmara Denizi'nde haziran 2021 döneminde 40 sefer günü ve 234 noktada, eylül ayında ise 441 noktada genişletilmiş bir ağla izlemeler gerçekleştirildi.
MARMOD FAZ II projesi kapsamında Marmara Denizi'nin dijital ikizi oluşturulması çalışmalarına başlandı.
"Dijital ikizin tüm modüllerini 2023 yılının sonuna kadar tamamlamayı hedefliyoruz"ÇED, İzin ve Denetim Genel Müdürü Mehrali Ecer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, MARMOD FAZ II kapsamında 2021'de görülen müsilaj sonrasında Marmara Denizi için fiziksel, biyojeokimyasal ve ekosistem modüllerini içeren 3 boyutlu bir model geliştirildiğini belirtti.
Ecer, proje kapsamında Marmara Denizi'nin 2021'de görülen müsilaj sonrasında dijital ikizinin oluşturulması çalışmalarına başladıklarını ifade ederek, çalışmanın hangi aşamada olduğuna ilişkin şu bilgileri verdi:
"Şu anda fiziksel oşinografik modelden oluşan bazı bölümlerini tamamlayıp test çalışmalarına başladığımız dijital ikizin tüm modüllerini 2023 yılının sonuna kadar tamamlamayı hedefliyoruz. 150 noktada yaptığımız izleme sonuçlarını ve Marmara Denizi'ne taşınan kirlilik yüküne ilişkin tüm verileri girerek oluşturacağımız ve dünyada bu konudaki öncü çalışmalardan biri olan Dijital İkiz Projesi sayesinde Marmara Denizi'nde yaşanan müsilaj ve diğer kirlilik problemlerini oluşmadan engellemeyi, iyi kalite deniz ekosisteminin tekrar gelişmesini, biyolojik çeşitliliğin artırılmasını, Marmara Denizi'nde ekolojik dengeyi korumayı hedefliyoruz."
Seçili istasyonlarda müsilaj oluşumuna neden olan ara tabaka besin yükleri birikiminin anlaşılması için yüksek çözünürlüklü veri toplanacağını anlatan Ecer, alansal çözünürlüğü artırmak için seferler sırasında yüksek bir teknoloji olan Scanfish Cihazı ile Marmara Denizi'nde hatlar biçiminde izleme yapılacağına değindi.
Böylece yeni bileşenler eklenerek geliştirilen üç boyutlu modelin Marmara'nın dijital ikizi haline getirilmesi sağlanacağını aktaran Ecer, yeni oluşacak veri, gözlem, iş ve senaryonun, web arayüzü ile Bakanlığın Sürekli İzleme Merkezine (SİM) entegrasyonunun da sağlanacağını dile getirdi.
Ecer, "Artırılacak istasyon sayısı ile boğazlar yolu ve karasal kaynaklı su ve besin yükü bütçeleri daha hassas şekilde güncellenecek." ifadelerini kullandı.
"Marmara'nın fiziksel ve ekolojik durumunu ortaya koyacağız"
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu da Marmara Denizi'nin sıcaklık, tuzluluk oranları gibi fiziksel yapısı, farklı akıntılar, döngülerin üç boyutlu olarak modelleneceğini söyledi.
Marmara Denizi'nin ekosistemini bilgisayar ortamında taklit edeceklerini, bunun üstüne Marmara havzasındaki karalardan yayılı kaynaklardan, şehirlerden olan farklı girdileri bunun içine koyacaklarını bildiren Salihoğlu, şöyle devam etti:
"Farklı sosyoekonomik senaryolar altında Marmara Denizi ekosistemi nasıl değişecek bunu anlamaya çalışıyoruz. İklim önümüzdeki yıllarda nasıl değişir? Günümüz koşullarındaki karbon salımı devam ederse iklim nasıl değişir? Bunu azaltabilirsek nasıl, artarsa nasıl değişir? Bu farklı senaryolarda biz Marmara Denizi'nin hem fiziksel durumunu hem ekolojik durumunu ortaya koyacağız."
Salihoğlu, şehirlerin önümüzdeki 20 yılda nasıl büyüyeceği, farklı senaryolar altında ekosistem yaklaşımı benimsenirse Marmara'yı nasıl etkileyeceği, Marmara'yı çevreleyen tarım alanları, endüstrinin nasıl değişeceği ve bu değişimlerin iklimle uyumlu değiştirse, denizi nasıl etkileyeceği gibi soruların da dijital ikiz sayesinde o anki yanıtlarının alınabileceğini anlattı.
Barış Salihoğlu, "Hem o anki durumu göreceğiz hem de birkaç gün sonrası, birkaç ay sonrası hatta birkaç 10 yıl sonrasında bu değişimler nasıl olacak, bunları görüp yöneticilere farklı çözüm önerileri sunabileceğiz. Yani mevcut durum sürerse şu riskler var, müsilaj, balıkçılığın azalması, sıcaklıkların çok artması riski var, insan sağlığına yönelik tehditler olabilir, bunları ortaya diyebileceğiz." ifadelerini kullandı.
Bu dijital ikiz ile Marmara Denizi'ne özgü biyokimyasal ve ekosistem model geliştirildiğine dikkati çeken Salihoğlu, "Marmara Denizi'nde olan kimyasal döngülerden başlayarak virüsten, yunuslara, balıklara kadar denizdeki bütün ekosistemi, hem canlı yaşamı hem de bu canlı yaşamı destekleyen gibi öğeleri, içine alacak şekilde gerçekten belki de yani dünyada ilk olacak yapıyı ortaya koyacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Marmara Denizi'nin dijital ikizi nasıl çalışacak?Prof. Dr. Salihoğlu, Marmara dijital ikizinin nasıl çalışacağına ilişkin şu bilgileri verdi:
"Marmara Denizi fiziksel ve ekolojik 3 boyutlu modeli ile deniz, havza, atmosfer ve sosyoekonomik girdiler entegre edilecek. Dijital ikiz karar verici, vatandaş, bilim insanı ve tüm son kullanıcılara gerçek zamanlı olarak denizin her noktası ile ilgili görsel sayısal bilgi akışı sağlayabilecek. Bu bilgi ile denizin iyi çevresel duruma gelmesi ve deniz ekonomisi sektörlerinin ekosistem ve değişen iklimle uyumlu biçimde iyileştirilmesini hedefliyoruz."
Muhabir: Yıldız Nevin Gündoğmuş