ADANA (AA) - Eşi Serkan Sözüöz'ün (32) Türkiye'ye bir iş için gittiği sırada Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasının ardından ülkede yalnız kalan rehber öğretmeni psikolog Lilya Sözüöz (35), Kiev'de bomba sesleri altında doğum yaptıktan sonra 20 günlük bebeği Kardelen ve 11 yaşındaki oğlu Dima ile Adana'ya geldi.
Adana-Ukrayna Dostluk Kültür Eğitim ve Dayanışma Derneği'nin yardımda bulunduğu Ukraynalı Sözüöz, AA muhabirine, savaş başladığında bomba sesleriyle uyandığını söyledi.
"Tek çarem iki çocuğumla Türkiye'ye gelmekti"
Yaşadığı korku nedeniyle Kiev'de bir hastanede erken doğum yaptığını dile getiren Sözüöz, şöyle devam etti:
"İki hafta boyunca her yarım saatte bir sirenler devam etti. Biz bebeklerle birlikte korunmak için bodruma indik. Hastanede yeni doğan bebeklerin haricinde hasta ve ağır ameliyat olan çocuklar da vardı. Ameliyattan çıkan anestezi etkisinde çocuklar vardı. Bu çocuklar her yarım saatte bir bodruma iniyordu. Ben ülkemden ayrılmak istemiyordum. Orada ne ilaç alabiliyoruz, ne de bir hastaneye gidebiliyoruz. Özel ilaçlar kullanması lazım. O ilaçlar, yapılan yardımlarda yok. Tek çarem iki çocuğumla Türkiye'ye gelmekti."
Sözüöz, ülkesinde durumların çok kötü olduğunu, yakınlarındaki bir evin bombalanması sonucu burada yaşayan çiftin hayatını kaybettiğini söyledi.
Kendisi ve iki çocuğunun şu an Türkiye'de güvende olduğunu, ancak bir parçasının Ukrayna'da kaldığını anlatan Sözüöz, "18 yaşında bir oğlum var. Şu anda savaşta Ukrayna topraklarını savunmaya çalışıyor. Üstünde 50 kilogram teçhizat taşıyor, bu soğukta sokakta yatıyor. Benim kalbim paramparça oluyor, düşünmek bile istemiyorum." dedi.
Sözüöz, bir an önce savaşın bitmesini ve ülkesine dönmek istediğini belirtti.
"Stresten dolayı doğumun başladığını hissetmemiştim"
Eşi Ufuk Gürsoy (42), 2 yaşındaki kızı Melisa ve 21 günlük bebeği Lina ile Türkiye'ye gelen Yelena Gürsoy da (35) doğum sürecinde yaşadığı zorlukları anlattı.
Ukrayna'nın Harkiv şehrinde yaşadıklarını belirten Gürsoy, "Sabah saat 05.00'te ilk bomba düştü. Ondan sonra panik ve korkuyla uyandık. Anladık ki savaş başladı. Ne yapacağımızı bilmiyorduk, evde dolandık. İlk başta eşyalarımızı topladık, pasaportlarımızı aldık. İlk başta gitmeyi düşündük. Haberlerde bunun askeri bölgelere bir saldırı olduğunu, şehir merkezlerine saldırılmayacağı söyleniyordu. Biz de biraz beklemeye karar verdik. Birkaç günde biteceğini düşündük. Bir de doğumuma çok az kalmıştı. O yüzden beklemeye karar verdik." ifadelerini kullandı.
Gürsoy, evlerinin yakınına bomba düşmesiyle büyük korku yaşadıklarını söyledi.
Kontrol için hastaneye gittiklerinde hemen doğuma alındığını dile getiren Gürsoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Doktor kontrol ettiğinde doğum başlamış görünüyordu. Stresten doğumun başladığını hissetmemiştim. Acil ameliyathaneye aldılar, bomba sesleri altında doğum yaptım. Tabi ondan sonra 2 gün hastanede kaldım. Hastanede ortam elverişli değildi. Kaldığım odada 4-5 kişiydik. Doğum oluyor, çocuklar ağlıyor, uykusuz kalıyorsunuz. Her an, bomba düşer mi diye endişe içindeydik. Siren çalıyor, herkes güvenli noktalara koşuyor. Ondan sonra ülkeden ayrılmamız gerektiğini düşünmeye başladık."
Gürsoy, Türkiye'de şu an huzur içerisinde olduklarını belirtti.
Akıllarının geride kalan akrabaları ve arkadaşlarında olduğunu dile getiren Gürsoy, bir an önce savaşın bitmesini temenni etti.
Muhabir: Eren Bozkurt