ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin, aralarında eski alay komutanları Muhsin Kutsi Barış ve Muhammet Tanju Poshor'un da bulunduğu 512 sanıklı davaya devam edildi.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen duruşmada, tutuklu sanıklar Ecir Dede ve İsmail Kutluay Mıhçı, esasa ilişkin savunma yaptı.
Darbe girişiminden önce geçici görevle yurt dışında bulunduğunu söyleyen Ecir Dede, atamasının ardından 13 Temmuz 2016'da Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Lojistik Destek Komutanlığı görevini devraldığını söyledi.
Darbe girişiminden 2 gün önce alay komutanı Barış'ın kendisini çağırıp personel ve envanterin durumunu sorduğunu belirten Dede, alaya yeni atandığı için bilgi veremediğini, gerekli bilgileri toplayıp ertesi gün sunmak üzere makamdan ayrıldığını ifade etti.
Personel ve araç durumuna ilişkin 14 Temmuz'da bilgi defterinden hazırlanan dosya üzerinden Barış'a arzda bulunduğunu öne süren Dede, alay komutanının makama çağırdığı mühimmat ve mal sorumlusu başçavuş Levent Karakılıç'tan da bilgi alıp, birliklerin mühimmat taleplerinin karşılanması emrini verdiğini iddia etti. Ecir Dede, "Aslında bunlar benim bilmem gereken, fakat kışlaya yeni atandığım için bilemediğim konulardı. Bu faaliyet, darbe hazırlığı şeklinde algılanamaz." iddiasında bulundu.
- "Koruma tatbikatını görüştük"
Barış'ın makamında 15 Temmuz sabah saatlerinde birlik komutanlarının da katıldığı bir toplantı yapıldığını dile getiren Dede, toplantıda akşam düzenlenecek koruma tatbikatına ilişkin görüşme yaptıklarını, hangi personelin hangi araçlara bineceği gibi hususların konuşulduğunu ancak intikal planına dair hiçbir konunun gündeme gelmediğini öne sürdü.
Dede, toplantı öncesi ve sonrasında darbeye ilişkin bir söylem olmadığını, birlikte buna dair bir hazırlık görmediğini savunarak, şu iddialarda bulundu:
"Alay komutanının makamındaki toplantıda birlik komutanlarının izin ve vekalet durumlarını görüştük. Burada alay komutanı akşam bir tatbikat yapılacağını söyledi. Her celp ve atama döneminde bu tür tatbikatlar yapılır. Alay komutanı benim de aralarında bulunduğum bir grubu tatbikatın detayları için makamında tuttu. Diğerleri öğlene doğru toplantıdan ayrıldı. Toplantıda tatbikatın detaylarını konuştuk. Şüphelenmemi gerektiren hiçbir husus olmadı. Konuşmaların tamamı alarm ve koruma tatbikatına yönelikti."
Dede, personelin bir kısmını toplantıdan çıkarıp darbe faaliyetini konuştukları yönündeki suçlamayı kabul etmediğini, dışarıya çıkan personelin koruma görevi bulunmayan kişiler olduğunu öne sürdü.
- "Araçlar bilgim dışında hareket etti"
Akşam evine gitmek üzere birliğinden ayrıldığını, sosyal tesislerde karşılaştığı Fedakar Akça ile sohbet ederken tatbikatın başladığı haberini aldığını öne süren Dede, görevinin başına dönüp Araç Sevk Amirliği'nde sorumluluğundaki araçları takip ettiğini, fakat bazı araçların bilgisi dışında kışla dışına çıktığını anlattı.
Dede, ne olduğunu öğrenmek için Barış'ın yanına gittiğini öne sürerek, savunmasını şöyle sürdürdü:
"TRT'ye gidileceği o esnada bilinen bir durum değildi. Araçların çıkışını gördüğüm ana kadar faaliyetlerimin tamamı tatbikata yöneliktir. Araçlar kışla dışına çıkınca alay komutanıyla görüşmek için karargaha gittim. Taş Kapı bölgesinde komutanla karşılaştım. Komutana araçlar nereye gitti diye soruduğumda, 'Genelkurmay'a IŞİD saldırısı var. Bizim personel hazır olduğu için onları gönderdim.' dedi. Barış, nizamiye nöbetçilerini dolaşarak bunları anlatmamı, dışarıya görüntü verilmemesini ve dışarıdan gelenlerin, alay personeli olmayanların birliğe alınmaması emrini verdi, teyakkuzda olmamızı istedi. Ben de nizamiyeleri dolaşarak bu emirleri ilettim."
- "15 Temmuz'un faili değil mağduruyum"
İlerleyen saatlerde neler olduğunu anlamaya çalıştığını savunan Dede, televizyondan Başbakan Binali Yıldırım'ın, "ordu içindeki küçük bir grubun kalkışması" şeklindeki açıklamalarını duyduğunu belirtti.
Dede, gece sağlık problemi yüzünden bayıldığını, darbe girişimine katılmadığını, suçsuz olduğunu savundu.
"15 Temmuz'un faili değil mağduruyum. Tatbikat görevi denilerek iradem dışında sürece dahil edildim. Üstlerimin verdiği hizmete yönelik emirleri yerine getirdim. Askerlik mesleğinde refleks haline gelmiş fiilleri yaptım. Darbeye yönelik hiçbir söylem, ifade ve faaliyetim olmadı." diyen Dede, beraatini istedi.
İsmail Kutluay Mıhçı da tatbikat gerekçesiyle kışlaya çağrıldıklarını, üstlerinin emirlerini yerine getirdiğini, darbe girişimiyle bir ilgisinin bulunmadığını savundu. Hakkında bir delil bulunmadığını, iftiraya uğradığını savunan Mıhçı, "Üzerime atılı suçlamaları kanıtlayan kati ve somut hiçbir delil yok." dedi ve beraatini istedi.
Davaya yarın devam edilecek.