ÇANAKKALE (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 104. yıl dönümü dolayısıyla 18 Mart Stadyumu'nda düzenlenen törende konuştu.
Çanakkale'nin tüm ilçelerini tek tek sayarak törene katılanları selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu topraklarda şehitleri olan, bir zamanlar aynı sınırlar içinde yaşadığımız Balkanlar'daki, Kuzey Afrika'daki, Ortadoğu'daki, Kafkaslar'daki tüm kardeşlerimi selamlıyorum. Emin olsunlar emanetlerine gözümüz gibi bakıyoruz." ifadesini kullandı.
Tüm şehitlere Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, "Bin yıldır istiklalimiz ve istikbalimiz için bir gül bahçesine düşer gibi toprağa giren tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. 18 Mart şehitlerimizi, Birinci Dünya Savaşı'nda pek çok cephede verdiğimiz yüz binlerce şehidimizi, katledilen milyonlarca mazlum kardeşimizi, İstiklal Harbi şehitlerimizi, terörle mücadele şehitlerimizi ve 15 Temmuz şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum." dedi.
Çanakkale'de bir asır önce neler yaşandığını bilmeyen, Çanakkale'de verilen mücadeleyi anlayamayan hiç kimseye bu ülkenin havasının, suyunu ve ekmeğinin helal olmayacağını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Çanakkale Savaşı'nı savaşlardan bir savaş sananın, bu topraklarla da bu milletle de bu ülkeyle de ilgisi yok demektir. Çanakkale'yi ruhunun derinliklerinde yaşatmayan hiç kimsenin bu ülkeyle ve bu milletle ilgili tek cümle dahi kurmaya hakkı yoktur. Malazgirt'i bilmeyen Süleyman Şah'ın İznik'te kurduğu Selçuklu Devleti'nin anlamını da bilmez. Selçuklu'yu bilmeyen, Söğüt'te dikilen fidanın nasıl dünyanın en büyük devleti haline dönüştüğünü de bilmez. Bursa'da, Edirne'de verilen mücadelenin amacını bilmeyen, İstanbul'un fethini kavrayamaz. Fetih heyecanını duymayan, üç kıta yedi iklimde inşa ettiğimiz medeniyetin derinliğini göremez. Bunu göremeyen nasıl olur da Çanakkale'de nasıl olup da yüzbinlerce kahramanın gözleri kapalı şehadete yürüdüğünü anlayamaz. Çanakkale'yi hazmedemeyen, İstiklal Harbi'mizin kodlarını çözemez. Bu toprakların önemi ancak böyle derin tefekkürle kavranabilir."
"Türkiye'nin sabrını sınamaya devam ediyorlar"
Mehmet Akif Ersoy'un,"Allah, bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın" sözlerini anımsatan Erdoğan, "Allah bir daha bu milleti Çanakkale'deki gibi bir imtihana tabi tutmasın. Şayet böyle bir durum ortaya çıkarsa emin olun ki tıpkı 104 yıl önce olduğu gibi Çanakkale'nin denizini de topraklarını da o düşmanlara mezar etmekten asla çekinmeyiz." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:
"Türkiye'nin sabrını ve kararlığını aradan geçen bir asrı aşkın zamana rağmen hala sınamaya devam ediyorlar. Suriye sınırımızı taciz ederek, burada bir terör koridoru kurmaya çalışarak sınıyorlar. Irak sınırımızın dibinde aynı şekilde bu yollara tevessül ediyorlar. Kıbrıs'ta, Doğu Akdeniz'de haklarımıza tecavüz etmeye kalkarak bunu sınıyorlar. Ege'de bizi kendi karamıza hapsedip denize ayak basamaz hale getirerek bizi sınıyorlar.
Avrupa'da özellikle Almanya'da, Fransa'da camilerimize, derneklerimize, vatandaşlarımıza her yıl yüzlerce saldırıda bulunarak sınıyorlar. Ülkemizde sokaklarımızı karıştırarak, darbe girişimlerinde bulunarak, karanlık ittifaklar kurarak sınıyorlar. Ekonomimize saldırarak, milletimizin işine, ekmeğine, lokmasına göz dikerek sınıyorlar. Hatta yeri geliyor ülkemizden 16 bin 500 kilometre uzaklıkta, Yeni Zelanda'da verdikleri mesajlarla bizi sınıyorlar.
Çanakkale'den 104 yıl sonra bir kez daha sesleniyor ve diyoruz ki Mesajınızı aldık. Hislerinizi de niyetinizi de anladık. Kininizin, nefretinizin canlı olduğunu anladık. Bir teröristin 50 Müslümanı öldürmesinin de ne olduğunu anladık. Yaşadığımız toprakları da aldığımız nefesi de bize çok gördüğünüzü de anladık. 'Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçemeyeceksiniz' tehdidini manifestosunda ifade edenin ne tür bir terörist olduğunu da anladık. Bu bireysel bir olay değildir, örgütlüdür."
"İstanbul'u Konstantinapol yapamayacaksınız"
Erdoğan, "Biz buradayız, biz Çanakkale'deyiz. Biz Trakya'sıyla, Anadolu'suyla bu ülkedeyiz, biz Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla, Çerkez'iyle, Boşnak'ıyla, Roman'ıyla buradayız, Çanakkale'deyiz, Türkiye'deyiz. Bin yıldır buradayız, inşallah kıyamete kadar da burada olacağız. İstanbul'u Konstantinapol yapamayacaksınız." diye konuştu.
Düşman güçlerine yönelik "Dedeleriniz geldiler ve burada olduğumuzu gördüler. Sonra kimileri ayakları üzerinde kimileri tabutla geri döndüler. Şayet aynı niyetle gelecekseniz sizi de bekleriz." diyen Erdoğan, onların da dedeleri gibi uğurlanacağından kimsenin şüphesi olmaması gerektiğine dikkati çekti.
"Müslümanlara, Türklere kalkan ellere karşı yazacak tarihimiz var"
Erdoğan, Çanakkale'yi barışın, ortak acılardan doğan kardeşliğin sembolü olarak gördüklerini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda karşı tarafta Yeni Zelandalılar, Avustralyalılar yok mu? Onlar şu anda bizim şehitlerimizle aynı orada yerlerde yatmıyorlar mı? Bunlara ev sahipliğini yapan biz değil miyiz? Gazi Mustafa Kemal'in dediği gibi 'Onlar burada göğüs göğüse, kardeş kardeş olarak yatacaklar.' Bu misafirperverliği yapan biz değil miyiz, peki size ne oluyor?
Çanakkale bizim için, namusunu çiğnetmeyen ve çiğnetmeyecek olan Asım'ın neslinin sembolüdür ve Asım'ın nesli de işte burada, Asım'ın nesli karşımda. Dostça gelirseniz sizi ağırlayacaklar, düşmanca gelirseniz de ona göre muamele edecekler. Tıpkı çukur eylemleriyle ülkemize kafa tutmaya kalkışan teröristlere, tıpkı Suriye sınırımıza musallat olan DEAŞ'lı ve PKK/PYD'li katillere yaptığımız gibi hepinizi ayak bastığınız yere gömecekler. Bu iş öyle masum insanların üzerine haince kurşun sıktığınız silahın kabzasına boyayla isimler tarihler yazmakla olmaz.
Biz tarihi Çanakkale'de kanımızla yazdık. Gazi Mustafa Kemal'in liderliğinde yazdık. Bugün yine yazacağız, yine yazacağız, yine yazacağız. Gabar'da yazdık, Cudi'de yazdık, Tendürek'te yazdık, Kandil'de yazdık, burada da yazarız. Biz tarihi, sınırda teröristleri yok ederek, 15 Temmuz'daki gibi darbecileri çıplak ellerimizle püskürterek yazdık, biz tarihi şanla, şerefle onurla yazdık, daha yazacak çok tarihimiz var. Münbiç'te yazacak tarihimiz var, Fırat'ın doğusunda yazacak tarihimiz var, Filistin'de uygulanan zulme, Kudüs'ün mahremiyetine yönelen saldırılara karşı yazacak tarihimiz var. İsrail'in başındaki zatın oğlunun ifadeleriyle Yeni Zelanda'daki teröristin ifadeleri aynı, aynı kaynaktan besleniyorlar. Dünyanın neresinde olursa olsun tüm masumlara, tüm Müslümanlara ve Türklere kalkan ellere karşı yazacak tarihimiz var."
"Bu millet ölümü öldüren bir millettir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teröristlerle, ekonomiyle, gizli açık yaptırımlarla, tehditlerle, sinsi ayak oyunlarıyla ayaklara çelme takmaya çalışanlara karşı daha yazacak tarih olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Çünkü bu millet hak davası söz konusu olduğunda ölümü öldüren bir millettir." dedi.
Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un "Sen ki ruhunla beraber gezer ecramı adın. Sen ki, asara gömülsen taşacaksın... Heyhat, sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber. Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber." mısralarını okudu.
Çanakkale şehitleri için yazılan bu mısraların dalga dalga bugüne de geleceğe de ışık tuttuğunu söyleyen Erdoğan, vatandaşlarla birlikte "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bizi bölemeyecekler, bizi parçalayamayacaklar ve bu vatanımız bu şekilde 780 bin kilometrekaresiyle inşallah farklı yarınlara girecek " ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "Çıkmış bir tane terörist ne diyor, Kürdistan. Soruyorum, Türkiye'de Kürdistan diye bir bölge var mı?" diye sorarak Türkiye'nin bölgelerini sıraladı. Erdoğan, "Türkiye'de Kürdistan diye bir bölge yok, çok seviyorsan Irak'ın kuzeyinde Kürdistan var, defol git orada yaşa." diye konuştu.
Tüm vatandaşları selamlayan Erdoğan, "104. yılında Çanakkale'de başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere tüm şehitlerimize, 15 Temmuz şehitlerine Allah'tan rahmet diliyorum, gazilerimize şifalar diliyorum. Diyorum ki birliğimize gölge düşürmeyelim, beraberliğimize gölge düşürmeyelim, kardeşliğimize gölge düşürmeyelim." dedi.
Gençlere seslenerek "okuyun, düşünün, uygulayın, neticelendirin" çağrısında bulunan Erdoğan, başarının ancak burada olduğunu söyledi.
Muhabir: Zafer Fatih Beyaz, Yeşim Sert Karaaslan, Mustafa Yılmaz