ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Zafer günlerimizi ayrışmanın değil, 84 milyon olarak birlik ve beraberliğimizi güçlendirmenin vasıtası haline getirmekte kararlıyız." dedi.
Erdoğan, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı'nda düzenlenen Subay ve Astsubay Öğrencileri Mezuniyet Töreni'ndeki konuşmasında, Malazgirt Zaferi'nin 950. yılı ile 30 Ağustos Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nin 99. yıl dönümünün kutlandığını anımsattı.
Malazgirt Meydanı'nı dolduran binlerce kişinin milletin hem büyüklüğünü hem de ebedi ve ezeli kardeşliğini temsil eden çok kıymetli mesajlar verdiğini belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Anadolu'nun kapılarının bir daha kapanmamak üzere açıldığı bu büyük zaferin yıl dönümünde 1071 yılındaki duruşumuzdan hiçbir şey kaybetmediğimizi tüm dünyaya gösterdik. Malazgirt Meydanı'nda bir kez daha şahit olduk ki 950 sene önce Sultan Alparslan'a güç ve cesaret veren inanç halen dimdik ayaktadır. Malazgirt ruhu dün olduğu gibi bugün de gençlerimiz başta olmak üzere, milletimizin yolunu aydınlatmaktadır. Nice yokluk ve imkansızlıklara rağmen Dumlupınar'da 30 Ağustos 1922'de kazanılan zafer de Malazgirt ruhunun o dönemde sürdüğünün işaretiydi. 15 Temmuz gecesi yazılan destanı ise Malazgirt ruhunun bu topraklarda kök saldığının en son ve en güçlü ispatı olarak değerlendiriyoruz. Milletimiz 15 Temmuz gecesi tanklara, toplara, ölüm kusan silahlara karşı verdiği mücadele ile hem kanlı ve kalleş bir darbe teşebbüsünü hem de ülkemizin bağımsızlığını hedef alan bir işgal girişimini püskürtmüştür. Bu bakımdan milletimizin motivasyonu ve sonuçları itibarıyla 15 Temmuz'u 30 Ağustos'tan, Çanakkale'yi Malazgirt Zaferi'nden ayrı görmüyoruz."
- "Bu milleti, millet yapan zaferleri yarıştırmak, kimsenin haddi değil"
Erdoğan, milletin binlerce yıllık mazisi içerisinde kazandığı zaferlerin her birine diğerinin devamı olarak baktıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Malazgirt nasıl bizimse İstanbul'un Fethi de bizimdir. Çanakkale nasıl bizimse 30 Ağustos da bizimdir. Kıbrıs Barış Harekatı nasıl bizimse 15 Temmuz da bizimdir. Suriye harekatları nasıl bizimse Libya ve Karabağ zaferleri de bizimdir. Sınırlarımız içinde ve dışında teröristlere nefes aldırmayan başarılar da bizimdir. Tarihi şahsiyetlerimiz arasında ayrım yapmadığımız gibi zaferlerimiz arasında da ayrım yapmadık, yapmıyoruz. Cumhurbaşkanlığı forsumuzda temsil edilen devletlerin her birini şanlı tarihimizin altın halkaları olarak görüyoruz. Tarih, millet ve vatan şuuru olmayan kimi çevrelerin ortak zaferlerimiz üzerinden yapmaya çalıştığı provokasyonların gerisindeki sinsi niyetleri de gayet iyi biliyoruz. Bu milleti, millet yapan zaferleri yarıştırmak, kimsenin haddi değildir. Bilhassa da bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan hiç kimsenin tarihimize çamur atmaya hakkı yoktur. Malazgirt Zaferi'nden beri tam 950 yıldır cesaret, kahramanlık ve mücadeleleriyle, gerektiğinde kanları ve canlarıyla bu toprakları bizlere emanet eden şahsiyetlerin hepsinin başımızın üzerinde yeri vardır. Ülkemize vakit kaybettiren, dahası milletimizin vaktini ve enerjisini heba eden bu tür suni tartışmasının artık geride bırakılması gerekiyor. Zafer günlerimizi ayrışmanın değil, 84 milyon olarak birlik ve beraberliğimizi güçlendirmenin vasıtası haline getirmekte kararlıyız."
- "Savunma ve havacılık ihracatımız 3 milyar doları geride bıraktı"
Üzerinde bugün özgürce yaşanılan vatan topraklarının kahraman şehitlerin bir emaneti olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Hamdolsun ikinci çeyrekte yüzde 21,7 büyüme sağladık. İşte bu nereden nereye geldiğimizin ifadesidir. Türkiye, üretim, yatırım, sağlık, ihracat, diplomasi ve güvenlikte çok daha ileriye gidiyor Dün bize İHA, SİHA vermeyenler vardı. Şimdi artık İHA'mız SİHA'mız Akıncı'mız var mı? Var. Daha da güçleneceğiz, daha da güçlenerek yola devam edeceğiz. Bir dönem meşru terörle mücadele operasyonlarında bile başkalarının desteğine muhtaç bir ülkeyken hamdolsun artık savunma sanayinde yerlilik oranımızı yüzde 20'lerden yüzde 80'lere çıkarttık." dedi.
Bu hafta ordunun envanterine katılan Taarruzi İnsansız Hava Aracı Akıncı ile Türkiye'nin insansız hava araçlarında dünyanın ilk üç ülkesinden biri olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sadece kendi silahımızı, kendi gemimizi, füzemizi üretmekle kalmıyoruz, bunların önemli bir kısmını dost ve kardeş ülkelere ihraç ediyoruz. Daha önce 250 milyon doları bile bulmayan savunma ve havacılık ihracatımız 3 milyar dolar sınırını geride bıraktı. Ülke siyaseti, ekonomi reformlarla ilgili kararlarımızı alırken, nasıl birilerinden işaret beklemiyorsak, terör örgütlerine karşı yürüttüğümüz mücadelede de kimsenin icazetini aramıyoruz. Yurt içinde ve dışında gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla bölücü terör örgütünü kıpırdayamaz hale getirdik. Nerede saklanırlarsa saklansınlar teröristleri inlerinde buluyor ve imha ediyoruz."
- "32 kişi örgütten kaçarak devletimizin ve annelerinin müşfik kollarına sığındı"
Erdoğan, terör örgütüne katılımları tarihin en düşük seviyesine indirdiklerini kaydederek, şu ifadeleri kullandı:
"İkna çalışmaları yoluyla örgütten kopan ve emniyet teşkilatımıza teslim olanların sayısı da giderek artıyor. Evlatları dağa kaçırılan Diyarbakır annelerinin iki yıldır sürdürdüğü cesur mücadele, bölücü örgütün ve siyasi uzantılarının maskelerini düşürdü. Kimi siyasetçiler ve medya organları tarafından sürekli parlatılan örgütün, kanlı ve kalleş yüzü böyle çok daha iyi ortaya çıktı. Sadece ciğer parelerine yeniden sarılmanın peşinde olan annelerin asil direnişi sayesinde şimdiye kadar 32 kişi örgütten kaçarak devletimizin ve annelerinin müşfik kollarına sığındı. Önümüzdeki dönemde bu sayının daha da artacağına inanıyorum. Buradan bir kez daha 3 Eylül 2019'dan beri kesintisiz evlat nöbeti tutan Diyarbakır Annelerini hürmet ve saygıyla selamlıyorum."
(Sürecek)