KONYA (AA) - SERHAT ÇETİNKAYA - Konya'da naht sanatı icra eden Ahmet Civelek, kıl testereyle ahşabı dantel gibi işliyor.
Meram ilçesi Derecamikebir Mahallesi'ndeki Midilli Camisi'nde imam hatip olarak görev yapan 46 yaşındaki Civelek, naht sanatıyla lise yıllarında tanıştı.
Kur'an-ı Kerim'den ve hat yazılarının estetiğinden etkilenen Civelek, hat sanatını öğrenmeye başladı. Civelek'in hatta merakı bir süre sonra nahta yöneldi.
Herhangi bir ustadan ders almadan deneme yanılma yoluyla kendini geliştirerek zaman içinde ustalaşan Civelek, büyük sabır ve zahmetle ahşabı Osmanlı ve Selçuklu dönemi motifleriyle süslüyor.
Civelek'in, abanoz, ceviz, akasya, kayın ve ardıç gibi ağaçlarla yaptığı eserler, camileri, sanatseverlerin evlerini ve sanat galerilerini süslüyor. Hazreti Mevlana'nın 748. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri'nin düzenlendiği Mevlana Kültür Merkezi'nde stant açan Civelek, eserlerini yerli ve yabancı turistlerin beğenisine sunuyor.
Civelek, AA muhabirine, boyutlarına ve detaylarına göre bazı eserleri bir haftada, bazılarını da 4-5 ayda tamamladığını söyledi.
- "İnsanın içinde bir güzellik varsa o, yaptığı esere yansır"
Eserlerini tamamladığında tarifsiz bir keyif yaşadığını belirten Civelek, eser ne kadar zor, verilen emek ne kadar fazla olursa aldığı hazzın da o kadar büyük olduğunu dile getirdi.
Civelek, "Rabbimiz, 'Her zorluğun arkasından bir kolaylık vardır.' buyuruyor. Naht, çok zor ve sabır isteyen bir sanat ama eser bittiğinde çalışmanın karşısına geçtiğiniz zaman tüm yorgunluğunuz bitiyor. Bir eseri bitirdiğim zaman hemen diğerine başlıyorum." dedi.
Ağaçların yeşilken insana sayısız faydalar sağladığını anlatan Civelek, ömrünü tamamladıktan sonra da dönüştüğü eserle maneviyata katkı verdiğini, Allah'ı düşünmeye ve tefekküre vesile olduğunu ifade etti.
Civelek, naht eserlerin ustasının iç dünyasını yansıttığına dikkati çekerek şöyle konuştu:
"İnsanın içinde bir güzellik varsa o, yaptığı esere yansır. İçimde bir güzellik yoksa, içimi onaramamışsam, ruhumu ve nefsimi işleyememişsem, o zaman önümdeki eserleri işlememin de bir anlamı yok. İnsan işlediği ağaçlarla beraber, kendini de işleyebilmeli ama nefsi işlemesi çok zor. Ceviz, akasya, abanoz ağacı sert ama işleyebiliyoruz.
Peki nefsimizi işleyebiliyor muyuz? 'Ey nefsim, yat şu tezgaha, testerenin altına, biraz da seni kesip biçeyim, fazlalıklarını atayım.' diyebiliyorsak ilerlediğimiz yol anlam kazanır. Çok güzel eserler yaptığımı söylüyorlar. Ben 'Yaptım.' diyemem. Bunu demek 'Karun'laşmak olur. Bu Allah'tandır. Allah bana göz verdi, el verdi, kabiliyet verdi. Allah'ın dilemesiyle yaptık."