KONYA (AA) - ENGİN ÖZEKİNCİ - Türkiye'nin "tahıl ambarı" Konya Ovası'nda oluşan ve yer altı sularının bilinçsiz kullanımının bir göstergesi olan obrukların sayısı giderek artıyor.
Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğünden edinilen bilgiye göre, ülke genelinde obruk oluşumları Konya Kapalı Havzası'nda görülüyor.
Kireçtaşlarındaki karstlaşma neticesinde gelişen mağara sistemlerinin tavanlarının çökmesi sonucu meydana gelen obrukların oluşumunda arazinin litolojik özellikleri, yer altı suyunun çekilmesi ve suyun akım yönü etkili oluyor.
1970'li yıllardan itibaren yer altı sularının kontrolsüz kullanımı ve buna bağlı olarak yer altı suyu seviyesindeki düşüş, derinlikleri 20 ile 150 metre arasında değişen obrukların oluşumunu da hızlandırıyor. Bu yüzden yer altı su çekiminin, beslenmesinden fazla olduğu Konya Kapalı Havzası, yer altı suyu çekimini sınırlandırmak için DSİ tarafından kapalı saha ilan edildi. Bu kapsamda DSİ Genel Müdürlüğü yer altı suyunun doğru kullanımı konusunda gerekli bilgilendirmeleri yaparak obrukların oluşması nedeniyle ortaya çıkabilecek riskleri en aza indirmek için çalışmalarına devam ediyor.
- Yılın ilk 5 ayında 10 obruk oluştu
Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, geçen yıl 20'nin üzerinde obruk oluştuğunu söyledi.
Obrukların binlerce yıl önce oluşmaya başlayan doğa olayları olduğuna dikkati çeken Arık, "Bu yılın 5 ayında 10 obruk oluştu. Toplamda tespit ettiğimiz obruk sayısı ise 330'a ulaştı. Bu obrukların oluşmasında hem yer altı sularının bilinçsiz kullanımı hem de jeolojik faktörler etkili olmaktadır." diye konuştu.
- "Obrukların doldurulması çalışmaları yapılıyor"
Obrukların çeşitli malzemelerle doldurulmasına ilişkin zaman zaman kendilerine öneriler geldiğini anlatan Arık, şöyle devam etti:
"Mevcut obrukların oluşması ya da sonrasında bunların kullanımlarıyla ilgili bazı çalışmalar yürütülüyor. Bu kapsamda obrukların çeşitli kimyasal malzemelerle dolgulanması çalışmaları yapılıyor ancak bunların henüz denenmişliği ya da sonrasında doğayla uyumluluğu ile ilgili kesin veriler elde edilmiş değil. Bunların test edilmesi, değerlendirilmesi ve arazinin uygunluğu netleşmeden kullanılır ya da kullanılamaz bir yöntem olduğunu söylemek güçtür. Denendikten ve tecrübe ettikten sonra buna karar verilir. Bu uygulamanın uygun olup olmadığını söylemek oldukça güç. Buna denemelerden sonra karar verilecek. Belki de küçük çaplı obruklarda denenebilir bir yöntem olarak önerilebilecektir."
- "Kaçak su kuyuları kontrol altına alınmalı"
Arık, vatandaşların tarlalarında oluşan küçük çaplı obrukları kendi imkanlarıyla doldurmaya çalıştığına dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Toprak altındaki boşluk çok daha geniş olduğu için bu kalıcı bir çözüm değil. Bundan ziyade o bölgenin işaretlenmesi daha mantıklı. Öte yandan yer altı sularının bilinçli kullanılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Ciddi manadaki kaçak su kuyuları kontrol altına alınmalı ve ruhsatlandırılmalıdır. Eğer bu şekilde kuyular açılmaya devam edilirse yakında içecek su bile bulamayabiliriz hatta 'kuyu barışı' yapılarak yer altı su seviyesinin azaltılması engellenmelidir. Bu durumda obrukların oluşması da kısmen azalacaktır."