SİVAS (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kudüs'ün ilk fatihi Hz. Ömer bizimdir, Kudüs'ü Haçlıların barbarlığından kurtaran Selahattin Eyyubi de bizimdir. Kudüs'ü üç kıta, yedi iklim devleti olan Osmanlı'ya katan Yavuz Sultan Selim Han da bizimdir. Kudüs'teki son nöbetçimiz Iğdırlı Hasan Onbaşı da bizimdir. Kudüs'ü içinde yaşadığı zulüm düzeninden kurtaracak olan Allah'ın izniyle yine biz olacağız." dedi.
Erdoğan, Yeni 4 Eylül Stadyumu önünde düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Kudüs'te Müslümanların Harem-i Şerif'e girişlerini engellemek için İsrail güvenlik güçlerinin yıllardır akla hayale gelmeyecek yollara başvurduğunu hatırlattı.
Çocuklar, kadınlar ve yaşlılar dahil tüm Filistinlileri baskıyla kendi topraklarından kaçırmaya yönelik bir politikanın insafsızca ve bilinçli olarak yürütüldüğüne dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ey Trump, Ey Netanyahu! Siz bunları yapsanız da biz sizin düştüğünüz bu acze, duruma düşmeyeceğiz. Biz çünkü daha vakur, onurluyuz. İspanya'dan Yahudiler sürüldüğü zaman, dünya onlara kapısını kaparken benim ceddim kapısını açtı ve onları burada ağırladı." diye konuştu.
Nereden sürülürlerse sürülsünler "el aman" dedikleri anda mazlumların kapısının Türkiye olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz böyle bir milletiz, böyle bir ecdada sahibiz. Eğer bizden buna seyirci kalmamız bekleniyorsa hiç kimse kusura bakmasın biz böyle bir ayıbı sırtımızda taşıyamayız. Bakın sinagoglarda biz hiçbir zaman 'orada böyle oluyor' diye kalkıp da ülkemizde de karşıtı olsun istemedik ve istemeyiz. Tüm güvenlik güçlerimize 'Aman ha dikkatli olun' hep bunu deriz. Niye? Çünkü biz inancımıza güveniyoruz onun için inanç hürriyetinden korkmayız. Biz düşüncemize güveniyoruz onun için düşünce hürriyetinden de korkmayız. Çünkü biz haklıyız onun için de güçlüyüz ama ABD, herhalde pazılarına güveniyor, 'Benim pazım var onun için güçlüyüm.' Hayır değilsin. Çünkü haksızsın."
Müslümanların ilk kıblesi Kudüs'ün önemine işaret eden Erdoğan, "Kudüs, Peygamberimizin Miraç'a çıktığı kutsal mekandır. Çünkü Kudüs Hazreti Ömer'in ümmete emanetidir. Çünkü Kudüs ecdadımız Yavuz Sultan Selim'in bize emanetidir. Asırlarca Müslümanların gözbebeği olan bu mübarek beldeye sırtımızı dönmemiz kendimizi inkar etmemiz demektir. Biz Sultan Abdulhamit'i inkar edebilir miyiz? Onların hiçbir bedel kabul etmeksizin sahiplendikleri bu toprakları biz yok farz edebilir miyiz?" ifadesini kullandı.
Alandakilerin "Hayır" karşılığını vermesi üzerine Erdoğan, "Türk milleti aslını inkar eden haramzade olmamıştır, asla olmayacaktır." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1972'de Mescid-i Aksa'yı ziyaret eden merhum tarihçi yazar İlhan Bardakçı'nın, şu hatırasını aktardı:
"Belki bu hatıra Kudüs'ü niçin sonuna kadar savunmamız gerektiğini anlamayanlara ibret olur. Mescid-i Aksa'nın avlusunda üzerinde artık lime lime olmuş Osmanlı askeri kaputuyla boyu 2 metreye yakın bir kişi adeta abide misali durmaktadır. Selamlaşmadan sonra bu kişi kendini şöyle tanıtır, 20. Kolordu 36. Tabur 8. Bölük 11. Ağır Makinalı Tüfek Takım Komutanı Onbaşı Hasan. Bu kahraman Osmanlı'nın bu mukaddes şehir İngiliz toplarıyla tahrip edilmesin diye Kudüs'ten çekilmek zorunda kaldığı 9 Aralık 1917'den beri oradadır. Kendisi şehirden en son ayrılan birliğin geride bıraktığı nöbetçi onbaşı."
Aradan geçen yarım asırı aşkın zamana rağmen Iğdırlı bu kahramanın görev yerini terk etmediğine ve orada beklediğine dikkati çeken Erdoğan, "Bu yiğit komutanının bir sözü üzerine yarım asır orada nöbet beklemişken biz koskoca Türk milleti olarak Allah'ın emrine, Peygamber Aleyhissalatu Vesselam'ın hatırasına, ecdadın emanetine nasıl sırtımızı dönüp 'Kudüs'ten bize ne' diyebiliriz?" ifadesini kullandı.
- "Kudüs önemli, hayati bir semboldür"
Kudüs'ün Hristiyanlar için de kutsal olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Onun için ben Sayın Papa Hazretlerini de aradım, onunla da konuştum. Baktım ki o da aynı şeyleri bizimle düşünüyor. O da mesajlarını bu şekilde dünyaya açıkladı, yayımlıyor?" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs'te bazı kapıların üzerindeki yazıların yer aldığı bölümlerde hala kurşun deliklerinin görülebileceğini belirterek, "Bunlar Osmanlı, zarar görmesin diye şehri teslim ettiği halde sırf içlerindeki kini, husumeti, öfkeyi bastıramadıkları için oraları kurşunlayan işgalcilerin izleridir. Eğer Kudüs'ü sıradan bir şehir sananlar varsa çok yanılıyor. Kudüs diğer pek çok vasfının yanı sıra bir semboldür. Hem de öyle bir sembol ki dostu düşman, düşmanı dost yapar." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, İstiklal Marşı'nın şairi Mehmet Akif'in, şu anısını da anlattı:
"Tam bir asır önce Mehmet Akif, Avusturya'nın başkenti Viyana'dadır. O günlerde Almanya ve Avusturya ile Osmanlı aynı ittifakın içinde pek çok cephede birlikte savaşmaktadır. Bu ülkelerin karşısında da içlerinde İngilizlerin yer aldığı İtilaf Devletleri vardır. Mehmet Akif son Osmanlı askerinin Kudüs'ten çekildiği 9 Aralık'tan birkaç gün sonra Viyana sokaklarında gezerken bir anda şehirdeki tüm çanların çalmaya başladığını duyar, belli ki ortada fevkalade bir durum vardır. Hemen yoldan geçen bir Viyanalı'nın kolunu tutar ve çanların çalma sebebini sorar. Çok ilginçtir, aldığı cevap ibretliktir. 'İngiliz generali bugün Kudüs'e girdi, onu kutluyoruz.' der. Bu İngiliz generalinin Yafa Kapısı'ndan Kudüs'ü girerken 'Haçlı Savaşları nihayet sona erdi.' dediği de rivayet edilir. Kudüs işte böylesine önemli, hayati bir semboldü."
- "Allah'ın izniyle yine biz olacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hz. Ömer'in Kudüs'ü fethettikten sonra sırf Hristiyanlara olan saygısından dolayı namazını oradaki din adamlarının teklifine rağmen Kıyamet Kilisesi'nde değil, avlusunda yani bugünkü bugünkü Hz. Ömer camisinin bulunduğu yerde kıldığını bildirdi. Bunun çok ince ve hassas bir davranış olduğunun vurgulayan Erdoğan, "Selahattin Eyyubi, asırlar süren işgalin ardından Kudüs'ü yeniden Müslümanlara kazandırdığında tahrip edilen Mescid-i Aksa'yı yıkıntılardan bizzat temizlemiştir." diye konuştu.
Erdoğan, Yavuz Sultan Selim'in burayı ziyaret ettiğine manevi önemine hürmeten şehrin Kudüs olan ismini Kudüs-ü Şerif olarak değiştirdiğini belirterek, şu ifadelere yer verdi:
"Kudüs'ün bugünkü tarihi bölümünü, surlarıyla, çarşılarıyla, çeşmeleriyle Kanuni Sultan Süleyman Han inşa ettirmiştir. Sultan Murat, şehirde edebe aykırı davranışlarda bulunulmasını yasaklayan bir ferman yayımlamıştır. Sultan Abdülaziz ve Sultan Abdülmecid'in de Kudüs'e çok önemli hizmetleri olmuştur. Kudüs, asırlarca Müslümanlar tarafından yönetilmesine rağmen hiçbir zaman diğer dinlerin mensuplarına kapatılmamış, herkesin ibadetini özgürce yerine getirmesi sağlanmıştır. Hatta Kudüs'teki farklı mezheplere bağlı Hıristiyanlar, aralarında anlaşamadıkları için şehirdeki en önemli klisenin anahtarı asırlardır Müslüman aileler tarafından muhafaza edilmektedir.
Bir bizim ecdadımızın Kudüs'ü nasıl yönettiğine bakın, bir de bugünkü zorbaların Kudüs'te ne yaptığına bakın. Kudüs'ü asırlarca barış ve huzur şehri olarak yaşatanlarla daha dün geldikleri Kudüs'te kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler dahil tüm Müslümanlara zulüm edenlerin farkı nedir biliyor musunuz? İşte, bu aradaki fark, bizim medeniyetimizin adeta bir özetidir."
Dün 14 yaşındaki bir çocuğun başına gelenleri anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çocuğun gözlerinin kapatılarak 20'ye yakın İsrailli alçak terörist ne hale getirmişler. Bu ne vicdansızlıktır, bu ne kahpeliktir. 14 yaşında bir çocuk ve 20'ye yakın adeta terör estiren polis veya asker. Maalesef, Müslüman sıfatı taşıyıp da safları gayet açık olan bu mücadelede, hala zalimlerin yanında yer alanların olması bizi çok üzüyor." diye konuştu.
- "Kudüs'ün yüzü, elbet birgün gülecektir"
Kötü örneğin asla örnek olamayacağının da altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz doğrunun, iyinin, güzelin, hakkın rızasına uygun olanın peşinde koşacağız. Bu mücadeleyi de zafere ulaşana kadar sürdüreceğiz. 'Sabreden kimse zafere ulaşacaktır', unutmayın. Kudüs'ün ilk fatihi Hz. Ömer bizimdir, Kudüs'ü Haçlıların barbarlığından kurtaran Selahattin Eyyubi de bizimdir. Kudüs'ü üç kıta, yedi iklim devleti olan Osmanlı'ya katan Yavuz Sultan Selim Han da bizimdir. Kudüs'teki son nöbetçimiz Iğdırlı Hasan Onbaşı da bizimdir. Kudüs'ü içinde yaşadığı zulüm düzeninden kurtaracak olan Allah'ın izniyle yine biz olacağız."
Aşık Veysel'in "Uzun ince bir yoldayım" isimli şiirinin dizelerini okuyan Erdoğan, vatandaşlara "Gündüz gece yürümeye var mıyız?" diye sordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bizler de kah ağlayarak, kah gülerek bize biçilen menzile yetişmek için gece gündüz gidiyoruz, gideceğiz. Önemli olan bizim için uzun ama dünya tarihine göre adeta deryada bir damla mesafesinde olan bu yolculuğu nasıl yaptığımızdır. Şahıs olarak, şehir olarak, ülke olarak, millet olarak, ümmet olarak, cümle insanlık olarak yaptığımız her güzel iş, bizimle beraber ilanihaye kalacaktır. Buna karşılık yapılan zulümler, çektirilen acılar, sergilenen haksızlıklar da aynı şekilde sonsuza kadar faillerinin yakasını bırakmayacaktır.
Rabbimizden bizleri doğru yolda olan kullarından eğlemesini, gafletten, ihanetten, tembellikten muhafaza buyurmasını diliyoruz. Kudüs'ün yüzü, elbet birgün gülecektir. Bu kurtuluşta ne kadar çok payımız varsa, o kadar çok bahtiyar oluruz. Önce biz kendimizi her bakımdan güçlü, kuvvetli hale getireceğiz ki mazlumların kurtuluşuna da öncülük edebilelim. Bunun için hep birlikte gece gündüz çalışmamız gerekiyor. Şimdi sesleniyorum, kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Hanım kardeşlerim, gençler kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Bu imtihan Allah'ın izniyle açılacak ve 2019'da Başkanlık Sistemi'ne var mıyız? Rabbim yar ve yardımcımız olsun."
Toplu açılış törenine Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Olimpiyat şampiyonu milli güreşçi Taha Akgül de katıldı.
(Bitti)