Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (Bem-Bir-Sen) tarafından düzenlenen Tefekkür Sohbetleri kapsamında düzenlenen “İslam’da, Türkiye’de ve Batı’da İnsan Hakları Uygulamaları” konulu konferans, Hacı Bayram Veli Camii Eşrefoğlu Rumi Konferans Salonu’nda yapıldı.
Moderatörlüğünü Milat gazetesi Ankara Temsilcisi Serdar Arseven’in yaptığı konferansın konuşmacısı ise AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakcı Kan idi.
Mürsel Turbay: Batılı STK’lar Oluk Oluk Akan Kana Karşı Gözlerini Kapatıyor
Konferansın açış konuşmasını yapan Bem-Bir-Sen Genel Başkanımız Mürsel Turbay, insan hakları kavramının en önemli gündem maddelerinden biri olduğunu belirterek, “Günümüzde insan hakları mücadelesi ağırlıklı olarak sivil toplum kuruluşları eliyle yürütülüyor. Bazı ülke yönetimlerinin politik çıkarları uğruna kana buladıkları dünyamızı kirden ve kokuşmuşluktan arındırmak, bir nevi günah çıkarma babında STK’lar devreye sokuluyor. Bunu özellikle Batı menşeili STK’lar için söylüyorum. Batılı anlamdaki STK’lar, bilmem neredeki nesli tükenmekte olan hayvan ırkının, bilmem neredeki doğa ve çevre kirliliğinin, bilmem neredeki terör gruplarının hak ve hukuklarıyla uğraşırken, oluk oluk kan akan coğrafyalarda yaşanan hak ihlallerine karşı gözlerini kapatmış vaziyetteler. İnsan hak ve hukuku noktasında da tiksindirici bir ikiyüzlülüğe şahit oluyoruz maalesef.” dedi.
Yüce dinimiz İslam’ı bir terör ve barbarlık dini gibi göstermeye gayret edenlere karşı İslam’ın gerçek insan hakları anlayışını birkaç cümleyle özetlemek istediğini söyleyen Genel Başkanımız Mürsel Turbay, şunları söyledi:
“Ne diyor Peygamberimiz (SAV): “Komşusu açken tok yatan bizden değildir”. İnsan haklarını konuşuyorsak eğer, insan hakkını bundan daha iyi anlatabilecek bir kavram var mıdır? “Kendisine yapılmasını istemediği başkalarına yapma, kendin için istediğini diğer insanlar için de iste”. İslam’ın bu hükmü insan hakkı konusunu bu kadar net açıklıyorken, insan hakkı üzerine daha veciz bir sözü kim söyleyebilir ki? “Bir insanı öldürmek, bütün insanlığı öldürmek gibidir” ifadesiyle insana olan değer ve kıymeti İslam’dan başka hangi din ve felsefe bu kadar derinlikli anlatabilir ki? Mübarek dinimizin Rabbimizin yarattığı insana verdiği değer ve kıymet bu kadar açık seçik ortadayken, elin kanlı mahfillerin dinimizi terör dini olarak yansıtması ne acı bir durumdur. Eğer insan hakları mücadelesinde İslam’ın emir ve hükümleri referans alınsaydı, bugün yaşadığımız dünya cennet benzeri bir yer hâline gelebilirdi. Türkiye’nin önemli bir sivil toplum kuruluşu olarak Bem-Bir-Sen ve ICLM, bu alandaki mücadelesini İslam’ın referansları ışığında hayata geçirmeye çabalıyor. Sadece Müslümanları da değil, bütün insanlığı kuşatacak bir insanlık hak ve hukukunun oluşması için sonuna kadar mücadele vermeye devam edeceğiz.”
Serdar Arseven: Bir Zamanın Zalimleri Şimdi Nerede?
Konferanson moderatörlüğünü yapan usta gazeteci Serdar Arseven, Ravza Kavakcı Kan’ı 28 Şubat sürecinde evlerinin baskına uğradığı gün tanıdığını ifade ederek, “Küçük bir kardeşimizdi. Kurt sürüsünün saldırısına uğramış civciv gibiydiler. Zulmün boyutunu anlatabilmek için söylüyorum bunları. Resmen terör saldırısı vardı. Legal görünümlü ancak illegal olanların günahsız insanlara karşı düzenlediği bir terör saldırısıydı. Medya terörü de vardı. Gerçekten çok zor günlerdi. Yıllar sonra Ravza hanımı Amerika’da gördüm. Doktora yapıyordu. Sonra milletvekili oldu. Merve Kavakcı ise büyükelçi şu an. Kader böyle bir şey. Bir zamanın zalimleri şimdi nerede, bir zamanın mazlumları şimdi nerede!” diye konuştu.
Ravza Kavakcı Kan: Türkiye, “Öteki Anlayışı”nı Yıktı!
Bem Bir Sen Tefekkür Sohbetleri’ne konuk olan AK Parti’nin İnsan Hakları’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakcı Kan, ailesiyle birlikte uzun yıllar boyunca “öteki” olarak büyük haksızlıklara maruz bırakıldığını belirterek, Türkiye’nin hak ve özgürlükler alanında büyük mesafeler kat ettiğini ve “öteki” anlayışının yıkıldığını vurguladı. Kan, “Batı, en temel insan hakkı olan yaşama hakkı konusunda bile çifte standartlı.” dedi.
“Türkiye Büyük Mesafe Katetti”
Ravza Kavakcı Kan, “Bugün büyük bir karalama, algı operasyonu ile karşı karşıya bulunan Türkiye’de hak ve özgürlükler alanı, Batı’dakinden çok daha geniştir.” diye konuştu. “Bugün kılık kıyafetinden, düşüncesinden dolayı ayrımcılığa tabi tutulmak gibi bir durum yoktur.” diyen Kan sözlerini sürdürdü: “15 Temmuz darbe girişiminde yaşananlara bugüne kadar hiçbir ülke şahit olmamıştır. Bütün bir milletin varlığına kast eden bir ihanet hareketinin ardından OHAL ilan edilmemesi düşünülemezdi. OHAL, çalışma hayatını, insanların günlük yaşamını etkilememektedir. Türkiye, olağanüstü şartlarda, son derece sağlıklı bir şekilde yürüyüşüne devam etmektedir.”
“Hayal Edilemeyecek Noktalar Geldik”
“Ben, öteki olarak görülen bir ailenin evlâdı olarak büyüdüm.” diyen Kan sözlerini şöyle sürdürdü: “15 senede nereden nereye geldiğimizi çok iyi görmemiz, idrak etmemiz lazım. Türkiye nerelerden geldi bugünlere… Bizler, 12 Eylül 1980 darbesinin akabinde ailece büyük zulümlere uğradık, büyük haksızlıklara uğradık. Alman Dili ve Edebiyatı hocası olan anneme, İslami İlimler’de dekan olan babama büyük haksızlıklar yapıldı. Sonra, ablam Merve Kavakcı’ya yapılan haksızlıkları hepiniz biliyorsunuz. ‘Başını örtmek isteyen Suudi Arabistan’a gitsin!’ zihniyetinin neler yaptığını biliyorsunuz. Rahmetli Erbakan Hocamız, ‘Savunan Adam’ olarak direndi zulme. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Millî Eğitim ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu için hapse gönderildi. İnsanımız kılık kıyafetinden dolayı ayrımcılığa uğradı. Rahmetli Medine Bican ninemiz, kimliğindeki fotoğrafı başörtülü olduğu için tedavi edilmedi, şehit oldu. Bunları yaşadık biz. Ve sonunda bugünlerden geldik çok şükür.”