SİVAS (AA) - GÖKSEL CÜNEYT İĞDE - Sivas'ta, cezaevinden restore edilerek "yaşayan müze" konseptiyle Sanayi Mektebi Müzesi'ne dönüştürülen asırlık yapıda açılan kurslarla, unutulmaya yüz tutmuş meslekler yaşatılıyor.
Osmanlı dönemi padişahlarından 2. Abdülhamid döneminde sanayileşmeyle ortaya çıkan kalifiye çalışan ihtiyacının karşılanması için sanayi mektepleri inşa edildi.
Sivas'ta Vali Reşit Akif Paşa tarafından 1902 yılında inşa edilen Hamidiye Sanayi Mektebi'nde ise yetimler başta olmak üzere Müslüman ve gayrimüslim 5 ila 13 yaşındaki çocuklar, 4 yıl yatılı olarak eğitim aldıktan sonra hayata kazandırıldı.
Sanayi mektepleri, 1939 yılında sanat okuluna çevrildi ve Sivas'taki mektep de bu şekilde 22 yıl daha hizmet verdikten sonra 1961 yılında dönemin Adalet Bakanlığınca cezaevine dönüştürüldü.
58 yıl cezaevi olarak kullanılan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca Cazibe Merkezleri Destekleme Programı'ndan aktarılan bütçeyle 2019'da Sivas Valiliği tarafından özgün mimarisine uygun şekilde restore edilen asırlık yapı, 2021 yılında "yaşayan müze" konseptiyle ziyarete açıldı.
- Kurslar, 2. Abdülhamid'in yadigarına sahip çıkıyor
Sivas Kültür AŞ Müzeler Sorumlusu, uzman sanat tarihçi Fatih Mehmet Tanrıveren, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müzenin bir bölümünde, yapının eğitim amaçlı ve cezaevi olarak kullanıldığı dönemlerin heykellerle canlandırıldığını söyledi.
Tanrıveren, yapının diğer kısmında, 2. Abdülhamid'e vefa için 58 yıl sonra tekrar kurslar açılarak eğitimlere başlandığını anlattı.
Müzede açılan 7 kursla kentin unutulmaya yüz tutmuş mesleklerinin tekrar yaşatılmasının amaçlandığını belirten Tanrıveren, "Halı-kilim, bıçak, tarak, bakır işlemeciliği, bağlama, gümüş ile ahşap ağızlık ve kalemlik atölyesi mevcut. Kurslarımız, Halk Eğitim Merkezimiz ve Türkiye İş Kurumu aracılığıyla açıldı ve başarıyla tamamlayanlara sertifika veriliyor. Hatta ilerletmek isteyenler daha fazla eğitim alarak ustalık belgesi de alıyor." dedi.
Müzenin yan tarafında valilik himayesinde zanaatkarlar çarşısı yapıldığını da aktaran Tanrıveren, "Burada da unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarını icra eden zanaatkarlarımızın tek çatı altında toplanmasını hedefledik. Orada açılacak 14 dükkanımızda yine geleneksel yöntemlerle bu meslekler icra edilecek. Buradaki ustalarımızı müzedeki öğrencilerimizle entegre ederek usta çırak ilişkisiyle zanaatkarları ve sanatlarını ortaya çıkarmak istiyoruz." diye konuştu.
- Bakıra hayal güçleriyle hayat veriyorlar
Bakır işlemeciliği kursu usta öğreticisi Münevver Arslan da unutulmaya yüz tutmuş meslekleri tekrar gün yüzüne çıkarmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getirerek, "Erzincan'dan getirdiğimiz bakır tabakların şablonlarını çıkararak üzerini burada tamamen kendi hayal gücümüzle işliyoruz. Elleri yatkın olan kursiyerlerimiz dışarıdan sipariş alıp aile bütçelerine katkı sağlıyor." ifadelerini kullandı.
Bakır işlemeciliği kursuna başladığı için çok mutlu olduğunu anlatan kursiyerlerden Sema Bal ise, "Bu kursa gelince bakırın kıymetinin farkına vardık ve üzerine işlediğimiz motiflerle ona hayat verdik. Bizim için altından daha kıymetli. Yaptığımız eserleri görünce daha da şevkle bu sanatı sürdürüyoruz." dedi.