ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirmek isteyen cuntacı general Semih Terzi'yi vurarak darbe girişiminin seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir'in şehit edilmesine ilişkin 18 sanığın yargılandığı dava, tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına karar verilerek 19 Mart'a ertelendi.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar ve avukatlarının yanı sıra şehit Halisdemir'in kardeşleri Soner ve Savaş Halisdemir, olayda yaralanan Başçavuş İsmail Oğuz ile karargahta öldürülen Astsubay Nedim Şahin'in eşi ve kızı, TBMM, Başbakanlık ve Milli Savunma Bakanlığının da arasında bulunduğu müştekilerin avukatları katıldı.
Başka cezaevlerinde bulunan dört sanık ile telekonferans sistemiyle bağlantı kurulan duruşmada öğle arasının ardından Mahkeme Başkanı Bayram Kantık, düzeni bozan kişilerin salon dışına çıkartılacağı uyarısında bulundu. Kantık, sabahki oturumda meydana gelen olaylara ilişkin iki polis memuru tarafından tutulan tutanağın dosyaya konulduğunu bildirdi.
Daha sonra olay tarihinde İskenderun İleri Harekat Üssü'nde Birinci Özel Kuvvet Grup Komutanı olarak görev yapan "tanık" Eyüp Coşkun'un çapraz sorgusuna devam edildi.
Sanıklardan Ahmet Kara, "Bizi ikaz için sadece bir WhatsApp mesajı Fatih Şahin'e gönderildi. Pilotlar ikaz edilebilirdi. Ne düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine Coşkun, alarm zincirine göre en tepedeki kişiden en kıdemsize kadar personelin sırasıyla aranması gerektiğini anlatarak, "Fatih Şahin'e ulaşamayınca o listelerden gittik." dedi.
Sanıklardan Fatih Şahin, Coşkun'un "bazı şeyleri hatırlamadığını, bazılarını ise yanlış hatırladığını" ileri sürdü.
Coşkun, Semih Terzi ile Ankara'ya gelen ekipten Barış Batmaz'a ulaşabildiklerini anlatarak, "Ona net şekilde söyledim, 'Güvendiğin adamlarla birlikte oraların emniyetini alın.' dedim." ifadesini kullandı ve iki karargah astsubayı vasıtasıyla sadece Şahin'e değil, taburun bütün adamlarına ulaşmaya çalıştıklarını kaydetti.
Coşkun, "O uçağa binenlerden hiçbirine ulaşamadık, ta ki Barış Batmaz’a ulaşana kadar." dedi.
- Tanık, önceki ifadesini reddetti
Coşkun'dan sonra telekonferans sistemiyle Adana'ya bağlanılarak Yunus Emre Bülbül adlı kişinin "tanık" olarak beyanına başvuruldu.
Mahkeme Başkanı Kantık, bu kişinin, hakkındaki soruşturma kapsamında ifade verdiğini ve sanıklardan Furkan Aslanbay'ı teşhis ettiğini belirtti.
Beyanı sorulan Bülbül, gittiği FETÖ evlerinde Aslanbay'ın da arasında bulunduğu grupla astsubaylık sınavlarına hazırlandığına ilişkin Osmaniye'de verdiği beyanlarını reddetti.
Kantık'ın, "Furkan Aslanbay'ı teşhis etmişsin." demesi üzerine Bülbül, "İfadeler ve teşhis tutanağı doğru değil. Emniyette 'İsim söylemen gerekiyor.' dediler. Eşim doğum yapacaktı. Bir an önce çıkmak için öyle söyledim." iddiasında bulundu.
Kantık'ın, "savcılıkta avukatının huzurunda da aynı şeyleri söylediğini" hatırlatması üzerine Bülbül, ifadesinin doğru olmadığını yineledi.
Bununla birlikte Bülbül, ifadesinde belirttiğinin aksine gittiği FETÖ evinde dört kişi olmadığı, gelen gidenler bulunduğunu savunarak, "Furkan isim olarak aklıma geldi, 'Furkan' dedim." diye konuştu.
Soru üzerine Bülbül, Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkındaki soruşturmanın sürdüğünü bildirdi.
Duruşmada, daha sonra sanıklar ve sanık avukatlarının tahliyeye ilişkin beyanları alındı.
Sanıklardan Ali Güreli, "Tutuklanacağımı hayal bile edemezdim. Yanlışlıkla mahkemeye çıkartıldığımı düşünüyordum." dedi.
Sanık Fatih Şahin ise "Sıralı amirlerin komutasında havaalanına gittik, Ankara'ya geldik ve elim olaylar yaşandı. Ben ateş ettiğimi kabul ediyorum. Kendimizi koruma refleksi içinde meşru müdafaa kapsamında ateş etmek zorunda kaldık." iddiasında bulundu.
Sanık Mihrali Atmaca da darbe girişimini duymasının ardından darbeye karşı mücadele ettiğini ancak bunun "iki kurşun yüzünden" gölgede kaldığını öne sürdü.
Sanık avukatlarından Çiğdem Koç, bazı müştekilerin tepkilerine yönelik eleştirilerde bulundu ve duruşmalarda mahkeme heyetine gösterilen saygının sanık avukatlarına da gösterilmesini istedi.
Koç, Semih Terzi'nin eşi Nazire Terzi'nin de arasında bulunduğu kimi isimlerin duruşmada tanık olarak dinlenmelerini talep etti.
Maktul Nedim Şahin'in ailesinin avukatı, dosyadaki görüntülere ilişkin bilirkişi raporuna göre Nedim Şahin vurulduğu esnada Şener Soylu'nun olayları gördüğünü ifade ederek, "Nedim Şahin odaya girdikten iki saniye sonra silah patlıyor. Mihrali Atmaca, 11 kurşun yemiş Nedim Şahin'e iki el daha ateş ediyor. Soylu'nun tanık olarak dinlenmesini istiyoruz." şeklinde konuştu.
Söz alan Atmaca, "Siz benim ölüp onun yaşamasını isteyebilirsiniz. Biz de darbeye karşı mücadele ediyoruz. Önceliğim her zaman vatan milletti. Namluyu kimin çevirdiğine dikkat etmem, ister Nedim Şahin olsun, ister FETÖ olsun, ister PKK olsun." diye konuştu.
Cumhuriyet Savcısı Mustafa Manga, dosyayla ilgili doğrudan bilgisi olmadığından Nazire Terzi'nin tanık olarak dinlenmesi isteminin reddini talep etti.
Sanıkların tutukluluklarının devamı talebinde bulunan Manga, sabah sanık avukatları ve bazı izleyiciler arasındaki olaylara ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasını istedi.
Mahkeme heyeti, savcının da talebi doğrultusunda, dosya kapsamını dikkate alarak Nazire Terzi'nin dinlenmesi talebini reddederken, Nedim Şahin'in kızının davaya katılma talebini kabul etti.
Duruşmadaki olaylara ilişkin başsavcılığa ihbarda bulunulmasına karar veren heyet, tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına da hükmederek, duruşmayı 19 Mart 2018 saat 09.30'a erteledi.
Sonraki celse Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki duruşma salonunda görülecek.
İddianamede, 18 sanıktan 17'si hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ile TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" ve "nitelikli kasten öldürme" suçlarından 4'er kez, sanık Mihrali Atmaca hakkında da 5 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Ayrıca, bütün sanıklar hakkında "silahlı terör örgütü üyeliğinden" 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.