İSTANBUL (AA) - Birçok ülkede hastalığını öğrenemeyen, Türkiye'de kendisine parkinson teşhisini konulan Kazakistan uyruklu Kızetar Kurshanova, Medipol Üniversitesi Parkinson ve Hareket Bozuklukları Merkezi'nde (PARMER) tedavi edilerek sağlığına kavuştu.

Medipol Mega Üniversite Hastanesi açıklamasına göre, hastalığı birçok ülkede teşhis edilemeyen Kazakistan uyruklu Kızetar Kurshanova'nın parkinson yüzünden hayatının 8 yılı kabusa döndü.

Giyinmesine, yemek yemesine, günlük ihtiyaçlarını karşılamasına engel olan hastalık sebebiyle, Kurshanova zamanla ailesine bağımlı bir şekilde yaşamaya başladı ve hastalık yüzünden kendini eve kapattı.

Hastalığının ne olduğunu bulmaya çalışan Kurshanova, çözümü Türkiye’de buldu. Parkinson olduğunu öğrenen; Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Operatör Doktor Ali Zırh tarafından beyin pili önerilen Kurshanova’nın tedavisi, Türkiye’de ilk defa yalnızca başta parkinson ve hareket bozukluklarının tanı, teşhis ve tedavisine odaklanan ve bu yöndeki araştırmalara yön veren bir klinik olarak hizmete giren PARMER'de tamamlandı.

Beyin pili tedavisi ile yaşama sevincine yeniden kavuşan, son kontrol muayenesini PARMER’de yaptıran Kurshanova, hayatına kaldığı yerden devam etmeye başladı.

- "Birçok ülkede teşhis koyamadılar"

Açıklamada görüşlerine yer verilen 59 yaşındaki Kızetar Kurshanova, operasyon sonrası eski hayatına geri dönerek yaşama sevincine yeniden kavuştuğunu belirterek, şunları kaydetti:

"8 yıl önce hareketlerimde meydana gelen yavaşlama ile hastalık ilk belirtisini verdi. Zaman geçtikçe bu duruma, titreme ve istem dışı hareketler eklendi. Ayağa kalkıp gezebilmek, tek başıma hareket edebilmek mümkün değildi. Günlük ihtiyaçlarımı karşılayamıyor, giyinemiyor ve ellerim titrediği için yemeği bile dökerek yiyebiliyordum.

Bütün bunlar yüzünden dışarı çıkmaya bile utanır hale geldim. Oğlum, gelinim ve eşim bana bakıyor, asla evde yalnız kalamıyordum. Hastalığı öğrenmek için gitmediğim yer kalmadı. İsrail, Çin, Özbekistan, Kazakistan ve daha birçok ülkede teşhis koyamadılar. Kazakistan’da ne bu hastalığı ne de bu ameliyatı bilen biri var.

İstanbul’da yaşayan kız kardeşim Doktor Ali Zırh’ı duymuş, beni hemen İstanbul’a çağırdı. 3 kişiyle birlikte Türkiye’ye geldim. Parkinson olduğumu o gün muayene sırasında öğrendim. Ali Bey, gerekli incelemeler sonucu beyin pili ameliyatı olmamı önerdi. Ameliyat lafını duyduğum an tedirgin oldum ve Kazakistan’a geri döndüm. İlaç tedavisiyle bir müddet hayatıma devam etmeye çalıştım. İlaçlar bulunduğum ülkede olmadığı için 3 ayda bir ailemle Türkiye’ye gelip ilaç alıyordum. Fakat ilacın etki süresi gün geçtikçe o kadar kısaldı ki yine yürüyemez hale geldim. Bunun yanı sıra istem dışı hareketlerim ve titremelerim arttı. Artık ameliyat olmam gerektiğini anladım."

- "Üç kişi ile geldiğim Türkiye’den, beyin pili sayesinde tek başıma ayrılıyorum"

Kızetar Kurshanova, ameliyat sonrası tek başına yürümeye başladığını belirterek, ameliyat sürecim gayet iyi geçtiğini kaydetti.

"Bu halde olacağımı bilsem 8 yıl önce beyin pili ameliyatı olmak isterdim." ifadesini kullanan Kurshanova, ameliyattan sonra tek başıma yürümeye başladığını aktardı.

Kurshanova, "Kendime inanamadım, mucize gibiydi. 45 gün boyunca pil ayarları için beni hastaneye kızım getirip götürdü. Pil ayarlarından sonra tek başıma hastaneye geldim ve şimdi tek başıma Kazakistan’a döneceğim. 8 yıl önce tekstil işindeydim. İstanbul’a gelip palto, elbise alıp Kazakistan’daki dükkanlarımda satıyordum. İşimi çok seviyorum, şimdi tekrar işime dönmeyi düşünüyorum. Doktor Ali Zırh olmasa, Türkiye olmasa o şekilde yaşamaya devam edecektim. Üç kişi ile geldiğim Türkiye’den, beyin pili sayesinde tek başıma ayrılıyorum." ifadelerini kullandı.

- "Beyin pili operasyonu sonrasında hastalar, normale yakın yaşamlarına dönebiliyor"

Medipol Üniversitesi Parkinson ve Hareket Bozuklukları Merkezi (PARMER), Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Operatör Doktor Ali Zırh da beyinde "dopamin" adı verilen maddenin eksilmesiyle ortaya çıkan parkinsonun, genellikle ileri yaşlarda görülen hareketlerde yavaşlama yüz hatlarında donuklaşma, mimiklerde azalma, maske yüz denilen değişim, küçük adımlarla yürüme ve titremenin çoğu hastada ön planda görüldüğü santral sinir sisteminin kronik dejenatif ilerleyici bir hastalık olduğunu aktardı.

Hastalıkta öncelikli tedavi yönteminin medikal olduğunu kaydeden Zırh, şunları kaydetti:

"Fakat medikal tedavinin yetersiz kaldığı ya da şiddetli ilaç yan etkilerinin yaşandığı durumlarda gündeme 'beyin pili' tedavisi gelir. Hasta uyanıkken konuşa konuşa ve hastayla karşılıklı yardımlaşarak gerçekleştirilen beyin pili operasyonunun hastalara sağladığı katkı 'hastalığın saatini geri almak' diye tanımlanabilir. Uyguladığım Mikroelektrot Kayıt ve Stimülasyon Tekniği ile son derece yüz güldürücü sonuçlar alıyoruz. Beyin pili operasyonu sonrasında hastalar çarpıcı biçimde iyileşerek, normale yakın yaşamlarına dönebiliyor.

Çatal bile tutamayan, iğneye ipliği geçiremeyen, yazı yazamayan, başkalarının yardımıyla yaşantısını sürdürmek zorunda olan çoğu hasta günlük yaşantısına beyin pili operasyonu ile hayatlarına kaldıkları yerden devam ediyor. Söz konusu ameliyata karar verecek olan hastalara tek tavsiyem, ameliyatı gerçekleştirecek hekimlerin deneyimlerini ve kullandıkları teknikleri iyi araştırmalarıdır."