Parlamentolararası Kudüs Platformu İstişare Toplantısı

- AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Eker: - "Bugün Suriye'de, Irak'ta ve Ortadoğu'nun diğer ülkelerinde, Kuzey Afrika'da, Basra Körfezi'ne kadar bütün yanımız yöremizde olan, aslında 1. Dünya Savaşı'nın tezahürleri, komplikasyonları ve sonuçlarıyla devam ettiğini gösteriyor" - "Ortadoğu'da kalıcı barışın tesisi, bunun tek yolu, 1967 yılındaki işgalden önceki duruma, sınırlara gelinmesi, başkenti Kudüs olan Filistin'in bağımsız bir devlet olarak kabulü ve bunun sağlanması. Ancak bu şekilde orada kalıcı barışın olacağına olan inancımızı tekrar ifade etmek istiyorum"

31 Ocak 2018 Çarşamba 14:37
Parlamentolararası Kudüs Platformu İstişare Toplantısı

ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Mehdi Eker, "Bugün Suriye'de, Irak'ta ve Ortadoğu'nun diğer ülkelerinde, Kuzey Afrika'da, Basra Körfezi'ne kadar bütün yanımız yöremizde olan, aslında 1. Dünya Savaşı'nın tezahürleri, komplikasyonları ve sonuçlarıyla devam ettiğini gösteriyor." dedi.

Eker, Parlamentolararası Kudüs Platformu Başkanı Hamid Abdullah Al-Ahmar ve beraberindeki heyetle AK Parti Genel Merkezinde düzenlenen istişare toplantısında bir araya geldi.

Toplantıda konuşan Eker, Kudüs'ün Türkiye ve İslam dünyası açısından önemini anlattı.

Kudüs'teki Mescidi Aksa'ya sahip çıkılmasını isteyen Eker, "Mescidi Aksa'ya sahip çıkmak, sadece sıkılı yumruklardan ve ellerde taşınan taşlardan başka hiçbir silahı olmayan Filistinli çocukların tek başına görevi değil. Filistin davasını sahiplenmek ve Kudüs’ü korumak Müslümanların müşterek davası ve müşterek vazifesidir." diye konuştu.

Kudüs'ün tarihi geçmişini anlatan Eker, Parlamentolararası Kudüs Platformu'nun yıllardır kendi yurtlarında var olma mücadelesi veren Filistinlilere güç kaynağı olduğunu bildirdi.

Platformun, Kudüs'ün yalnız olmadığını, dost ve düşman herkese ilan ettiğine dikkati çeken Eker, bu istişare toplantısıyla diplomatik kanallarla mücadelenin bugün de sürdüğünün göstergesi olduğunu ifade etti.

Güç odaklarının yol açtığı iki büyük dünya savaşı yaşandığına değinen Eker, 2. Dünya Savaşı'nın AB'nin kurulmasıyla bittiğini, ancak 1. Dünya Savaşı'nın halen sürdüğünü söyledi.

Eker, bunun Ortadoğu ve Müslüman dünyasının hedefte olmasından kaynaklandığına işaret ederek, şöyle devam etti:

"Son 100 yılda batılılar, kendileriyle ilgili ne zaman bir sorun çıksa bir ihtilaf çıksa, bu ihtilafı entegrasyon ile çözmeyi önerdiler. Kendi sorunlarını entegrasyon ile çözen, çözüm olarak entegrasyonu kendilerine model veya araç olarak seçen Avrupa, İslam dünyası, Ortadoğu coğrafyasıyla ilgili nerede bir sorun çıksa buna da fragmantasyonu önerdiler. Kendileri için entegrasyon, İslam dünyası ve Ortadoğu için fragmantasyon. Kendileri için birleşme ve ittihak, İslam dünyası için bölünme ve parçalanma."

Bu durumun Ortadoğu coğrafyasının son yüz yılda karşı karşıya kaldığı temel meselelerden biri olduğuna işaret eden Eker, "Bugün Suriye'de, Irak'ta ve Ortadoğu'nun diğer ülkelerinde, Kuzey Afrika'da, Basra Körfezi'ne kadar bütün yanımız yöremizde olan, aslında 1. Dünya Savaşı'nın tezahürleri, komplikasyonları ve sonuçlarıyla devam ettiğini gösteriyor." ifadesini kullandı.

- "Yeni bir fragmantasyon modeli sahneye konuyor"

Eker, 1916'da Sykes-Picot Anlaşması yapıldığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Aşağı yukarı bütün 20. yüzyıl Sykes-Picot'un öngördüğü bir harita modeli üzerinde yürüdü. Şimdi o eskidi 21. yüzyılda, 2016'da yeni bir harita şekillenmesi ve bununla ilgili, yeni bir fragmantasyon modeli sahneye konuyor. Uygulama sahası ve coğrafya Müslümanların üzerinde yaşadığı coğrafyadır. Bu coğrafya, Kudüs, Şam, Halep, Ortadoğu'daki bütün kadim medeniyetimizin kutlu şehirleridir. Bu coğrafya Diyarbakır, Ankara, İstanbul, Mısır, Kerkük, Kahire, Yemen'dir. Bütün hepsi bunun için hedeftedir."

Eker, şu anda Ortadoğu'da yaşananların ve Türkiye'ye yönelen terör tehdidinin bunun bir parçası olduğunu anlatarak, şu görüşlere yer verdi:

"Bütün bu harita değişiklikleri talebi gündeme geldiğinde, bunun işaretleri ortaya çıktığında AK Parti 2001'de kurulduktan sonra hemen iktidara gelip, bütün bu fotoğrafları net bir şekilde görmeye başladığında, bu fotoğrafların, haritaların yeniden şekillendirilmesine itiraz etmeye başladığında 'one munite' dediğinde o zaman AK Parti hedef haline geldi. O zaman Türkiye hedef haline geldi. Vekil terör örgütleri üzerinden, yani motorize, mekanize, güçlendirilmiş, bazen finans kaynaklarıyla, bazen silahlarla güçlendirilen, bazen hıyanet şebekeleri üzerinden güçlendirilen bütün bu terör örgütleri, bir gün adı DEAŞ'tır, öteki gün PKK veya onun türevleri, beri ki gün adı FETÖ'dür. Bunların hepsinin ortak bir gaye için çalıştığını, bunların gayesinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin itirazını etkisiz hale getirme olduğunu hepimizin bilmesi gerekiyor. Gayeleri bu."

ABD Başkanı Donald Trump'ın büyükelçiliklerini Kudüs'e taşıma kararının da bir tesadüf olmadığını vurgulayan Eker, uzunca süren bir hazırlığın sonucu olduğunun bilinmesi gerektiğini anlattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanlığı kapsamında İstanbul'da toplantı yaptığını anımsatan Eker, bu konudaki uluslararası sahada elbirliği içerisinde Kudüs'ün haklı davasını savunmaya ve bunu dillendirmeye devam edeceklerini bildirdi.

- "Uluslararası toplum Filistin'e verdiği desteği artırmalı"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Eker, şöyle devam etti:

"Ortadoğu'da kalıcı barışın tesisi, bunun tek yolu, 1967 yılındaki işgalden önceki duruma, sınırlara gelinmesi. Başkenti Kudüs olan Filistin'in bağımsız bir devlet olarak kabulü ve bunun sağlanması, ancak bu şekilde orada kalıcı barışın olacağına olan inancımızı tekrar ifade etmek istiyorum. Bunun için uluslararası toplumun Filistin'e verdiği desteği artırması gerekiyor. Bu, sadece iyi niyet beyanlarıyla bu neticelendirilecek bir mesele değildir. Burada kuşkusuz haklıyken haksız duruma düşmeme, siyonist ve onların emrindeki askerlerin, unsurların yaptığı gibi terör eylemlerine benzer eylemlere asla fırsat vermeden, onlara karşı direnerek, mücadele ederek ama meşruiyet içerisinde, hakka ve hukuka yaslanarak, ondan alınacak güçle bir araya gelmek suretiyle bunu yapmak lazım."

BM'deki 193 ülkenin tamamının 1967'den beri devam eden işgale karşı onurlu bir mücadele veren Filistin devletini tanımasının her şeyden önce insanlık vazifesi olduğuna değinen Eker, Filistin'in İsrail'le aynı şekilde temsil edilmesi yönündeki çabaların da artırılması gerektiğini kaydetti.

Eker, Platformu ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti de ifade ederek, toplantıda hayırlı çalışamlar yapılması temennisinde bulundu.

- Umut kaynağı: Türkiye

Parlamentolararası Kudüs Platformu Başkanı Al-Ahmar ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve Türkiye'nin Kudüs konusundaki tutumlarının kendilerini çok mutlu ettiğini belirterek, bu mücadelede Türkiye'nin kendileri için "bir umut kaynağı" olduğunu aktardı.

Türkiye'nin Filistin konusundaki rolünün kendileri için önemini vurgulayan Al-Ahmar, platform olarak, Türkiye'nin yanında olacaklarını ve bu konudaki birlik ve beraberliğin önemine işaret etti.

Milletvekillerinin de tek tek söz alıp görüşlerini paylaştığı toplantı sonunda hediye takdim edildi.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.