ANKARA (AA) - SONER AKSAKAL - Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde yaşayan ve yumurta oyma sanatıyla uğraşan Hamit Hayran, çeşitli şekiller verdiği tavuk yumurtasından en son eski bir ayakkabı türü olan yemeni yaptı.
Yaklaşık 30 yıl önce gerilim hattında geçirdiği iş kazası nedeniyle yürüme engelli olan 62 yaşındaki Hayran, engelinin ardından tanıştığı yumurta oyma sanatında birbirinden güzel eserler ortaya koyuyor.
Bu konuda yıllar içinde kendini geliştiren Hayran, Dünya Yumurta Oyma Sanatı Derneği üyeliğinin yanı sıra Dünya Yumurta Oyma Sanatı Ansiklopedisi'nde yer alan ilk Türk olarak da dikkati çekiyor.
Hayran, Eskişehir'de katıldığı festivalde Gaziantepli Yemenici Mikail Usta'yla tanışınca "Neden yumurtadan yemeni olmasın" diyerek kolları sıvadı.
Tavuk yumurtasının kabuğunu ortadan ikiye ayırarak iki günde bir çift minik yemeni yapan Hayran, son derece dikkat ve sabır gerektiren işte ortaya koyduğu başarısıyla adından söz ettiriyor.
Hayran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yemeninin tabanının deriden, üstünün yumurta kabuğundan olduğunu söyledi.
Yumurta sanatında sınır olmadığını ifade eden Hayran, "Yemenici Mikail Usta'yla beraber yemeni ile yumurtayı birleştirip bu güzel eseri meydana getirelim dedik. Aldığımız bir tavuk yumurtasını ikiye bölüp çizimini yaptık. Yemeninin altı Yemenici Mikail Usta'nın yaptığı gerçek deri, üst tarafı tavuk yumurtası. Yumurtaya şekil verip ortaya bir yemeni çıkartmış olduk." dedi.
Her zaman insanlara güzel eserler bırakma amacında olduğunu belirten Hayran, şunları dile getirdi:
"Amacımız, yaşadığımız güncel olayları ve farklı sanat dallarını bu sanatla birleştirip bir harman oluşturup ortaya bir eser çıkarmak. Fikrimiz de oradan doğdu. Türkiye'de ve dünyada bir ilki gerçekleştirdik. Yumurta sanatıyla yemeni yaptık. İnşallah bundan sonra da sadece yemeniyle değil, daha güzel eserler çıkartmak için çalışmaya devam edeceğiz."
Yumurta kabuğu kolay kırılabildiği için üzerinde çalışmanın titizlik gerektirdiğini ifade eden Hayran, ortaya çıkan eserlerin işin zorluğuna değdiğini sözlerine ekledi.