ANKARA (AA) - Terör örgütü DEAŞ'ın, Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015'te düzenlediği terör saldırısıyla ilgili ana davadan dosyaları ayrılan firari 16 sanık ile ana davada "örgüt yöneticiliğinden" 18 yıl hapse çarptırılan sanık Erman Ekici hakkındaki "kasten öldürme" ve "insanlığa karşı suç"tan açılan davanın görülmesine devam edildi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, sanık Ekici ile tutuklu bulunduğu cezaevinden telekonferans yöntemiyle bağlantı kuruldu, taraf avukatları salonda hazır bulundu.
Mahkeme Başkanı, önceki celsede alınan ara karar gereği dava dosyasına gelen evrakı okuduktan sonra tanıklara söz verdi.
Tanık H.Y, firari sanıklardan Savaş Yıldız'ın eşi olduğunu, Suriye'ye eşinin zoruyla gittiğini, çocuğu ve eşiyle Tabka'da 4 yıl kaldığını anlattı.
Terör örgütü DEAŞ'la herhangi bir bağlantısı olmadığını ileri süren H.Y, "Eşim bırakıp gitti. Çocuklarımla orada yoksulluk yaşadım. Türkiye'ye dönmek istedim. Dönmek isterken de PKK'nın elinde esir kaldım. Kaçakçı sayesinde ellerinden kurtuldum. 2 yıl önce Türkiye'ye geldim. Gar patlamasıyla ilgili bir bilgim yok." ifadelerini kullandı.
Firari sanıklardan Kasım Dere'nin eşi tanık S.D. de 2009'da evlendiğini 2015 Mayıs'ta da Suriye'ye eşinin zoruyla gittiğini öne sürdü.
S.D, gar saldırısıyla bilgisi bulunmadığını öne sürerek, eşinin de bir hava saldırısı sırasında öldürüldüğünü duyduğunu söyledi.
- "12 bin dolar ödeyerek oradan kurtuldum"
Duruşmada davanın firari sanığı Ömer Deniz Dündar'ın kardeşinin eşi M.D. de tanık olarak dinlendi.
Tanık M.D, eşiyle Almanya'da ikamet ederken sosyal medyadan tanıştığını, Almanya'dan tanıdığı davanın firari sanıklarından Walentina Slobodjanjuk (Kazakistan vatandaşı) ile 2013'te Türkiye'ye geldiklerini, kendisinin M.G.D ile Slobodjanjuk'un da eşinin kardeşi Ömer Deniz Dündar ile imam nikahı ile evlendiğini iddia etti.
Daha sonra hep birlikte kaçak yollardan Suriye'ye gittiklerini ifade eden M.D, "Gittiğimiz yıl DEAŞ yoktu. Eşim El Kaide adına faaliyet gösteriyordu. Daha sonra DEAŞ'a katıldı." dedi.
Eşinin YPG'nin elinde esir olarak tutulduğunu belirten M.D, Slobodjanjuk ve Ömer Deniz Dündar'dan da 2018'den beri haber alamadığını belirtti.
Suriye'de eşiyle birlikteyken sürekli şehir değiştirdiklerini anlatan M.D, eşi yanından ayrıldıktan sonra bir süre çocuklarıyla yalnız kaldığını ve daha sonra PKK tarafından alıkonulduğunu söyledi.
Bir avukatın "Eşin olmadığı zaman geçiminizi nasıl sağlıyordun?" sorusuna, tanık M.D, "DEAŞ maaş veriyordu. Yetişkinlere 50, çocuklara 35 dolar veriyordu. Daha sonra kaldığım kamplarda ise çamaşır yıkayarak geçimimi sağladım." yanıtını verdi.
Terör örgütü PKK/PYD'nin kontrolündeki kamptan 2018'de kaçakçılar sayesinde kurtulduğunu ve Türkiye’ye teslim olduğunu ifade eden M.D, "Benim olduğum kampta kadınlar kalıyordu. O dönem eşim de YPG’nin elindeydi. Kaçakçılar para karşılığında kamptan çıkmak isteyenlere yardım ediyordu. Ben de 12 bin dolar ödeyerek oradan kurtuldum. Parayı iletişim halinde olduğum Almanya’daki annem gönderdi." dedi.
Terör örgütüne üyelik suçundan yargılamasının devam ettiğini belirten M.D, gar saldırısıyla ilgili bir bilgisinin olmadığını öne sürdü.
Davanın tek tutuklu sanığı Erman Ekici de söz alarak tahliye talebinde bulundu.
Beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına hükmederek duruşmayı 3 Eylül'e erteledi.
