MADRİD (AA) - İspanya'da her geçen gün büyüyen kuraklık sorununa karşı uzmanlar, su kaynaklarının daha iyi yönetimi ve kullanımının zaruri olduğunu vurguluyor.
Son 30 yılın en kurak döneminin yaşandığı İspanya'da 1995'ten bu yana ilk kez barajlarda ve göletlerdeki ortalama su seviyesi yüzde 40'ın altına indi.
Kuralık sadece Endülüs, Murcia gibi İspanya'nın güneyindeki daha sıcak bölgeleri değil kuzeydeki Galisya ve Katalonya gibi normalde çok yağış alan bölgeleri de etkiledi.
AA muhabirine açıklama yapan "Ecologistas en Accion" (Ekolojistler İş Başında) adlı sivil toplum hareketinin kurucularından ziraat mühendisi Santiago Martin Barajas, "Sonbaharda yeterli miktarda yağış olmazsa 2023'e gerçek bir su kriziyle girebiliriz." dedi.
İspanya'da barajlarda ve su göletlerinde görülen düşüsün sadece iklim değişikliğine bağlanmaması gerektiğini vurgulayan Barajas, "Sorun sadece kuraklık değil. Zira geçen sonbaharda normalin yüzde 17 altında yağış olduysa da ilkbaharda normalin yüzde 12 üzerinde bir yağış geldi. İspanya'daki su göletlerinin son 10 yılın yüzde 20 daha az seviyesinde olması sadece yağış eksikliğiyle açıklanamaz. Suyun kullanımı da çok önemli. Son yıllarda konaklama yerlerinde oldukça artış var ve tüketim arttı." şeklinde konuştu.
İspanya'da her geçen gün daha da artan ve şu anda 4 milyon hektarın üzerinde olan tarım alanının yüksek ve çok yüksek çölleşme riskine sahip olduğunu kaydeden Barajas şöyle devam etti:
"Bilinçsiz su tüketimi bu işi tamamen şansa bıraktı. 'İnşallah yağmur yağar.' demekten başka çaremiz kalmadı. İspanya'da 1950 kadar büyük gölet var. Eğer sonbaharda ortalamanın altında bir yağış düşerse 2023'e gerçek bir su kriziyle girebiliriz. Ülkemizde milyonlarca kişiyi etkileyecek su kesintileri olabilir. Bu da yaşam kalitesinde düşüş anlamına gelecektir."
Uluslararası çevre örgütü Greenpeace'in İspanya ofisinin de konuya ilişkin yaptığı açıklamalarda, göletlerde depolanan suyun doluluk düzeyinin yüzde 5 ila 10'unun hiçbir zaman kullanılabilir durumda olmadığı hatırlatıldı.
Açıklamalarda, "Su temini konusunda ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. Ekosistemler ve sudaki biyoçeşitlilik için aşırı bir risk var. Ayrıca su, her türlü üretim için vazgeçilmezdir ve tedarikte sorun olması ekonomik faaliyetleri de durdurur." ifadesi kullanıldı.
Ekolojik Geçiş Bakanlığının son verilerine göre, şu anda ülkede depolanan su rezervi yüzde 37,9 seviyesine geriledi.