İSTANBUL (AA) - MÜCAHİD EKER - Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, Türkiye için asıl meselenin bugünü kurtarmak değil ülkeyi çok daha güçlü yarına hazırlamak olduğunu belirterek, "O bakımdan iş dünyasına ve tüm toplumumuza çağrımız şudur; meselemiz Türkiye olsun." dedi.
MÜSİAD Başkanı Kaan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 24 Haziran seçimlerini güçlü Türkiye yolunda sadece bir durak olarak gördüklerini belirterek, ülkenin bu durağı da sağ salim bir şekilde geçeceğine inandıklarını dile getirdi.
Türkiye'nin son 16 yılda gerek yurt dışında uluslararası politik değişimlerin olumsuz etkilerini, gerekse yurt içinde aleyhine tertiplenmiş provokasyonları başarıyla bertaraf ettiğini anlatan Kaan, ülkenin sosyal tahriklerden algı oyunlarına, hukuki manipülasyonlardan darbe girişimine kadar önüne çıkarılan her engeli feraset ve sabırla atlatarak bugünlere geldiğini ifade etti.
Bu yaşanan sürecin unutulmaması gerektiğini belirten Kaan, son 16 yıllık siyasi istikrarın ekonomiye ortalama yüzde 6 büyüme sağladığına işaret etti.
Kaan, iş dünyası ve sanayicilerin istikrar, güven ve huzuru ön plana aldığına dikkati çekerek, “Bir ülkede yatırım yapılacaksa elbette istikrar olması, güven ve huzurun tesis edilmesi gerekiyor. O bakımdan aynı zamanda erken seçim olarak gündemimize gelen 24 Haziran seçimlerini çok olumlu bulduğumuzu daha önce ifade etmiştik. Hedefimiz bu seçim sürecini de geçirip mevcut halimizden daha üst seviyelere çıkmak. Onun için bundan sonraki süreçte özellikle Türkiye’nin en yaygın ve en etkin sivil toplum kuruluşu MÜSİAD olarak 10 binin üstünde üye ve 60 bine yakın şirketimizle ülkemizin geleceğe daha iyi adımlar atabilmesi amacıyla elimizi taşın altına koyarak çalışmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
- "Ülkemizin gelecek hedeflerine ulaşması noktasında hiçbir sıkıntı görmüyoruz"
Seçim sonrası ekonominin durumuna bakıldığında herhangi bir olumsuzluk görmediklerini ifade eden Kaan, “Çünkü Türkiye yüzde 6’lık bir büyüme sürecine alışmış durumda. Geçen yıl ve bu yıl çok ciddi bir istihdam sağladık. Aynı şekilde ihracatımız da artıyor. Ülkemizin gelecek hedeflerine ulaşması noktasında hiçbir sıkıntı görmüyoruz. Ama tabi ki halkımızın da seçimde geçmişi unutmadan, yapılanları unutmadan karar vermesinin çok önemli olduğunu ifade etmek istiyorum.” görüşlerini aktardı.
Bazı siyasi parti ve adayların seçim kampanyalarında Türkiye’ye damga vuran büyük projelerden “vazgeçme” şeklindeki açıklamalarını doğru bulmadıklarını belirten Kaan, şunları kaydetti:
“Bir asırdır bir kazanım elde ettik. Önümüze gelen bir fırsat var. Yaklaşık 100 yıldır böyle bir fırsat elimize geçmedi. Belli bir seviyeye geldik. Uzun ince bir köprüden geçiyoruz. Tutup da bunun yarısına geldikten sonra bundan vazgeçeceğim demek çok yanlış bir olay. Bizim bunu devam ettirip Türkiye’yi muasır medeniyet seviyesine çıkaracak adımları atmamız lazım. O bakımdan özellikle ekonomi konusunda söylemlerinin çok yetersiz olduğunu görüyoruz. Onun için artık onların da bu konuda gelişmekte olan, belli bir seviyeye gelmiş ülkenin önüne daha iyi hedefler koymaları, daha güçlü yatırımlarla hareket etmeleri gerekiyor.”
Kaan, Türkiye’de KOBİ’lerin ihracatın yüzde 50’sini gerçekleştirdiğini, istihdamın yüzde 73’ünü sağladığını aktararak, ülkenin tüm kesimleri birleştirerek daha iyi bir ekonomik modelle büyümesi gerektiğini söyledi.
- "Asıl mesele Türkiye'yi yarına hazırlamak"
Abdurrahman Kaan, MÜSİAD olarak “Meselemiz Türkiye Olsun” sloganıyla bir kampanya başlattıklarını belirterek, asıl meselenin bugünü kurtarmak değil Türkiye'yi çok daha güçlü yarına hazırlamak olduğunu kaydetti.
"O bakımdan iş dünyasına ve tüm toplumumuza çağrımız şudur; meselemiz Türkiye olsun" diyen Kaan, bu doğrultuda Türkiye’nin geçmiş olduğu bu süreçle birlikte, gelecek dönemde neler yapması gerektiği noktasında projelerle birlikte bir yol haritası ortaya koyduklarını anlattı.
Kaan, “Meselemiz Türkiye Olsun” başlığı altında yapacaklarına ilişkin şunları söyledi:
"Dünyanın her toprağında Türkiye'nin adının duyurmak için Ticaret Diplomasisi modelini, tarım ve hayvancılıkta Türkiye'yi bir dünya markası yapmak için Tarımsal Yatırım Fonu projesini, ekonomiyi faiz kıskacından kurtarmak için İslami ve İnsani Finans modelini ortaya koyduk. Taklit değil özgün medeniyeti savunarak Kültür Ekonomileri modelinden, üretim odaklı büyümede bölgesel kalkınmanın gücüne inanarak Toplu Sanayi İdaresi modelinden, enerjide dışa bağımlılığı azaltarak Biyogaz Organik ve Organomineral Gübre Tesisleri projesinden bahsediyoruz. Birçok alanda bir Girişim Sermayesi Fonu kurmak istiyoruz. MÜSİAD Stratejik Sektörler ve Politikalar Başkanlığı ve MÜSİAD Sektörel Meslek Liseleri modellerimiz ile Afrika Türk Ticaret ve Kültür Merkezleri projemiz de var."
Kaan, bu seçimde aynı zamanda Türkiye'de bir sistem değişikliği de olacağını hatırlatarak, "Türkiye’deki sanayiciler olarak bazı sıkıntılardan, bürokrasiden yakındığımız oluyor. Bunların hepsinin üstünden gelebileceğimiz yeni bir sisteme geçiyoruz. O bakımdan burada artık bir olmamız lazım. Farklılıklarımız olabilir ama amacımız tek olmalıdır. Türkiye bizim meselemiz olmalı. Türkiye'yi kalkındırmak, daha iyi seviyelere çıkarmak için hep birlikte çalışmamız gerekir." dedi.
- "Türkiye faiz ve kur çıpasından artık çıkmalı"
MÜSİAD Genel Başkanı Kaan, büyüme rakamlarına bakıldığında genelde iç piyasa ve tüketim ağırlıklı olduğunun görüldüğünü belirterek, "Buradaki amacımız enflasyonun kontrol altına alınmasıdır. Döviz kurunun artmasının bir sebebi insanların paranın değerini koruma isteğidir. Onun için daha ziyade üretim odaklı bir modelin ön plana geçirilmesi gerekiyor. Çünkü Türkiye’nin ara malı ithalatı da çok ciddi vaziyette. Yaklaşık 105 milyar dolarlık ara malı ithalatımız var. Biz bunun da Türkiye’de üretimi konusunda çalışma yapıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Özellikle ithalatın azaltılıp ihracatın artırılması çalışmasıyla birlikte Türkiye’de döviz kurundaki artışın da durdurulacağını düşündüklerini aktaran Kaan, "Tabi bunu yaparken de mutlaka üretim diyoruz. Aynı zamanda özellikle dövizde cazibenin de artık yavaş yavaş kaybolacağını da ifade etmek istiyorum. Çünkü faizdeki yükselmeler dövizi de aşağı çekecektir. O bakımdan bundan sonraki süreçte özellikle bankalar da parayı faizde tutma yerine halkımıza, sanayicimize, üretime yönlendirmeli. Çünkü Türkiye’nin bu faiz ve kur çıpasından artık çıkması gerektiğini de burada ifade etmek istiyorum." yorumunu yaptı.