- Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen dörtlü zirve, ilk kez Türkiye ve Rusya'nın öncülük ettiği Astana formatıyla Almanya ve Fransa'nın içinde yer aldığı "küçük grup" temsilcilerini bir araya getirdi.
Zirve, Astana girişiminin Avrupa'nın da desteğini aldığını ortaya koydu.
Erdoğan, açıklamasında, Astana formatının uluslararası topluma örnek olduğunu vurgulayarak, bu bağlamda zirvenin önemini, "Bugün, Fransa ve Almanya'nın da katılımıyla Astana'da yakalanan sinerjiyi daha ileriye taşıyabileceğimizi gördük." sözleriyle dile getirdi.
Söz konusu iş birliğine ne kadar çok ülke katkı sağlayabilirse, çözüme o denli yaklaşılacağının altını çizen Erdoğan, kalıcı çözüm yolunun Suriye halkının öncülüğünde ve sahipliğinde Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde yürütülen müzakerelerden geçtiğinin altını çizdi.
Tek yol diplomasi çağrısı
Rus, Alman ve Fransız liderler de açıklamalarında, krizin tek çözüm yolunun diplomasiden geçtiği yönünde mesaj verdi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, "Suriye'de çözüm ancak diplomasi yoluyla mümkün olabilir" diyerek, müzakerelerin BM Güvenlik Konseyinin 2254 sayılı kararı çerçevesinde, Suriye'nin toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı odağında sürmesi gerektiğini anımsattı.
Fransa lideri Emmanuel Macron da bu konuda Beşşar Esed rejiminin tavrını eleştirerek, "Bugün rejim askeri olarak yeniden fetih mantığında davranıyor. Bu da Suriye'nin istikrarını sağlayacak bir yaklaşım değil." ifadesini kullandı.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, siyasi çözümün mültecilerin evlerine dönebilmesi ve tüm Suriyelilerin ülkelerinde yeniden bir araya gelerek oy kullanabileceği bir seçim yapılması için şart olduğuna işaret etti.
Mültecilerin dönüşü için erken mesajı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvede, mültecilerin geri dönüş sürecinin uluslararası hukuka uygun olarak gönüllülük esasına göre, güvenli biçimde ve BM ile eşgüdüm halinde yürütülmesi gerektiği hususunda fikir birliğine vardıklarının altını çizdi.
Fransız lider Macron da buna ilişkin, "Bugün açık konuşmak gerekir, sığınmacıların ülkelerine geri dönmesi inandırıcı ve kapsayıcı olamaz, siyasi bir çözüm getirilmediği sürece." değerlendirmesini yaptı.
Alman başbakan Merkel mültecilerin dönüşü konusunda BM Mülteciler Yüksek Komiserliğiyle sıkı bir iş birliği yapılmasının önemine dikkati çekerek, Suriye'ye dönenlerin burada tutuklanmamaları ve kötü muamele görmemeleri gerektiğini dile getirdi.
Suriye'nin yine bütün halkı için güvenli bir vatan olması gerekliliğine vurgu yapan Merkel, "Siyasi sürecin tam da bu zamanda bulunması çok önemli." tespitini dile getirdi.
İdlib'de kalıcı ateşkesin önemi vurgusu
Liderler ayrıca, İdlib'deki ateşkesin garanti altına alınması konusunda Türkiye ve Rusya'nın vardığı mutabakatın önemine vurgu yaptı.
Erdoğan, mutabakata ilişkin açıklamasında, Rusya ile istihbarat paylaşımı ve dayanışmalarını sürdürdüklerini dile getirerek, "Hedefimiz buradaki sivil halkın huzurunu sağlamaktır." mesajını verdi.
Merkel, Soçi mutabakatında atılan adımlardan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bu süreci desteklediklerini ifade etti. Alman lider, İdlib'de insani bir felaket olmadan barışçıl bir çözüm bulunması konusunda da gayret göstermeye devam edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Macron da İdlib'te kalıcı ve sürdürülebilir bir ateşkesin tesis edilmesinin son derece önemli olduğunu vurguladı.
"Anayasa komitesi yıl sonuna kadar kurulmalı" tutumu
Erdoğan, İdlib'de sağlanan sükunetin yeşerttiği umuttan istifadeyle siyasi süreçte somut adımlar atılması gerektiğinin altını çizerek, "Bu çerçevede anayasa komitesinin kuruluş sürecinin en kısa sürede şartları gözeterek, temennimiz odur ki yıl sonu itibarıyla tamamlanması çağrısında bulunduk." ifadesini kullandı.
Fransız, Alman ve Rus liderler de anayasa komitesinin yıl sonuna kadar kurulması gerektiği konusunda ortak tutum sergiledi.
Liderler, dörtlü zirve formatının, katılımcı sayısı artırılarak sürmesinin ihtilafın çözümü hızlandıracağı konusunda hemfikir oldukları yönünde mesajlar verdi.