ANKARA (AA) - Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, "Eninde sonunda, Allah'ın izniyle PYD de YPG de PKK da her kimse bunların hepsine, DEAŞ'a ve diğerlerine diz çöktürülecektir. Bu coğrafyada Kürtler, Türkler, Araplar, Acemler, Müslümanlar, Gayrimüslimler bütün bu coğrafyanın halkları bir arada, birlik içerisinde olacaktır." dedi.
Bakan Kurtulmuş, Yunus Emre Enstitüsü tarafından Sheraton Otel'de düzenlenen "Türkçe Öğretim Portalı" tanıtım törenine katıldı.
Konuşmasında dilin toplumların oluşmasındaki önemine vurgu yapan ve bu konuda yürüttükleri çalışmalardan dolayı Yunus Emre Enstitüsüne teşekkürlerini ileten Kurtulmuş, "Herhalde dünyada dili iki anlamda kullanan başka bir lisan yoktur. Türkçede dil hem fiziki dil anlamında kullanılır hem de gönül anlamında kullanılır. 'Dil yaresi geçmez' denilen de odur. Dolayısıyla biz aslında Türkçeyi gönülden konuşmayı başarabilen bir milletiz. Bizim tarih boyunca 'irfan medeniyeti' dediğimiz Yunus'u, Hazreti Mevlana'yı, Hacı Bektaş-ı Veli'yi, Hacı Bayram-ı Veli'yi, aşıklarımızı, ozanlarımızı dile getiren şey aslında ağızlarında bulunan bir et parçasından ibaret dil değil gönüldür." ifadesini kullandı.
Yeni Türkiye'nin yeni nesil kültürel araçlarından, yumuşak güçlerinden birisinin de Yunus Emre Enstitüsü olduğuna işaret eden Kurtulmuş, Türkiye'nin son dönemde özellikle yeni misyonuna uygun şekilde TİKA, AFAD, Türk Kızılayı, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı gibi çok sayıda kurum ve kuruluşu ortaya koyduğunu bildirdi.
Kurtulmuş, "Dünyanın her yerinde Türkiye'nin yumuşak gücünü kullanabileceğimiz bu araçlar vasıtasıyla hem Türkiye'ye olan sevgiyi artırıyor hem de Türkiye'yi dünyanın dört bir tarafındaki dostlarıyla birleştiriyor bütünleştiriyoruz." dedi.
- "Esas güç yumuşak güçtür"
Bakan Kurtulmuş, Bangladeş ve Arakanlı Müslümanların yaşadığı Cox's Bazar'a gerçekleştirdiği ziyareti anımsatarak, Arakan'da gördüğü yoksulluk ve sefaleti bu yaşına kadar dünyanın hiçbir yerinde görmediğini belirtti.
Arakanlı Müslümanların yaşadıkları korkuyu ve umutsuzluğa değinen Kurtulmuş, buradaki insanların kendilerini bırakmadan dakikalarca ağladığını, oğlu öldürülmüş yaşlı bir kadının eşi Sevgi Kurtulmuş'a sarılarak, göz yaşı döktüğünü dile getirdi. Arakan'da AFAD'ın, TİKA'nın, Türk Kızılayının ve sivil toplum kuruluşlarının o alanda parmakla gösterilecek yegane kuruluşlar olduğunu aktaran Kurtulmuş, Türkiye'nin burada yürüttüğü hizmetler hakkında da bilgi verdi.
Buradaki insanların gözünde muazzam bir Türkiye sevgisinin bulunduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Yeni nesil araçları itibarıyla Türkiye, dünyanın en zengin, en donanımlı insani ve kültürel diplomasisini yapan ülkelerin başında geliyor. Bütün bunları çok zengin olduğumuz, kasalarımız paralarla dolu olduğu için değil; gönlümüz dolu olduğu, gönlümüzde insanlık, irfan, hikmet ve ihsan duyguları olduğu için böyle bir milletin kuruluşları olarak, bu kuruluşlar vasıtasıyla yapabiliyoruz." diye konuştu.
Kurtulmuş, Sudan'da 3 bine yakın öğrencinin Türkçe kursu almak için sırada beklediğini, Sümeyye isimli bir öğrencinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bir mektup yazdığını bildirdi.
Dünyanın dört bir yanında Yunus Emre Enstitüsünde eğitim alan öğrencilerin Türkçe konuşurken gözlerindeki parıltıları görmekten duydukları mutluluğu aktaran Kurtulmuş, "Biz Türkiye olarak, bir taraftan güçlü ve büyük Türkiye olmak bakımından elimizdeki bütün imkanları kullanacağız. Hani ülkelerin gücünü 'hard power', 'soft power' diye ayırıyorlar ya o sert güç, ekonomi, asker, silah gücü vesaire bunlar bir şeydir ama çok şey değildir, esas güç yumuşak güçtür." dedi.
- "Başka bir millet yok"
Bosna Hersek'teki Ayvaz Dede şenliklerinde Boşnak vatandaşların ellerinde Türkiye ve Osmanlı bayraklarıyla yürüdüğüne işaret eden Kurtulmuş, dünyanın hiçbir ülkesinin Boşnak halkının eline kendi ülkesinin bayrağını vererek yürümesini sağlayamayacağını ifade etti.
Bakan Kurtulmuş, Boşnakların Türkiye'nin bayrağını kendi özgürlüklerinin bir sembolü olarak taşıdığını aktararak, bunun Türkiye'ye hem Allah'ın büyük bir lütfu hem de yüklediği büyük bir sorumluluk olduğunu bildirdi.
Nijerya, Senegal, Sudan, Güney Afrika gibi tüm ülkelerdeki insanların Türkiye'nin gönül diliyle köprü kurmaya hazır olduklarını da belirten Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde Nijer'e gerçekleştirdiği ziyarette oradaki bir bölgeye İstanbul'dan gelen anlamında "İstanbulewa" adının verildiğini ve burada cuma hutbelerinin Osmanlı sultanı, Türkiye adına okutulduğuna şahit olduklarını anlattı.
Kurtulmuş, "Dünyada bu kadar büyük bir gücü olan, yumuşak gücü olan, bu kadar gönül dili üzerinden sevgi ve sempati biriktirmiş olan başka bir millet yoktur." ifadesini kullandı.
"Dünyanın her yerinde güzel Türkçemizi gönül köprüsünün bir aracı olarak yeniden canlandıracağız." diyen Kurtulmuş, Latin Amerika, Uzak Doğu Asya ülkelerinde de Yunus Emre Enstitüsünün görünür olmasını temin edeceklerini söyledi. Kurtulmuş, "portal" kelimesine de Türkçe bir karşılık bulunması gerektiğine dikkati çekti.
- "Ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar"
Kültür ve Turizm Bakanı Kurtulmuş, "Türkiye kabuklarını kırdıkça, kendi kökleri üzerinde yükseldikçe, Türkiye'nin devlet ve millet kaynaşması sağlamlaştıkça, güçlü ve büyük bir Türkiye olma istikametinde yoluna devam ettikçe Türkiye'nin bu anlamda dostlarıyla kendi hinterlandıyla da ilişkisini çok daha fazla kuvvetlendirmesi mümkün oluyor." ifadesini kullandı.
Türkiye tüm bunları gerçekleştirirken bundan çok da memnun olmayan çevrelerin varlığından da haberdar olduklarına işaret eden Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye'nin maddi olarak güçlenmesinin mutlaka ve mutlaka yumuşak gücünün de daha ileriye gitmesinden geçtiğini bilenler, Türkiye'nin kendi hinterlandıyla arasındaki ilişkiyi bozmak için de ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Yıllardır Türkiye'nin başına terör örgütlerinin bela edilmesi, bölgedeki diğer kardeşleriyle, sınırları dışındaki diğer kardeşleriyle arasındaki ilişkiyi koparmak için ortaya konulmuş olan, tam manasıyla vekalet savaşlarının gücü olarak kullanılan araçlardan birisidir."
"Vekalet savaşları" ismiyle silahlı terör grupları üzerinden Orta Doğu ve dünyanın birçok bölgesinde yeni emperyal politikaların uygulanmaya çalışıldığını belirten Kurtulmuş, Türkiye'nin yıllardır ASALA'yla, ardından PKK ve DEAŞ'la bu kadar çok uğraştırılmasının temel sebebinin büyük ve güçlü bir Türkiye olarak, yoluna devam etmesini engellemek olduğu kadar Arap, Kürt ve Müslüman kardeşleriyle dostluk kurmasının da önüne geçmek için olduğunu vurguladı.
- "Bu oyunu bozacağız"
Bakan Kurtulmuş, Suriye'nin, Irak'ın yaşadıklarının tesadüf değil planlı, hesaplı vekalet savaşları sonucu olduğuna değinerek, bu savaşın önemli nedenlerinden birisinin de Türkiye'yi bölge ülkelerine bloke edilmesi olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin Suriye, Ürdün, Filistin, Suudi Arabistan, Mısır, Yemen ve Afrika kıtasına uzanan coğrafyalarda yüz milyonlarca kardeşi olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, şu görüşlere yer verdi:
"Bu vekalet savaşları, PYD'nin silahlandırılmasının arkasındaki temel unsurlardan birisi Türkiye'nin güneyi ile ilişkisini kesmek, İslam dünyasına Türkiye'nin komşu kapısını ilanihaye kapatmaktır. Bu oyunu bozacağız. Her zaman yumuşak güçle oyun bozulmuyorsa, biz yumuşak gücümüzü de kullanarak sert gücümüzle bu oyunu bozacağız ve emperyalistlerin bölgede oyun kurmasına asla müsaade etmeyeceğiz.
Şu anda Suriye'de devam eden savaş, başkalarının on binlerce kilometre öteden gelerek bu coğrafyada vekilleri üzerinden güç devşirme sevdasında olanların niyetleri aksine Türkiye'nin bölgede barışı, esenliği ve Suriyeli kardeşlerimizin kendi memleketlerine dönmesini sağlamak için yürüttüğü bir operasyondur. Eninde sonunda, Allah'ın izniyle, PYD de, YPG de, PKK da her kimse bunların hepsine, DEAŞ'a ve diğerlerine diz çöktürülecektir. Bu coğrafyada Kürtler, Türkler, Araplar, Acemler, Müslümanlar, Gayri Müslimler bütün bu coğrafyanın halkları bir arada, birlik içerisinde olacaktır."
Kurtulmuş, büyük oyunun görülmesi gerektiğine işaret ederek, "Çok net söylüyorum, siyasetçi lafını biraz eğer büker, ben eğmeden bükmeden açık söylüyorum, bu coğrafyada, diyelim Suriye-Irak politikası, bazı güçlerin, bölge dışından bazı emperyal güçlerin ulusal çıkarları bölgenin mümkün olduğu kadar bölünmesi, parçalanmasından yanadır. Yani etnik olarak, mezhebi, meşrebi olarak, siyasi olarak bölünmesinden yanadır. Türkiye'nin milli çıkarı ise bu coğrafyadaki bütün unsurların daha fazla birleşmesi, bütünleşmesi, dostluk ve kardeşlik ilişkilerinin gelişmesinden yanadır." ifadesini kullandı.
Kurtulmuş, bu durumun geçmişten beri, birinci Sykes-Picot ilan edilmeden önce de şimdi ikinci Sykes-Picot ilan edildikten sonra da böyle olduğunu belirterek, buna müsaade etmeyeceklerini, bu coğrafyalarda yaşayan tüm etnik unsurların kıyamete kadar birlikte barış içerisinde yaşamayı başaracağını aktardı.
Bakan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Sadece bu coğrafyada değil dünyanın her yerindeki gönül dostlarımıza da dilimizle, yumuşak gücümüzle, yardım elimizle, merhametimizle, dostluğumuzla, ihsanımızla, kardeşliğimizle ve insanlığımızla uzanacağız. İnşallah hep beraber bütün insanlık alemi olarak zulme karşı ayakta duracak, zalimlere geçit vermeyeceğiz."