İZMİR (AA) - TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Sabancı Kültür Merkezinde, üniversitenin araştırma gemilerinden "Koca Piri Reis" gemisinin 40. hizmet yılı dolayısıyla düzenlenen törene katıldı.
Koca Piri Reis gemisinin Türkiye'ye geldiği yıllarda bir yıllık gemi inşa mühendisi olduğunu ifade eden Yıldırım, "O günleri hatırlıyorum. Yine bir kriz vardı. Ege'de yaşanan krizin doğal sonucu olarak Türkiye'nin denizlerdeki hak ve menfaatlerini gözetmek amacıyla böyle bir yola gidilmişti." dedi.
Geminin Türkiye'nin denizlerdeki imkan ve kabiliyetini artırmak için Almanya'da inşa ettirildiğini kaydeden Yıldırım, geminin o günlerde büyük bir heyecanla Türkiye'ye getirildiğini dile getirdi.
Yıldırım, o dönem soğuk savaş yılları olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
"Almanya ikiye ayrılmış, dünyada 'kapitalist-komünist sistem' diye iki kutuplu bir vaziyet var. Sovyetler henüz dağılmamış. Bugün yaptığı gibi Yunanistan o tarihte kıta sahanlığı konusunda bildiğimiz aymaz uzlaşmaz tutumunu sürdürüyor. İşte Koca Piri Reis gemisi o yıllarda Türkiye'nin zor şartlarda yaptırdığı yürekli bir gemidir. Hafızası olan bir gemidir. Sadece insanların hikayesi olmaz. Evlerin, arabaların da gemilerin, elbiselerin de hikayesi var. Hatıraları canlandırırlar. Geçirdikleri tarihi devreler o eserlere anlam kazandırır. Koca Piri Reis gemisi ekonomik değerinin yanında tarihi ve siyasi fonksiyona sahip. Tıpkı Çanakkale Boğazı'nı İngiliz gemilerine mezar eden Nusret gibi, Gazi Mustafa Kemal'in Savanorası gibi."
"Bir milim geri atmayacağız"Binali Yıldırım bugün Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin uluslararası hukuka aykırı olarak Türkiye'nin deniz yetki ve menfaatlerini gasp etme yolunda aynı şekilde hareket ettiklerini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Son yıllarda Kıbrıs Adası'nın etrafında bulunan hidrokarbonların ortaya çıkarılması meselesinde ciddi bir kriz yaşanıyor. Denizler insanlığın ortak mülküdür, mirasıdır. Dolayısıyla bunu tek taraflı olarak bir ülkenin, bir toplumun sahiplenmesi, bundan menfaat elde etmesi asla ne ulusal ne de uluslararası hukuka uyan bir şey değildir. Kıbrıs Adası etrafındaki münhasır ekonomik bölge de dahil uluslararası sularda her türlü deniz altı kaynakların ortaya çıkarılmasında mutlaka ve mutlaka Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Güney'in anlaşması gerekiyor. Bu bir kırılma noktasıdır. Bu konuda araştırma yapacak büyük petrol şirketleri ayağını denk almak mecburiyetindedir. Doğu Akdeniz'de KKTC'nin menfaatlerine, ülkemizin çıkarlarına aykırı her türlü oldubittiye Türkiye anında karşılık verir, gereğini yapar. Denizlerdeki hak ve menfaatlerimizden bir milim bile geri adım atmayacağımızı cümle alem bilmelidir."
Koca Piri Reis'in büyük işler başardığını anlatan Yıldırım, Kaptanı Derya Piri Reis'in 1513 senesinde dünya haritasını ilk çizen olduğunu anımsattı.
Yıldırım, onun çizdiği dünya haritasını eline alan Yavuz Sultan Selim'in "Dünya ne kadar da küçük." dediğini ifade ederek, 8 yıllık iktidarında Osmanlı topraklarını iki buçuk kat büyüttüğünü söyledi.
TBMM Başkanı Yıldırım, Piri Reis'in o haritayı nasıl çizdiğinin sırrının bugün dahi ortaya çıkmadığını, çizdiği dünya haritası ve kitabı "Kitab-ı Bahriye"nin denizcilerin ilk kılavuzu olma özelliğini sürdürdüğünü, ömrünü Akdeniz'i Türk gölü yapmaya adayan Piri Reis'in İspanyolların soykırım yaptığı Endülüs müslümanlarını Kuzey Afrika topraklarına salimen taşıma görevini de yerine getirdiğini kaydetti.
Koca Piri Reis gemisinin Kaptanı Derya Piri Reis'in adına yakışır faaliyet gösterdiğini ifade eden Yıldırım, Türkiye'nin bilimsel deniz araştırmaları yapmak üzere sahip olduğu ilk geminin bu olduğunu söyledi.
Binali Yıldırım, geminin Türkiye'nin denizleri dışında 35 milyon kilometrekarelik bir sahada çalışma yaptığını, bu etkinlikle büyük bir hafızanın ortaya çıktığını gördüklerini söyledi.
Türkiye'nin çıkarlarını korumanın, sahip olduğu imkanları ekonomik değere dönüştürmenin herkesin öncelikli görevi olduğunu vurgulayan Yıldırım, ülkenin 2023, 2053, 2071 hedef ve vizyonlarını denizleri ekonomik değere ulaştırarak gerçekleştireceğini, sahip olunan denizlerin fakir bekçileri değil zengin sahipleri olmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.
Yıldırım, denizlerdeki çalışmaları yürütürken canlı varlığını korumaya, ekonomik denge ile deniz canlılığının arasında uyumu sağlamaya mecbur olunduğunu vurguladı.
"Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi" diye bir metnin bulunduğuna dikkati çeken Yıldırım, şöyle konuştu:
"Bu metin hala yürürlüğe girmemiş nadir metinlerden biridir. Sebebi deniz kaynaklarının nasıl müşterek değerlendirileceğine dair bir anlaşmanın Birleşmiş Milletler üye ülkeleri çapında henüz sağlanamamış olması. Çeşitli anlaşmazlık formları var. Mesela Yunanistan'la bizim aramızda adalar ve onların kıta sahanlığı. Küçük, küçük adaların bulunduğu ve her birinin etrafında münhasır ekonomik mesele yüzünden, aynı şekilde Çin Denizi'nde var. Bir de okyanuslarda yaşanan sorunlar var. Okyanuslardaki deniz dibi kaynakları kime aittir? Herkese aittir. Bunu herkes kabul ediyor ama bunu ortaya çıkaracak teknoloji kimde var. Dolayısıyla bütün bu nedenlerden dolayı bu anlaşma bir türlü imzalanamıyor, yürürlüğe giremiyor."
Yıldırım, denizlerin aynı zamanda insanlığın besin kaynağı olduğunu belirterek, "Şöyle desek yanlış olmaz; eğer denizlerimiz olmasa insanların yarısı soğuktan yarısı da açlıktan ölür, o kadar mühim konudur. Kıyı şehirlerimizde yaşayan binlerce ailenin geçim kaynağı denizlerimizdir. Aziz milletimizin bekası sadece kara sınırlarımızın güvenliğini sağlamakla yeterli değildir. Unutmayalım ki kara hudutlarımızın uzunluğu deniz hudutlarımızın anca 3'te biri kadar." diye konuştu.
Denizlerin temizliği konusunda herkesin çok daha bilinçli hale geldiğini belirten Yıldırım, bugün Bayraklı ilçesinde İzmir Gemi Trafik Hizmetleri ve Trafik Gözetleme İstasyonlarının açılışını gerçekleştirdiklerini hatırlattı. Bu istasyonlar sayesinde denizde hareket eden her türlü aracın izlendiğini belirten Yıldırım, "Denizdeki uygunsuzluklar ilgili kurumlara raporlanıyor ve gereği yapılıyor. Bununla da yetinmiyoruz, her türlü deniz aracı izleniyor. Türkiye denizcilikte son 16 yılda çok büyük mesafe katetti." değerlendirmesinde bulundu.
"Tarihteki şerefli yerini alır"Yıldırım, Koca Piri Reis gemisinin yanına 14 tane daha araştırma gemisinin eklendiğini belirterek şöyle konuştu:
"Koca Piri Reis'in emekliliğe ayrılma vakti geldiyse onun da izzetle, ikramla gereği yapılır ve tarihteki şerefli yerini alır. Bu konuda üniversitemizin yapacağı her türlü teşebbüsü desteklediğimizi ifade etmek isterim. Geçen sefer burada meslek hastalarıyla ilgili bir toplantı yaptık. Bir meslek ihtisas bölümü, daha sonra hastanesi yapılsın diye önerimiz oldu. Hemen harekete geçmiş, bölümü açmış, şimdi ikinci adım hastane yapımı. İnşallah bu konuda faaliyetlere başlayıp sonlandırırız. Bilahare projelerini çizerim. Her şeyi devletten beklemeyelim. Devlet de yapar ama sıraya koyar. Sıra ne zaman gelir bilinmez." dedi.
Konuşmanın ardından Binali Yıldırım'a hediye takdim edildi. Binali Yıldırım da Koca Piri Reis gemisini Türkiye'ye getiren kaptanı Fatih Türküstün'e hediye verdi.