KAYSERİ (AA) - MÜZAHİM ZAHİD TÜZÜN - Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi ve Kültepe Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, öğrencilik yıllarında kazı çalışmalarına katılmanın hayalini kurduğu Kültepe'de kazı başkanı olarak görev yapmanın gururunu yaşıyor.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü'ne 1978 yılında kaydını yaptıran Kulakoğlu, 40 yıl önce adım attığı arkeolojide, toprak altında kalmış yüzlerce tarihi kalıntıyı gün yüzüne çıkarıyor.
Üniversite yıllarında stajyer olarak Kültepe Kaniş/Karum Höyüğü'nde çalışmak için hayaller kuran Kulakoğlu, şimdiyse bu hayalini kazı başkanı olarak gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyor.
Güneşin altında yıllarca adeta iğneyle kuyu kazar gibi kazı çalışmalarını yürüten Kulakoğlu, mesleğin zorluklarına aldırış etmeden ilk günkü aşkla mesleğini büyük bir keyifle yürütüyor.
Mesleğe ilk girdiğinde zorluklar yaşadığını ancak kısa zamanda meslek aşkının bunun önüne geçtiğini belirten Kulakoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilk kez Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Samsat kazılarında görev aldığını ve aşırı sıcak nedeniyle çalışmakta zorlandığını anlattı.
Daha sonra kazılara gittikçe mesleği sevmeye başladığını aktaran Kulakoğlu, "Kazılarda aldığımız sorumluluklar arttıkça bu işi daha çok sevmeye başladık. Bundan sonra artık bizim için bir yaşam biçimi haline geldi. İstediğim ve sevdiğim bir mesleği yapmaktan dolayı mutluyum. Zevkle yapıyoruz." dedi.
Kulakoğlu, yaklaşık 25 yıldır Kültepe'deki kazılara katıldığını, Türkiye'deki birçok kazıda da görev alarak tecrübe kazandığını söyledi.
Öğrencilik yıllarındaki en büyük hayalinin Kültepe kazılarına katılmak olduğunu anlatan Kulakoğlu, hayalini gerçekleştirdiğini ve 12 yıldır Kültepe'de kazı başkanı olarak görev yaptığını dile getirdi. Kulakoğlu, şunları kaydetti:
"Üniversiteye girdiğimizde Kültepe ve Acemhöyük kazıları bizim ana bilim kazılarımızın en önemlilerindendi. O dönem bu kazılara gitmek için hocalarımızın kapısında beklerdik. Zira herkesi kazılara götürmezlerdi. Belli kriterleri vardı. Kültepe'ye ilk zamanlar gelemedim ama Prof. Dr. Nimet Özgüç başkanlığında yapılan Samsat kazılarına katıldım. Mezun olduktan epey bir süre sonra Kültepe kazılarına geldiğimde gerçekten çok şaşırdım. Çünkü başka yerlerde katıldığımız kazılardan ve ören yerlerinden çok daha farklı koşullara sahipti. İçerdiği zenginlik bakımından çok daha farklı koşullara sahipti. Diğer kazılarda kerpiç duvarı bulmak çok zorken burada bir mahalleyi açığa çıkarıyorsunuz. Koca bir bölgeyi açığa çıkarma şansına sahipsiniz."
- "Kendimi çok özel hissediyorum"
Kulakoğlu, Kültepe kazılarına katılmanın kendisi için çok özel olduğunu vurgulayarak, "Kültepe kazıları bizim ana bilim dalımızın, mesleğimizin en üst ve en önemli noktalarından bir tanesidir. Burada kazılar yapabilmek emin olun tüm arkeologların hayalidir. Kendimi çok özel hissediyorum." diye konuştu.
Kültepe'nin adeta ailesinden bir parça olduğunu aktaran Kulakoğlu, yıl boyunca Kültepe'yle yatıp kalktığını, kendisinin ve ekip arkadaşlarının hayatının önemli parçası olduğunu anlattı.
Kulakoğlu, kazı yapmanın zorluklarının yanında son derece keyifli olduğuna değinerek, "Kültepe'de sürekli yeni şeyler çıkıyor. Bir tablet bulmak çok keyifli bir şey. Hele onu sağlam bir şekilde elinize alabilmek... 4 bin yıllık bir eseri elinize alabilmek kolay değil. Müzeye teslim ettikten sonra bir daha elimize dahi vuramıyoruz. Dolayısıyla o zevki sadece kazıda yaşayabiliyorsunuz. 4-5 bin yıllık bir tarihe dokunmak çoğu kişinin hayal edemeyeceği bir şey. Biz onları yaşıyoruz." ifadelerini kullandı.
Meslek hayatına imkanları doğrultusunda devam etmek istediğini dile getiren Kulakoğlu, şunları söyledi:
"Çoğu arkeolog emekli olmaz. Resmi olarak emekli olursunuz ama aslında hiçbir zaman emekli olmazsınız. Kazılara devam edersiniz. Kazılar bizim hayatımızın en önemli kesimidir. 1978 yılından beri arkeolojinin içerisindeyim. Belli bir yerden sonra biz de bırakacağız. Bizden sonra da bayrağı teslim alacak arkadaşlar var. Onlar devam edecek. Bu meslek sabır gerektiriyor. Sabırsız olursanız hiçbir şey yapamazsınız. Mümkün olduğu kadar çıkan buluntuyu bile hemen elinize alamazsınız. Belki bir iki gün geçmesi lazım. O kalıntının nemini salması için, sertleşmesi için beklemeniz lazım. Dolayısıyla sabır gerekiyor."