ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Mahir Ünal, "Sayın Abdullah Gül'le ilgili bahiste üzücü olan şey şu, biz 'AK Partililer birbirleriyle medya üzerinden konuşmaz' diyoruz. Yani biz burada Sayın Abdullah Gül'ün eleştiri hakkına ya da ifade özgürlüğüne dönük bir şey söylemiyoruz. Eğer bizimle medya üzerinden konuşacaksa, o zaman bizim onu AK Parti'li görmekle ilgili bir endişemiz ortaya çıkar." dedi.
Ünal, CNNTürk televizyonunun canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in "Tokat ve Konya'da silahlı eğitim kampları bulunduğu" şeklindeki iddialarına yönelik soru üzerine Ünal, "Bu nasıl bir sorumsuzluktur? Türkiye'de, az önce sözünü ettiğim, toplumsal fay hatlarını tetiklemek için böyle bir dil kullanılmıştır." ifadelerini kullandı. 12 Eylül öncesi dönemde de "Falanca yerde komando eğitimi alınıyormuş" gibi iddiaların ortaya atıldığını anımsatan Ünal, "Bu sorumsuz bir dildir. Bu en basitiyle abesle iştigaldir. Bu en kötüsüyle de iç savaş çığırtkanlığıdır. Böyle bir şey olamaz. Türkiye Cumhuriyeti devleti, hükümetiyle emniyet güçleriyle askerleriyle her şeyiyle yerli yerinde ve bu ülkenin güvenliğini sağlamak, bu ülkede anayasanın amir hükümlerini yerine getirmek için 24 saat görev yapıyor. Nasıl olur da siz kalkıp, 'Efendim falanca yerde kamp kurmuşlar', böyle bir şey olamaz. Böyle bir şeyi konuşmak her şeyden önce sorumsuzluktur." diye konuştu.
Ünal, Akşener'in bu iddialarının ihbar olarak alınıp, söz konusu illerde bir araştırma yapılıp yapılmayacağına yönelik soruya karşılık da, böyle bir şeyin olmadığını ve olmayacağını zaten gerekli birimlerin açıklayacağını vurguladı.
- "O gece bir yağma yaşanmadı"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Ünal, "15-16 Temmuz gecesi askerlerden alınan silahların birtakım çevrelerin eline geçtiği" iddiaları ile "seçim güvenliğinin sağlanıp sağlanamayacağı"nın sorulması üzerine, şunları kaydetti:
"O gece her şey hepimizin gözü önünde yaşandı. O gecenin bir ahlakı vardı. O gece, bu millet kendisine silah sıkan askerin elinden silahı aldığında o silahı kendisine silah sıkan askere doğrultmadı. O silahı devlete teslim etti. O gece bir yağma yaşanmadı, tanklara, silahlara, askeriyeye ait unsurlara el konmadı. Askerin envanterinden herhangi bir şey eksilmedi. Tam tersine her şey Emniyet tarafından, darbeye karşı çıkan askeri unsurlar tarafından alındı ve tekrar envantere eklendi."
Ünal, 15 Temmuz gecesi milletin ahlakıyla erdemiyle ülkesine ve milletine sahip çıktığını ve asıl konuşulması gerekenin de bu olduğunu ifade ederek, canı pahasına Türkiye'yi işgalden koruyan güzel insanlara bu tarz ithamlarda bulunmanın doğru olmadığını kaydetti.
Türkiye'de güvenlik ve özgürlük dengesini sağlamak için ciddi bir çaba verildiğini vurgulayan Ünal, Türkiye'nin özellikle son 3 yıldır bölgesinde yaşanan olaylardan dolayı çok ciddi sorular yaşadığına, 4 terör örgütüyle mücadele ettiğine dikkati çekti. Ünal, bunlara karşın Türkiye'nin büyümede rekorlar kırdığı ve ekonomik istikrarını koruduğunun altını çizerek, "Birilerinin bu ülkede kendi başına kendi kafasına göre bir takım güvenlik riski oluşturacak eylemler yapmasına bizim göz yumacağımız gibi bir ihtimal konuşuluyor aslında. Biz böyle bir şeye göz yummayız. Biz bu ülkede birilerinin anayasaya, mevcut düzene, istikrara, güvene, emniyete birilerinin zarar vermesine asla izin vermeyiz, müsaade etmeyiz." diye konuştu.
Sandıkla geldiklerini ve seçmenin hoşuna gitmeyecek bir davranışa, güvenlik riski oluşmasına asla izin vermeyeceklerini belirten Ünal, "Burada birileri Türkiye'ye dönük bir kara propaganda yürütüyor. Bu kara propagandanın bir parçası da iç savaş çığırtkanlığı. Bu ülkede iç savaş kimse çıkaramaz. Bu ülkede birilerinin bu şekilde bir girişimde bulunmasın, AK Parti hükümeti izin vermez. Bunun güvencesi 15 yıllık AK Parti iktidarıdır." dedi.
- 11. Cumhurbaşkanı Gül'ün açıklamaları
Mahir Ünal, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 696 sayılı KHK'ya ilişkin ifadeleri anımsatılarak, "AK Parti'nin en üst düzey kurucularından, Cumhurbaşkanlığı yapmış bir isimden gelen eleştiri neden otomatikman AK Parti'ye yönelik bir tavır olarak adlandırıldı ve siz cidden muhalefetin ortak adayı olacağını düşünüyor musunuz?" değerlendirmelerinin sorulması üzerine, "Her şeyden önce Sayın Abdullah Gül, Cumhurbaşkanımızın yol arkadaşıdır. Kurucu değildir, bu arada 'kurucu' dediniz, AK Parti'nin kurucularından değil, kurucu milletvekillerindendir. Yani kurucular kurulu üyesidir." dedi.
Ünal, "Burada bizim altını çizdiğimiz şey şu, AK Parti'liler birbirleriyle medya üzerinden konuşmazlar. AK Parti partilerden bir parti değildir, bir millet hareketidir. Kendi içinde ilkeleri vardır, kurullarında istişareye çok önem verir. Hele hele Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'la Sayın Abdullah Gül'ün özel bir hukuku vardır. Kaldı ki Sayın Cumhurbaşkanımız da yol arkadaşlarından kolay kolay vazgeçmez, yolunu kolay kolay ayırmaz." şeklinde konuştu.
Gül'ün halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı olmadığına işaret eden Ünal, "Dolayısıyla anayasanın amir hükmü gereği daha önceki cumhurbaşkanları gibi 7 yıl boyunca tarafsız bir pozisyonda kalmış olmasını anlayabilirim ama cumhurbaşkanlığından ayrıldıktan sonraki olaylara baktığımızda, Sayın Abdullah Gül'ün, 11. Cumhurbaşkanı'nın belli meselelerde kenarda durması ve kenarda durup, hiçbir risk almadan daha steril bir söylemle konuşması kendi tercihidir." ifadesini kullandı.
Ünal, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her kavganın içerisinde, her riski sonuna kadar aldığına ve bu mücadeleyi de Türkiye'yi ayakta tutmak, çıkarlarını korumak için verdiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Bu mücadele esnasında siz hiçbir açıklama yapmıyorsunuz ve bu meselede bir açıklama yapıyorsunuz. Kaldı ki yaptığınız açıklama, herhangi bir açıklama. Hani şöyle bir öneri ortaya koyabilirsiniz, bir bakış açısı sunabilirsiniz, bir çözüm ortaya koyabilirsiniz ve bu çok kıymetli bir düşüncedir ve bunu da medya üzerinden paylaşabilirsiniz. Hadi medya üzerinden konuşmuyoruz ama siz bakış açınızı, kavrayışınızı, çözüm önerinizi çok güçlü bir dille bir öneri olarak paylaşabilirsiniz. Diyorsunuz ki 'muğlak', eğer muğlaklığı konuşacaksak çok muğlaklık var konuşacağımız. Yani ilişkiler açısından, pozisyon alma açısından, risk alma açısından, o konforlu alanı terk etmeyip o steril pozisyonda kalma açısından muğlaklık. Biz bunları konuşmuyoruz."
- "Taban, Abdullah Gül'ü de o riski alan aktörlerden birisi olarak görmek istiyor"
AK Parti Sözcüsü Ünal, "Gül'ün yeterince rengini belli etmediğini mi düşünüyorsunuz?" sorusuna karşılık da AK Parti'nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiği mücadelenin bir millet mücadelesi olduğunu vurguladı.
Ünal, "Dolayısıyla burada güçlü bir siyasi aktör olarak, AK Parti'nin önemli aktörlerinden biri olarak tabii ki taban Abdullah Gül'ü de o riski alan aktörlerden birisi olarak görmek istiyor. İşte üzücü olan, Cumhurbaşkanımızın 'üzüldüm' dediği şey budur. Kaldı ki Cumhurbaşkanımızın doğrudan Sayın Abdullah Gül'ü hedef alan bir açıklaması da zaten söz konusu değil. Sayın Cumhurbaşkanımız da yol arkadaşlarıyla öyle kolay kolay sorun yaşamaz ve yol arkadaşlarından da öyle kolay kolay vazgeçmez. Abdullah Gül'le Recep Tayyip Erdoğan arasındaki hukuk da öyle hemen zarar görecek, kolay incinecek bir hukuk değildir." değerlendirmesinde bulundu.
"AK Parti'nin en ufak bir eleştiriye bile kapılarının kapalı olduğu" yorumlarının sorulması üzerine de Ünal, "Biz eleştiriyi içeride yaparız, kavgamızı içeride veririz." şeklinde yanıt verdi. Ünal, MYK, MKYK, milletvekilleriyle gerçekleştirilen toplantılarda herkesin düşüncesini rahat ve özgürce söylediğini, yapılan istişareler sonucunda ortak bir karar alındığını ve herkesin de bu karara riayet ettiğini anlattı.
Ünal, şunları kaydetti:
"Sayın Abdullah Gül'le ilgili bahiste üzücü olan şey şu, biz 'AK Partililer birbirleriyle medya üzerinden konuşmaz' diyoruz. Yani biz burada Sayın Abdullah Gül'ün eleştiri hakkına ya da ifade özgürlüğüne dönük bir şey söylemiyoruz. Eğer bizimle medya üzerinden konuşacaksa, o zaman bizim onu AK Partili görmekle ilgili bir endişemiz ortaya çıkar. Yani bu defa bizi eleştiren, bizimle ilgili ifade özgürlüğünü kullanan insanlara hangi hoşgörü ve toleransı gösteriyoruz, hangi mesafeyi koyuyorsak, bu defa ona karşı da aynı mesafeyi koyarız."
- "Yol arkadaşıysak bu kavgayı beraber vereceğiz"
"Parti, Abdullah Gül'ü artık tam AK Partili olarak görmüyor mu? Tabanda bir tepki olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusunu da Ünal, "Benim bu konuştuklarım daha çok tabandan gelen. Şunu da kabul etmiyoruz, birilerinin sosyal medyada Sayın Abdullah Gül'e dönük çirkin, kabul edilemez bir takım ifadeleri, kullandıkları dili de kabul etmiyoruz. Çünkü bizim AK Parti olarak dilimiz, siyasi söylemimiz bellidir. Biz bir meseleyi konuşurken, şahsiyet üzerinden konuşmayız. Bir meseleyi konuşurken, eylem, davranış, söylem üzerinden konuşuruz." şeklinde yanıtladı.
Ünal, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tabanda böyle bir şey var. Yani kenarda duran, risk almayan ve tam da Recep Tayyip Erdoğan kavganın ortasındayken, şimdi eğer biz yol arkadaşıysak bu kavgayı beraber vereceğiz. Yani eğer AK Parti partilerden bir parti değil, bir millet hareketiyse ve Sayın Abdullah Gül'ün ofisinden yapılan açıklama da, 'AK Parti'nin kuruluş ilkelerinden olan ifade özgürlüğüne saygı çerçevesinde açıklamalarıma devam edeceğim' ifadesi kullanılmış. Biz Sayın Abdullah Gül'ün ifade özgürlüğü çerçevesinde açıklamalarına devam etmesine dönük bir şey demiyoruz. Biz sadece şunu söylüyoruz, diyoruz ki eğer AK Parti davasına, hareketine, AK Parti'nin verdiği bu millet mücadelesine omuz verecekse, her AK Parti'li bir nefer olarak bu neferlerden bir tanesi de Abdullah Gül'dür diye düşünüyoruz."
- "Bu yapı zayıf ya da sorunlu olsaydı o değişiklikleri gerçekleştiremezdik"
Ünal, "AK Parti'de memnuniyetsizler grubunun oluştuğu ve bir bakımdan Gül'ün bu memnuniyetsizlerin sesi olmaya başladığı" iddialarının sorulması üzerine, bu yorumu yapanların neye dayanarak yaptığını bilmediğini vurguladı. Yapılan değerlendirmelerin, analizlerin gerçeklikle örtüşmesinin önemine vurgu yapan Ünal, AK Parti'nin meclis grubundaki oylamaların oranına bakılması önerisinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Genel Başkan olarak AK Parti'ye dönmesinin de partiye yeni bir heyecan ve ivme kazandırdığını aktaran Ünal, "Çok riskli bir şey gerçekleştirdik, siyasi riski yüksek bir şey aldık ve belediyelerde bir değişikliğe gittik. Eğer o yapılan değerlendirmede olduğu gibi bu yapı zayıf ya da sorunlu olsaydı o değişiklikleri gerçekleştiremezdik." diye konuştu.
Ünal, belediyelerle ilgili dört temel ilkeden birinin belediye başkanını aday gösteren parti tarafından bir sorun görülmesi durumunda genel başkanın onu istifaya çağırma hakkı olduğunu anlatarak, burada da antidemokratik bir uygulama olmadığını dile getirdi.
(Sürecek)