20 yerel televizyon ve gazete adına açıklama yapan Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan "Kürt anneleri PKK'ya HDP'ye "EDİ BESE" yeter artık demektedir. Bu serzeniş annelerde bıçağın kemiğe dayandığının en büyük göstergesidir. Bölgedeki ailelerimiz tarafından; PKK'nın ve HDP'nin Kürtlerin temsilcisi olmadığı ve PKK'nın bir an önce silah bırakmasını istenmektedir." ifadelerini kullandı.
İŞTE SİNAN BURHAN'IN AÇIKLAMALARI
Tarih boyunca önemli bir noktada yer alan Diyarbakır bu kez annelerin onurlu ve haklı direnişiyle gündemde yer alıyor.
Burada bir sivil eylem, burada annelerin tarihe geçecek bir dik duruşu yaşanmaktadır.
HDP il başkanlığının önünde böyle bir eylem yapılması son derece dikkate değerdir. Çünkü aileler çocuklarının dağa gitmesinde HDP'nin aktif rol aldığını düşünüyor.
Annelerimizin buraya gelerek bekleyişleri tamamen sivil bir eylemdir. Canlarına tak eden, artık yeter diyen ailelerin kendi iradeleri ile doğal seyrinde gelişmiştir.
Burada bir hak arama burada bir hayatı sorgulama durumu yaşanmaktadır. Çünkü aileler, başkasının çocuklarını dağa gönderenlerin, neden kendi çocuklarını özel okullarda okuttuklarını, neden lüks içinde yaşadıklarını sorgulamaktadır. Bu esasında uzun süredir düşünülen ancak bölge halkı tarafından ilk defa bu kadar kuvvetli bir şekilde dile getirilen bir serzeniş olmuştur.
Buradaki bu dik duruş ailelerin HDP'yi PKK'nın askerlik şubesi olarak gördüğünü göstermektedir. HDP'nin önünde bu eylem yapılması bu bağı güçlendirmektedir.
Diyarbakırlı analar çocuklarının HDP İl binasından teslim edildiğini söylüyor. Dağda yakalan terörist, HDP Diyarbakır İl Binasından teröristlerle irtibata geçtiğini söylüyor. Buda HDP/ PKK arasındaki bağı net bir şekilde gösteriyor.
Annelerimizin gerçekleştirdiği bu dik duruşlu eyleme amasız fakatsız tüm siyasi partilerin destek vermesi gerekir.
Görülen şudur ki evlatlarını isteyen acılı annelerin bu dönemde; sanatçılar, sivil toplum kuruluşları, kadın kuruluşları gibi güçlü bir sivil desteğe ihtiyacı bulunmaktadır.
Kesinlikle bu organizasyonun arkasında hükümet ve siyaset kurumu bulunmamaktadır. Birilerinin iddia ettiği gibi kesinlikle bir yönlendirme yapılmamakta az öncede ifade ettiğimiz gibi tamamen doğal seyriyle gelişmektedir.
Bölgedeki aileler çocuklarının ölmemesi için direniyor. Bu bölge sosyolojisi açısından son derece önemli bir adımdır. Acılı ailelerimizin bu dik duruşuyla birlikte sosyoloji yeni bir sürece giriyor.
Öte yandan ciddi bir dik duruş sergileyen annelerin bu eylemi PKK'nın bölgede güç kaybettiğini ve taban bulmada ciddi sıkıntı çektiğini göstermektedir. Cennetin ayakları altına seriliği olduğu ifade edilen annelerimiz “artık size verecek çocuğumuz yok, öldürülecek gencimiz yok” diyerek bölgede yaşananları göz önüne sermişlerdir.
Kürt kadınları en yüksek perdeden PKK ve HDP'ye sert tepki göstermiştir. Bu ailelerin büyük kısmı siyasi tercih olarak HDP'ye oy vermiş, hatta bazılarının geçmişte çocuklarının PKK'ya katıldığı ve öldüğü görülmektedir.
Kürt anneleri PKK'ya HDP'ye "EDİ BESE" yeter artık demektedir. Bu serzeniş annelerde bıçağın kemiğe dayandığının en büyük göstergesidir.
Bölgedeki ailelerimiz tarafından; PKK'nın ve HDP'nin Kürtlerin temsilcisi olmadığı ve PKK'nın bir an önce silah bırakmasını istenmektedir.
Bu dik duruş eyleminde anlaşılamayan en önemli durumlardan birisi de HDP ile kol kola olanların, çukur eyleminde bildiriye imza atanların, Gezide ortak hareket edenlerin bu ailelerin feryadını neden duymak istemedikleridir? Israrla neden üç Maymunu oynamaktadırlar?
İktidar karşıtı ne kadar manipülasyon ve yalan varsa hepsine destek verenler, mesaj yayınlayanlar tek istekleri “evlatları” olan bu annelerin gözyaşlarını görmüyorlar.
Şu da unutulmamalıdır ki Devletimiz ve hükümetimiz hukuk çerçevesinde sonuna kadar bu annelerimizin arkasındadır.
Son yıllarda hükümetimizin terörle mücadelesindeki kararlılık ve yaptığı operasyonlarla örgütün eleman bulmakta zorluk çektiğini göstermektedir. Örgüte katılımların parmakla sayılacak kadar azaldığını unutmamak gerekir.
Diyarbakır'da anneler örgütün Silahına, HDP'nin siyasetine, direnişe sessiz kalanlara karşı direniyor. Evlatlarını istiyorlar. Çocuklarını gömmek istemiyorlar. Evlatları için Nöbet tutuyorlar ve en önemlisi de sayıları her geçen gün artıyor.
Eylemin başladığı ilk günden beri görülmüştür ki; Bir Ağacı, İnsan hayatından değerli görenler, U Y U Y O R.!
Toplumda en basit konularda sesini çıkaran sanatçılar, gazeteciler böylesine önemli bir konuda neden seslerini çıkaramıyorlar. Neden susuyorlar.
Buradan, Diyarbakır’dan en güçlü sesimizle haykırıyoruz… Artık yeter! Bu milletin, bu ülkenin teröre verecek tek bir evladı yoktur!
Yüreği yanan bir annenin feryadı: "Alıştınız insanları dağa göndermeye. Size verecek çocuğumuz yok, getirin. Fakir fukaranın çocuğu dağa, bunların HDP'li yönetimin çocukları lüks okullara. Yeter artık toprağın altı genç doldu, nereye kadar?" Dik duruşlu annemizin bu sözleri; gerçeği en net haliyle ortaya koymuş ve aynı zaman da direnişin sembolü haline gelmiştir.
En net bir şekilde ifade ediyoruz ki onurlu dik duruşlu bu ailelerimizin yanındayız ve Anadolu medyası olarak da bu ailelerimizin sonuna kadar yanında olmaya devam edeceğimizi Diyarbakır’dan haykırıyoruz…
Anadolu Yayıncılar Derneği olarak 320 üyemizle böylesine önemli bir duruş sergileyen annelerimizin her zaman yanında olacağız ve bu annelerimizin haberlerini en güçlü şekilde ekranlara taşımaya devam edeceğiz.
SİNAN BURHAN
ANADOLU YAYINCILAR DERNEĞİ BAŞKANI