Kürk Mantolu Madonna-Sabahattin Ali
Sabahattin Ali'nin unutulmaz eseri, Türk edebiyatının başyapıtlarından biri olan "Kürk Mantolu Madonna", her dönem en çok satanlar listesindeki yerini koruyor. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
Sabahattin Ali, kitabında şu soruya yer veriyor:
”Dünya’nın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!... Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?”
Simyacı-Paulo Coelho
Yüreğinde, çocukluğunu yitirmemiş olan okurlar için bir klasik olan Simyacı, İspanya'dan kalkıp Mısır Piramitlerinin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago'nun masalsı yaşamının felsefi öyküsünü ele alıyor. Kitap, bir çeşit `nasihatnâme' niteliğinde. `Yazgına nasıl egemen olacaksın, mutluluğunu nasıl kuracaksın?' sorularına yanıt arayan bir hayat ve ahlak kılavuzu.
Bir Çöküşün Öyküsü-Stefan Zweig
Son derece çarpıcı çöküş öyküsünü anlatan kitap, XV. Louis döneminde Fransız sarayında epey etkili olmuş aristokrat bir kadının gerçek yaşamına dayanıyor.
Hikayede, Madame de Prie günün birinde gözden düşer ve kral tarafından Normandiya’ya sürülür. İktidar sahibi ve ilgi odağı olduğu hareketli ve eğlenceli Paris günlerinden sonra, ne kadar süreceği belli olmayan, kendisiyle baş başa kalacağı bir sürgün dönemi beklemektedir onu. Ancak iktidar savaşları, entrika ve eğlenceden ibaret boş saray hayatı varoluşuna anlam katan tek şeydir. Hem kendini hem çevresindekileri sürekli kandırma eğilimindeki bu sığ ve kibirli kadın, malikânesinde gösterişli eğlenceler düzenleyerek Paris’teki hayatını yeniden canlandırmaya çalışır. Giderek mantıklı düşünme yetisini bütünüyle yitiren Madame de Prie, yeniden bütün dikkatleri üzerine çekebilmek için inanılmaz bir plan yapar.
Aeden-Akilah Azra Kohen
Azra Kohen'in akıcı bir dille kaleme aldığı, fantastik-kişisel gelişim türündeki kitabı farklı bir gezegenden dünya gezegenine ulaşan bir hikayeyi ele alıyor. Anlatılan, tüm mükemmelliğin karşıtlığı dünya gezegeni. Okudukça yaşadığımız gezegene, topraklara üçüncü bir gözle bakıp durumun ciddiyetini anlayabilme fırsatı veriyor.
Ay Işığı Sokağı-Stefan Zweig
Zweig, anlattığı öykülerde insanı insanlıktan çıkarıp en uç noktalara sürükleyen deneyimlerin izini sürerken, okuru da ister istemez karakterlerinin ruh çalkantılarının içine çekiyor. Kitapta birbirinden ilginç karakterler yer alıyor:
Fransa’nın bir liman kentinin denizci mahallesinde gezinirken duyduğu arya söyleyen sesi izleyerek tanımadığı insanların marazi hayatlarına dalan bir gezgin; patronuna kölece bağlılığı yüzünden korkunç bir eyleme sürüklenen karanlık, itici ve yabani bir hizmetçi; 1810 yılında İspanya’daki savaşta yaralanan, düşman bir ülkede amansız bir hayatta kalma mücadelesine girişen bir Fransız albay; 1918 yılının bir yaz gecesi Leman gölünde bulunup kurtarılan, ancak sonra yüreğini kavuran yurt özlemine yenik düşen bir Rus savaş esiri; yaşıtları üniversiteye giderken hâlâ liseye devam eden avare bir gencin öğretmeninin otoritesine isyan ettikten sonra ödediği ağır bedel.
Huzursuzluk-Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli, Mardinli Hüseyin'le IŞİD zulmünü misliyle yaşamış Ezidi kızı Meleknaz’ın ve kelamın çocuklarının hikâyesini ele alıyor. Okuyucu, kitapta, sevda ile acının iç içe geçtiği bir Ortadoğu gerçeğiyle yüzleşiyor.
Olağanüstü Bir Gece-Stefan Zweig
Bu kitapta anlatılan, seçkin bir burjuva olarak rahat ve tasasız varoluşunu sürdürürken giderek duyarsızlaşan bir adamın hayatındaki dönüştürücü deneyimin hikâyesi.
Kitabın kahramanı, sıradan bir pazar gününü at yarışlarında geçirirken, belki de ilk kez burjuva ahlakından saparak “suç” işler. Böylece yeniden “hissetmeye” başladığını, kötücül ve ateşli hazları olan gerçek bir insan olduğunu fark eder. İçindeki haz dolu esrime, aynı günün akşamında onu gece âleminin son atıklarının arasına, “hayatın en dibindeki lağımlara” sürükleyecek, varış noktası ise ruhani bir uyanış olacaktır.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu-Stefan Zweig
Zweig okurunu, insan psikolojisinde eşine pek rastlanmayan bir yolculuğa davet ediyor. Bu yeni yolculuğun sonunda "mutlak aşk" kavramının şimdiye kadar bilinmeyen kıyılarına varmayı amaçlamış olması da bir ihtimal.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'nun kadın kahramanını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak tanıyoruz. Kadının hayatı boyunca sevmiş olduğu erkek için kaleme aldığı bu mektubun "gönderen"inin adı bilinmiyor. Mektubun başında tek bir hitap var: Sana, beni asla tanımamış olan sana.
Hayvanlardan Tanrılara Sapiens İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi-Yuval Noah Harari
İnsanların küresel ekosistemde oynadıkları rolden imparatorlukların yükselişine ve modern dünyaya kadar pek çok konuyu irdeleyen Sapiens, tarihle bilimi bir araya getirerek kabul görmüş anlatıları yeniden ele alıyor. Kitabın yanıt aradığı sorulardan bazıları şunlar:
Homo sapiens neden ekolojik bir seri katile dönüştü?
Para neden herkesin güvendiği tek şey?
Kadınlar üstün sosyal becerilere sahipken, neden çoğu toplum erkek egemen?
Güç elde etmekte böylesine yetenekli olan insanlar neden bu gücü mutluluğa dönüştürmekte başarısızlar?
Geleceğin dini bilim mi?
İnsanların miladı çoktan doldu mu?
Elia ile Yolculuk-Zülfü Livaneli
Kadim Anadolu, bambaşka ilkelere sahip, farklı deneyimler yaşamış iki insanı, Zülfü Livaneli ile dünyaca ünlü sinema ustası ve yazar Elia Kazan'ı belki de tek ortak yolculuklarına çıkarmayı başardı.
Livaneli'nin kaleminden dökülen bu sıradışı yolculuğu, M.K. Perker'in çizgileri süslüyor.
Kaynak: ntv.com.tr