Uzmanlar, Güney Kafkasya'daki barış ve istikrar arayışını değerlendirdi

- Türkiye'nin Tiflis Büyükelçisi Fatma Ceren Yazgan: - "(Güney Kafkasya'daki değişim) Bu değişim engellenemez. Tartışmamız gereken şey, bu değişimi nasıl yöneteceğiz? Statüko devam etmeyecek" - AVİM Başkanı Emekli Büyükelçi Alev Kılıç: - "Rusya ve Ukrayna krizindeki son gerilim bölge ve ötesindeki herkes için bir endişe nedeni"

25 Ocak 2022 Salı 19:48
Uzmanlar, Güney Kafkasya'daki barış ve istikrar arayışını değerlendirdi

ANKARA (AA) - İkinci Karabağ Savaşı sonrası Güney Kafkasya'daki gelişmeler "Bölgesel İstikrar Arayışı ve 2020 Karabağ Savaşı Sonrasında Güney Kafkasya'da İşbirliği: Türkiye ve Gürcistan'dan görüşler" çevrim içi panelinde ele alındı.

Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) ve Tiflis merkezli GeoCase düşünce kuruluşu tarafından düzenlenen panelde konuşan Türkiye'nin Tiflis Büyükelçisi Fatma Ceren Yazgan, 2020'de Azerbaycan'ın Ermenistan'a karşı zaferiyle sonuçlanan Karabağ Savaşı'ndan sonra Türkiye ve Gürcistan'ın bölgede bir değişim süreciyle karşı karşıya kaldığını belirterek, "Bu değişim engellenemez. Tartışmamız gereken şey, bu değişimi nasıl yöneteceğiz? Statüko devam etmeyecek. Bu durum sadece Güney Kafkasya’yı değil, Kafkasya’nın kuzeyi, Karadeniz'i de ilgilendiriyor. Türkiye için sorun sadece Karadeniz veya Kafkaslar değil, bu dinamiklerdeki küresel aktörlerin Türkiye’nin güneyinde veya batısında da yer almasıdır." diye konuştu.

2020'deki Karabağ Savaşı'ndan sonra birlikte daha ileri gitmek isteyen uzlaşmacı aktörlerin, ticari çıkar ve refah temelinde daha fazla ortak platformlarla kapsayıcılık çerçevesinde istikrar ve barış arayışı içinde olduğunu dile getiren Yazgan, Sovyetler Birliği'nin çöküşünün ardından miras kalan sözde dondurulmuş çatışmaların statükolarının artık sürdürülemeyeceğinin altını çizdi.

Yazgan, "Karabağ'dan sonra dondurulmuş çatışmalar tanımı olmayacak. Bu çatışmaların bu veya o nedenle dondurulmuş olarak kalamayacağını gördük. Çözümlere ulaşmamız lazım. Bölgedeki tüm aktörlerin kendi münferit ve kolektif çıkarlarını korumaya odaklanabileceği güç dengesiyle uzlaşmamız gerekiyor. Eğer birbirimizle doğrudan konuşabilirsek, serbest ticaret düzenlemelerini, ticari konuları, sınır belirleme konularını çözmek için bir şekilde ülkelerimiz arasındaki güven seviyesini artırabilirsek, hepimiz geleceğe daha fazla güvenle bakabileceğiz." dedi.

- Gürcistan ve Türkiye'nin ilişkileri ortak projelerle ilerliyor

Gürcistan ile Türkiye'nin ikili ilişkilerinin Azerbaycan'ı da içine alacak şekilde Bakü- Tiflis- Ceyhan boru hattı, Bakü-Tiflis-Kars demir yolu projeleri gibi ortak projelerle sürekli ilerlediğini kaydeden Yazgan, "Gürcistan ile ikili ilişkilerimizin üç ülkenin çıkarlarına hizmet edecek üçlü işbirliği eksenine sahip olması da tesadüf değil." diye konuştu.

Yazgan, Türkiye'nin Gürcistan ile Avrupa arasında bir köprü olduğunu, Gürcistan'ın da Türkiye'nin doğuya yönelik çok önemli bir erişim noktası konumunda bulunduğunu kaydederek, iki ülkenin ayrıca karşılaştıkları sınamaları tartışabilmek için üst düzey siyasi ve bürokratik kanalları bulunduğunu ve birbirini tamamlayan ilişkilere sahip olduğunu söyledi.

- Ukrayna-Rusya krizi bölge ve ötesindekiler için endişe nedeni

AVİM Başkanı Emekli Büyükelçi Alev Kılıç da Türkiye ile Gürcistan'ın 30 yıllık diplomatik ilişkilerinin ötesinde iki halkın yüzyıllara dayanan bağlarının olduğunu kaydederek, "Türkiye-Gürcistan ilişkilerinin, iki komşu ülkenin son derece başarılı ve vizyoner dış politikasına bir örnek olarak görülebileceğini söylemek yanlış olmaz. Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan ilişkileri de Güney Kafkasya’da çoklu formata bir model olarak hizmet edebilir." ifadelerini kullandı.

Karadeniz bölgesi dahil Türkiye'nin de içinde bulunduğu bazı ülkelerin çok sayıda tehdit ve fırsatla karşı karşıya olduğunu dile getiren Kılıç "Rusya ve Ukrayna krizindeki son gerilim bölge ve ötesindeki herkes için bir endişe nedeni." dedi.

Kılıç ayrıca Güney Osetya ve Abhazya'da devam eden duruma rağmen 2020 Karabağ Savaşı'ndan Karabağ işgalinin çözümlenmesinin bölgede iyimserlik ve umudu artırdığını söyledi.

- "Güney Kafkasya'nın istikrarı yalnızca bölgenin de ötesinde çok daha büyük bir anlam taşıyor"

Gürcistan merkezli Geocase adlı düşünce kuruluşunun Başkanı Victor Kipiani de bölgenin oldukça karışık ve dinamik bir bölge olduğunu vurgulayarak, "Bölgede barış ve istikrar isteğini dile getirmek yapmaktan daha kolaydır. Ve bu Güney Kafkasya'nın istikrarı yalnızca bu bölgeyle ilgili değildir, çok daha büyük bir anlam taşıyor. Büyük resim baktığımızda Avrasya bölgesini de çok yakından ilgilendiriyor." diye konuştu.

NATO üyesi Türkiye'nin Rusya'nın etkin olduğu bir bölgede Azerbaycan ile Şuşa Beyannamesi gibi anlaşmalara imza atmasının takip etmeye değer süreçler olduğunu vurgulayan Kipiani, 2. Dağlık Karabağ Savaşı'nın izlenmeye değer sonuçlarından birinin de Ermenistan dış politikasının Rusya'nın çizgisinden ne ölçüde farklı bir yörüngede olacağının gözlemlenmesi olduğunu söyledi.

- " Türkiye-Ermenistan arasındaki normalleşme adımları, Türkiye'nin bölgedeki etkisini arttırdı"

Geocase Ortadoğu Araştırmaları Direktörü Dr. Emil Avdaliani, Türkiye'nin Ermenistan'la karşıklı olarak attığı normalleşme adımlarına atıfta bulunarak, "Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme adımları, Türkiye'nin bölgedeki etkisini arttırdı" dedi.

Avdaliani, Rusya'nın bölgede geçmişe dayanan büyük bir nüfuzu olduğunu, bu durumun değişmeye başladığının gözlemlendiğini belirtti.

Rus dış politikasının gittikçe artan bir şekilde askeri anlamda silahlanmaya dayandığına işaret eden Avdaliani ancak bu durumun Rusya'nın askeri araçlar dışında yapıcı hamle yapamamasını bir sonucu olduğunu belirterek, "Bu tarz bir askeri eğilimin Rusya'nın geleneksel yaklaşımı olduğunu söyleyebiliriz fakat bunun güçle alakalı olduğunu düşünmüyorum. Bu tarz bir yaklaşım bölgeyi yönetebileceğiniz ya da hükmedebileceğiniz başka bir aracınızın olmadığı anlamına geliyor. Bu yaklaşım bölge ülkeleri nezdinde prestij eksikliğini gösterir. Bu uzun vadede Güney Kafkasya'da yer alan ülkelerin güvenini kazanacak bir vizyona sahip olmadığınızı gösterir." ifadelerini kullandı.

AVİM uzmanı Tutku Dilaver, 2020'de Kafkasya'da yaşanan gelişmelerin Azerbaycan'ın sahadaki ve masadaki pozisyonunu değiştirdiğini belirterek, "Dağlık Karabağ bölgesindeki işgal sona erdi. 30 yıldır sabırla bekledikleri topraklarına sahip olabildiler. Şimdi sırada nihai uzlaşıyı sağlayacak anlaşma var. Bölgedeki kalıcı barış her ülkeyi ilgilendirir ancak en çok da devam eden çatışmalar nedeniyle bölgedeki ekonomik yatırımları zarar gören Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan'ı ilgilendirir." diye konuştu.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.