İSTANBUL (AA) - 5 sanayi dalgıcının görev aldığı akvaryumda dalgıçlar, gün içerisinde Himantura uarnak, Rhinoptera bonasus, Dastyatis pastinaca, Myliobatis aquila vatoz türlerinin, Carcharhinus longimanust ve Carcharhinus melanopterus türü köpek balıklarının uskumru, mezgit, ringa, alabalık, kalamar, midye, karides gibi besinlerle beslenmesine yardımcı oluyor.
"Bu meslek fazla bilinmiyor, fazla üniversitede de bölümü yok ancak git gide popülerliğini artırıyor"Yaklaşık 4 yıldır Tuzla ViaSea Akvaryum’da 1. sınıf profesyonel dalgıç olarak çalışan İstanbul Üniversitesi Sualtı Teknolojileri mezunu Onur Olgun, sanayi dalgıcı olarak çalışma alanlarından birinin de akvaryumlar olduğunu ifade ederek, "Ben burada çalışmaya başladığımda nasıl bir ortamda çalışacağımı ve ne ile karşılaşacağımı biliyordum. Bu bölümün derslerini alarak geldim, deniz biyolojisi dalış teknikleri dersleri gibi dersleri alarak akvaryumda çalışmak için geldik." dedi.
Bir dalgıç olarak akvaryumda çalışmanın şartlarından birinin 1. sınıf dalgıç belgesinin olması gerektiğinin altını çizen Olgun, "Su altında biz sadece sportif bir dalış gerçekleştirmiyoruz. Aynı zamanda akvaryum temizliği, dışarıdan müdahale edilemeyen tadilatlar gibi işler yapıyoruz. Bu sebeple birinci sınıf sanayi dalgıcı olmak şart. Bu meslek çok fazla bilinmiyor ve fazla üniversitede de bu bölüm yok ancak git gide popülerliğini artırıyor." yorumunu yaptı.
Akvaryum içerisinde dalış yaptıkları zamanlarda ziyaretçiler tarafından ilgi gördüklerini söyleyen Olgun şöyle devam etti:
" İnsanlar akvaryumların bulunduğu yere girdiklerinde belgeselde izledikleri şeyleri burada canlı olarak görebiliyorlar. Akvaryumdan dışarı çıktığımızda bize bunları soruyorlar. İçeride nasıl nefes aldığımızı, nasıl daldığımızı, içerideki canlılardan korkup korkmadığımızı merak ediyorlar. Canlılar ilk dalış yaptığımızda biraz tedirgin olabiliyorlar ama zaman geçince onlar bize biz onlara alışıyoruz. Canlılarla aramızda bir bağ kuruluyor."
Deniz canlılarının davranışlarını yakından gözlemleme şansı bulduklarını ifade eden dalgıç Olgun "Mesela ben burada şunu fark etmiştim; vatozları aynı saatte besliyoruz ve vatozlar beslenme saatlerinin farkındalar. Besleme saati içerisinde besleme noktasında vatozların toplandığını ve bir hareketlilik olduğunu fark ediyorsunuz. Onlar da alışmış durumdalar. Canlıların davranışlarını çok yakından analiz etme fırsatımız var." dedi.
Bu mesleği seçecek olanlara öncelikle suyu sevmeleri gerektiğini tavsiye eden Olgun, " Mesai saatlerinin çoğu su altında geçiriliyor. Suya ve canlılara meraklı olmak önemli. Sevmeden yapılabilecek bir iş değil bu ve elbette bunların sağlık gereklilikleri de var. Bu hususları bilerek tercih etmek gerek. Bilinçli şekilde yapıldığında tehlikeli bir meslek değil ama okulda verilen dersleri de iyi anlamak gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Farklı canlılarla farklı bir dünyaYaklaşık 1 yıldır Tuzla ViaSea Akvaryum’da 1. sınıf profesyonel dalgıç olarak çalışan İstanbul Üniversitesi Sualtı Teknolojileri mezunu Enes Kavit de akvaryumun farklı hayvan türleri ve balık çeşitliliği yönünden zengin bir yer olduğunu ifade ederek, "Bu yönden kendimi şanslı hissediyorum. Farklı canlılarla, farklı bir dünya gibi geliyor bana." yorumunu yaptı.
Okuldan mezun olduğunda işinin sanayi tarafında olacağını düşündüğünü söyleyen Kavit, akvaryumda çalışmak gibi bir fırsat yakalayınca burada devam ettiğini, bu bölümü seçmesinin sebebinin ise ekstrem bir bölüm olmasından kaynaklandığını hatırlatarak mesleğini tutkuyla da yapmaya devam ettiğinin altını çizdi.
Akvaryum içerisinde yaşayan canlılar için döngü olması gerektiğini belirten dalgıç Enes Kavit, "Bu döngüde akvaryumun temizlenmesi işlemini biz yapıyoruz. Haftada iki günde bir olmak üzere vatozları besliyoruz. Bu beslemeler buraya gelen ziyaretçilerin de ilgisini çekiyor. Çok vatoz var ve hepsi yemek için geliyor. Bu durumda parmağımızı da çekiştirdikleri oluyor ama biz alıştığımız için sorun etmiyoruz." dedi.
Akvaryumu ziyarete gelen çocukların onları gördüklerinde balıklara bakmaktan vazgeçtiklerini söyleyen Kavit, "Çocuklar bize odaklanarak el sallıyorlar. 'Dalgıç abi' diye bağırıyorlar, biz de onlara el sallıyoruz ve mutlu oluyorlar." diyerek sözlerini tamamladı.
Muhabir: Şebnem Coşkun