TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Erdoğan:

- "Diyeceğiz ki 'Bak benim kurumumda en gayretli olanı bu pozisyona getiriyorum, en çok liyakati olanı, bu işi en iyi yapanı buraya getiriyorum.' Eğer bunu yerleştirebilirsek o zaman 'Torpili olmayan bir yere gelemiyor ki' anlayışını da yıkmaya başlamış oluruz" - "Bazı genç arkadaşlarımızın belirli mevkilere geldikleri zaman bunları hazmedemediklerini görüyoruz. Bakıyorsunuz, bir mevkide üç ay, beş ay, altı ay durduktan sonra, hemen üzerindeki yöneticisini beğenmeme eğilimi, 'Bunun benden ne fazlası var ki benim üzerimde' düşüncesi hakim olmaya başlıyor. Ondan sonra elinden geleni, o yöneticinin altını oymak, yerine geçmek için seferber etmeye başlıyor. Bu aslında nedir baktığınız zaman? Bu bir çiğliktir"

11 Kasım 2017 Cumartesi 12:03
TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Erdoğan:

İSTANBUL (AA) - Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, çalışacak kişileri seçerken veya onların mevkilerini yükseltirken en gayretli ve liyakatli olanı bir yerlere getirme pratiğini yerleştirmek gerektiğini belirterek, "Diyeceğiz ki 'Bak benim kurumumda en gayretli olanı bu pozisyona getiriyorum, en çok liyakati olanı, bu işi en iyi yapanı buraya getiriyorum.' Eğer bunu yerleştirebilirsek o zaman 'Torpili olmayan bir yere gelemiyor ki' anlayışını da yıkmaya başlamış oluruz." dedi.

TÜGVA'nın "Genç Yönetici Okulu" açılış programı, vakfın genel merkezinde gerçekleştirildi. Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından konuşan Bilal Erdoğan, programın buradan yetişecek yöneticiler için bir imkan olmasını diledi.

Kamuoyunun yakından tanıdığı öncü isimlerin gençlerle bir araya geleceğini ve onlara kendi tecrübelerini aktaracağını belirten Erdoğan, gençlerin bu şekilde gelecekte önlerine çıkacakları imtihanlara şimdiden hazırlıklı hale geleceklerini bildirdi.

TÜGVA olarak, Avrupa, Amerika veya Türkiye'deki başka vakıflar ve iş dünyası kuruluşlarının yaptığı programlardan ne gibi bir farklarının olacağını düşünmeleri gerektiğine işaret eden Erdoğan, "Yönetici arkadaşlarımız, genç olsunlar, yaşlı olsunlar, acaba geldikleri makamlarda, pozisyonlarda başka yöneticilere nazaran yöneticiliklerini bir ceberut tavır takınarak mı kibir ile özgüven projekte etmeye çalışarak mı gerçekleştiriyorlar veyahut da hard power, soft power meselesi var ya 'yumuşak güç' denilen, yumuşak güç ile mi bunu başarıyorlar veya kibirli, burnundan kıl aldırmayan, insanları sağa sola lüzumsuz yere koşturarak, zorlayarak onları yönlendirmeye çalışan birisi mi? Hangi profili acaba gerçekleştirmeye çalışıyoruz?" diye konuştu.

TÜGVA'nın liderlik veya yöneticilik yapacak kişilerle ilgili vizyonunun nasıl olduğunun da konuşulması gerektiğine değinen Erdoğan, yöneticilik ve liderliğin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini düşündüğünü aktardı.

Bilal Erdoğan, "Benim düşünceme göre veya öğrenebildiğim kadarıyla liderlik, değişimi yönetme sanatı, yöneticilik de belirli bir süreci sıkıntı yaratmadan, verimli bir şekilde yürütme sanatı. Yani bir liderin aynı zamanda iyi bir yönetici olması gerekebilir ama her yönetici lider olamaz." ifadelerini kullandı.

- "Hedefimiz Batı'nın dayattığı iş dünyası anlayışı değil"

Genç Yönetici Okulu'nun da bir liderlik okulu olarak tasavvur edilmediğini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bazı genç arkadaşlarımızın belirli mevkilere geldikleri zaman bunları hazmedemediklerini görüyoruz. Bakıyorsunuz, bir mevkide üç ay, beş ay, altı ay durduktan sonra, hemen üzerindeki yöneticisini beğenmeme eğilimi, 'Bunun benden ne fazlası var ki benim üzerimde' düşüncesi hakim olmaya başlıyor. Ondan sonra elinden geleni, o yöneticinin altını oymak, yerine geçmek için seferber etmeye başlıyor. Bu aslında nedir baktığınız zaman? Bu bir çiğliktir. Bu, aslında bir nebze kifayetsiz muhterislik örneği olarak değerlendirilebilir. Bu bizim hayalimizdeki iş dünyasında, çalışan gençlikte, yöneticilik makamlarında olmasını öngördüğümüz profil mi yoksa şu andaki kapitalist paradigmanın egemen olduğu iş dünyasındaki vahşetin bir yansıması mı? 'Gerçekten kimin ayağına basarsan bas, önemli olan ne kadar yükselebildiğin, ne kadar kazanabildiğin.' Şu anda Batı'nın bize dayattığı iş dünyasının anlayışı bu. Ama bizim hedeflediğimiz bu değil."

- "Liyakatli olanlar bir yerlere gelecek"

Bilal Erdoğan, TÜGVA'nın bu yüzden farklı bir misyonu kuşandığına işaret etti. Dünyaya yeni bir model üretmenin azminde bir nesil ve camia olduklarını vurgulayan Erdoğan, koca bir medeniyetin inşasının önemli olduğuna inandıklarını dile getirdi.

Bu medeniyeti inşa edebilmenin, düşüncelerin fiiliyata geçmesiyle mümkün olacağının altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Hoca efendiler camilerde vaaz ediyor veyahut da kanaat önderleri kürsülerde insanlara laf anlatıyor, 'Haram yemeyin, yetim hakkı yemeyin, hırsızlık yapmayın.' Ama bakıyoruz, insanlar başka bir mümin kardeşinin hakkını, hukukunu gözetmekte bu hassasiyeti koruyamıyor. Bunun normal hayatın bir parçası olduğunu düşünmeye başladığımız zaman kapitalist paradigmanın esiri olmuş oluyorsunuz. Peki Kapitalist paradigma nedir? 'Ya işte herkes yapıyor. Kimse torpil olmadan bir yerlere gelemiyor ben mi geleceğim? O zaman benim de bir torpil peşinde koşmam lazım.' Peki doğru olan bu mu? Değil. Değilse yapma. Ama yok, 'Ben de o sistemin parçasıyım ben ne yapabilirim ki?' Biz TÜGVA olarak şunu eğer yerleştirebiliyorsak, doğru olmadığına inandığın bir şey varsa onun parçası olmamalısın. Onu düzeltmek için sen tek başına en azından kendi gayretini ortaya koymalısın. Hem iş dünyasında hem bütün kurum ve kuruluşlarımızda, vakıflarımız, derneklerimiz, hepsi... Yaptığımız işlerde insan seçerken, insanları yükseltirken, insanları bir yerlere getirirken en gayretli olanı, en liyakatli olanı bir yerlere getirme pratiğini yerleştirebilirsek, o zaman işte insanlara da bunu gösterebileceğiz. Diyeceğiz ki 'Bak benim kurumumda en gayretli olanı bu pozisyona getiriyorum, en çok liyakati olanı bu işi en iyi yapanı buraya getiriyorum.' Eğer bunu yerleştirebilirsek o zaman 'Torpili olmayan bir yere gelemiyor ki' anlayışını da yıkmaya başlamış oluruz."

- "Bütün nefisler imtihan oluyor"

Türkiye'nin son yıllarda büyük bir değişim ve dönüşüm süreci yaşadığının altını çizen Erdoğan, daha önce 2 bin-2 bin 500 dolar olan kişi başına düşen milli gelirin, bugün 10 bin doların üzerine çıktığını hatırlattı.

"Allah izin verirse 20 binleri, 30 binleri çok uzak olmayan bir gelecekte görmeyi hedefliyoruz." diyen Erdoğan, bu dönüşümün birçok sosyal yansıması da olduğuna işaret etti. Birçok insanın "bir şeyleri ilk defa görmenin heyecanını, şaşkınlığını yaşadığını" dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

"Bununla bütün nefisler imtihan oluyor. Bu geçiş döneminde böyle imtihanların olmasını normal görüyorum. Ama Allah'ın emri bize nedir? Birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye etmekle mükellefiz. Salih amel işlemek, birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye etmektir. Birbirimize tavsiye etmekten kaçındığımız zaman, ümmet olma hamurunu da kaçırmışız demektir. Eğer arkadaşlarımızda, çevremizde yanlışlar görüyorsak, bunları doğrudan kendilerine söyleyebilmeliyiz. Bugünün pratiği nedir? Gördüğümüz yanlışları her yerde, ulu orta başkalarının arkasından konuşmak. Bir kardeşimizin bir hatasını gördüğümüz zaman gidip ona, 'Ne düşünür, onu ezer miyim acaba' demeden, hatasını güzel bir dille söyleyebiliyor muyuz acaba?"

Okul için emeği geçenlere, destek olanlara teşekkür eden Erdoğan, dünyayı imarla mükellef olduklarını vurguladı. Allah'ın insanlığı "Kovuklarınıza çekilin, zikrinizle meşgul olun, başka da bir şey yapmayın.' diye dünyaya göndermediğinin altını çizen Erdoğan, "Hem hanginiz daha iyi ameller edeceksiniz imtihanına tabi tutmuş hem de 'Dünyayı imar edeceksiniz' emrini vermiş. Dolayısıyla dünyayı en doğru şekilde imar edeceğiz, dünyayı tüketmeden, dünyaya zulmetmeden, çevremize, doğamıza, hayvanlarımıza, yeşilimize zulmetmeden dünyayı imar edeceğiz. Bütün bunu en verimli, en düzgün biçimde yapacağız ama aynı zamanda bütün hayatımızı her anıyla salih amellerle kuşatmanın gayreti içerisinde olacağız. İnşallah bu okul da bunu başaranların okulu olur." değerlendirmesini yaptı.

- "Gençliğe hizmet etmeye devam edeceğiz"

TÜGVA Genel Başkanı İsmail Emanet de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gençlere memurluğu değil, girişimciliği önerdiğini hatırlatarak, bu tavsiyeler ışığında Genç Yönetici Okulu projesini hazırladıklarını anlattı.

Gençlerin iş dünyasını tanımasına, kendilerini geliştirmelerine yönelik hazırladıkları projenin tek başına atılmış bir adım olmadığına işaret eden Emanet, ortaokul, lise, üniversite öğrencilerine yönelik de 2023 vizyonuna erişmek adına program ve projeler düzenlediklerini ifade etti.

Bu okul ile yönetici ve yönetici olmak isteyen gençlere, kriz yönetimi becerisi ve karar verme yeteneğinin yanı sıra iş hayatındaki iletişim becerisini de kazandırmayı amaçladıklarını vurgulayan Emanet, gençlerin bu program sırasında iş dünyasının başarılı temsilcileriyle bir araya geleceklerini ifade etti.

TÜGVA olarak bugüne kadar pek çok projeye imza attıklarını hatırlatan Emanet, "Bundan sonra da bunun gibi projelerle gençliğe hizmet etmeye devam edeceğiz." dedi.

- "Sağlıklı bir toplumun en büyük vasfı ahlak"

TÜGVA İstanbul İl Temsilcisi Fatih Coşar ise Genç Yönetici Okulu'nun gençleri geleceğe taşıyacağını ifade etti. İş dünyasında yönetici olan veya yönetici olmak isteyen adaylara sistematik bir eğitim vermeyi amaçlayan okulun günümüz iş dünyasında eksik olan bazı erdemleri de gençlere hatırlatacağının altını çizen Coşar, şöyle konuştu:

"Sağlıklı bir toplumun en büyük vasfı ahlaktır. Ahlak, inançla birlikte insanın manevi yönünü ifade eder. İnsanın bu manevi boyutu görmezden gelinirse, özellikle günümüzde örneklerine sıkça rastladığımız, toplumsal sağlığını bozan, sosyal yaşam ve iş dünyasını yaşanmaz hale getiren yalan, rüşvet ve hile gibi problemlerle karşılaşmamız kaçınılmazdır. Bu yüzden söz konusu olumsuzlukların üstesinden gelinebilmesi için her yöneticinin, kurum ya da kuruluşun temel ahlaki ilkeleri benimsemiş olması gereklidir."

- "15 Temmuz'da gençler şehadete yürüdü"

TÜGVA İstanbul Çalışan Gençlik Koordinatörü Soner Çokyiğit, 15 Temmuz darbe girişimine karşı mücadele için sokaklara çıkanların büyük çoğunluğunu gençlerin oluşturduğunu hatırlattı.

Çokyiğit, "Onlar liderimize, milletimize, vatanımıza ve devletimize sahip çıktılar. Fabrikalarda, sanayilerde, atölyelerde vardiyalarını bırakarak topyekün vatan savunmasına koştular. Birçoğu şehadet şerbetini içtiler. Allah hepsine rahmet eylesin, mekanları cennet olsun." dedi.

İbn Haldun Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Gündüz de "yönetici" denince "idareciliğin" anlaşıldığını, ancak önce kişinin kendi kendini yönetmeyi öğretmesi gerektiğini kaydetti.

Konuşmaların ardından Genç Yönetici Okulu'na verdikleri desteklerden dolayı kişi ve kurumların temsilcilerine plaket verildi. Program sonunda Bilal Erdoğan, okul öğrencileriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.

- Genç Yönetici Okulu

Genç Yönetici Okulu süresince, yönetici adayları stratejik planlama süreci hakkında bilgi ve deneyim kazanacak, liderlik kavramına farklı açılardan bakma fırsatı yakalayacak, yöneticilik yetkinlik ve becerilerini kazanma yolunda adım atacak.

Her hafta cumartesi günleri yapılacak ve 9 hafta sürecek derslere yüzde 70 devam sağlayan katılımcılara, İbn Haldun Üniversitesi işbirliğiyle sertifika verilecek.

Program kapsamında genç yönetici adaylarına "Başarılı yönetimin formülü", "Girişimcilik", "İnovasyonda yolculuk", "Dijital çağda markalaşma", "İletişim ve çatışma yönetimi", "Türkiye'de uluslararası yatırım stratejileri", "Küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisi" gibi alanlarda dersler verilecek.

Program, 6 Ocak 2018 tarihinde sona erecek.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.