SİVAS (AA) - Büyük Birlik Partisi (BBP) Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile beraber helikopterin düşmesi sonucu yaşamını yitiren gazeteci İsmail Güneş'le olay günü HTS kayıtlarına göre telefon bağlantısı kurduğu tespit edilen ve yalan beyanda bulunduğu iddiasıyla hakkında dava açılan eski muhabirin yargılanmasına devam edildi.
Sivas 3. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanık E.K, sanık avukatı, Muhsin Yazıcıoğlu'nun ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu, Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz, tanıklar N.K, A.H. ve B.P. katıldı.
Duruşmada, sanığın olay günü yanında bulunan N.K, A.H. ve B.P. tanık olarak dinlendi.
Mahkeme heyeti, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı 4 Mayıs'a erteledi.
- "Muhsin Yazıcıoğlu örgütlü bir yapı tarafından suikast düzenlenerek yok edildi"
Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz, duruşma sonrası Sivas Adliye Sarayı önünde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Muhsin Yazıcıoğlu'nun şehadetiyle ilgili süren parçalı yargılamalardan birinin duruşmasına devam edildiğini söyledi.
Sanık E.K'nin olay günü İsmail Güneş ile 16 kez görüştüğünü belirten Yavuz, "Bazen İsmail Güneş'in aradığını, bazen de kendisinin aradığını, toplam 14,5 dakika görüştüğünü, görüştüğü zaman dilimi içerisinde toplam görüşmelerin 3'te 1'i kadar görüşme sürelerinin olduğu, dolayısıyla 16 kez görüşmüş olmasına rağmen, bazı görüşmeleri 90 saniye, bazı görüşmeleri 70 saniye gibi uzun görüşmeleri de var, bunlar inkar edilmekte." dedi.
Sanığın görüşmeleri inkar ettiğini, suç delillerini sakladığını ve bunun şüphe uyandırdığını savunan Yavuz, şunları kaydetti:
"Buna dair bizim suç delillerini karartma, yargıdan olayın gizlemesiyle ilgili, delillerin yok edilmesi anlamında suç duyurumuz vardı. Ana dosyadan tefrik edilerek, Sivas'ta bu dava açıldı. Ama bize göre usul bakımından da doğru bir karar değil. Çünkü bir suikast davasıdır, Muhsin Yazıcıoğlu örgütlü bir yapı tarafından, siyasi suikast düzenlenerek yok edilmiştir, yok edilmesi hedeflenmiştir. Dolayısıyla biz bu örgütlü yapının İsmail konuşmaya başladıktan sonra paniklediği ve İsmail'in konuşmasıyla birlikte suç delillerinin ortaya çıkabileceği ihtimaline binaen de delil karartmaya başlandığı, bu deliller tek tek yok edilirken İsmail ile görüşenlere yönelik de tedbir geliştirdiği kanaatindeyiz."
Bu eylemin esas itibarıyla bir yalan tanıklıktan ibaret olmadığını ve dosyanın ana dosyayla birleştirilmesi gerektiğini belirten Yavuz, "Bunun, yalan tanıklık olmayıp, esas itibarıyla eylemin gerçekleştiriliş şekline ilişkin delillerin yok edilmesi amacıyla gerçekleştirilen bir eylem olduğu, bu sanığın ana dosyada yargılanması gerektiği, o dosyayla bu yargılamanın birleştirilerek yargılamanın hukuk açısından CMK'nin açık hükümleri karşısında bir zaruret olduğu inancındayız." diye konuştu.
- "İsmail ile başka biri de görüşmüş olabilir"
Yargılamanın müstakil olarak devam ettiğini ve duruşmanın 4 Mayıs'a bırakıldığını dile getiren Yavuz, açıklamasını şöyle tamamladı:
"Örgütlü yapı tarafından, İsmail'in konuşmasıyla birlikte suikastin delillerinin ortaya çıkacağı paniği ile tedbir alınmaya çalışıldığı, alınan tedbirler içerisinde GPS'nin söküldüğü, 'kurtarıldı, geliyor' açıklamasının yapıldığı, arama kurtarmanın en muhtemel yerinin önlendiği, noktasal koordinat bilindiği halde arama kurtarma ekibine ulaşılmadığı, arama kurtarmanın yanlış yere yönlendirildiği ve dolayısıyla enkaza ulaşılmasının bilerek ve istenerek önlendiği inanç ve kanaatindeyiz. Bu çerçeve içerisinde bu celsede yargılanan sanığın da görüşmelerinin karartıldığı, görüşen kişinin İsmail ile neyi paylaştığına ilişkin, İsmail ile yakın çalışan biri, neyi paylaştığına dair gerçekten bu telefonla sanık mı görüştü, o dahi sabit değil. Başka biri de görüşmüş olabilir. Bu çerçeve içerisinde suç delillerinin dosya kapsamında da yok edilmeye çalışıldığı inanç ve kanaatindeyiz. Hakikat er geç çıkacaktır, Muhsin Yazıcıoğlu suikastinde yer alanların öncesinde, sonrasında olay anında yer alanların hepsinin bir gün muhakkak suretle yargının önüne çıkıp hesap vereceği günleri bekliyoruz."
