ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kudüs'ün özgürlüğüne kavuşturulması, Filistin halkının saldırılardan korunması için atılacak uluslararası adımlar hususunda her türlü siyasi ve askeri desteği vereceklerini bildirdi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Erdoğan, ismini vermek istemediği Yahudi bir başbakanın kendisine, "Generalliğimde ne zaman ki Filistinlileri öldürüyordum, bana en büyük zevki o veriyor" dediğini anlatarak, "Bunu ziyaretimde Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanına, şahsıma söylüyordu. Bunların cibilliyetinde bu var. Bunlar kan emmekle ancak doyar. Filistin halkına sürekli demokrasiyi ve meşru hak arama yollarını tavsiye edenler, diplomasi alanındaki mücadelelerinde Filistinlileri hep yalnız bırakarak riyakarlıklarını ortaya koymuşlardır. Bunlar zaten terörden gelmişlerdir, hepsi terör içerisinde yetişmişlerdir." diye konuştu.
İsrail'in 2008'den itibaren Gazze ve diğer Filistin hedeflerine yönelik saldırılarının uluslararası alanda yeterli karşılığı bulamadığına işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Ülkemizden Filistin'e yardım için giden bir uluslararası yardım organizasyonuna da uluslararası sularda saldıran İsrail, hukuk tanımazlığını burada bir kez daha göstermiştir. Ya bunlar yavruları öldürecek kadar katil. Yavru, yavru... 5 yaşında 6 yaşındaki yavruları öldürecek kadar bunlar katil. Kadınları yerlerde süründürerek öldürecek kadar katil. Yaşlı insanları öldürecek kadar katil. Bunların eşi benzeri yok ve aynı suda maalesef beslenenler de bunları destekliyor. İsrail'in 2016 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin işgal altındaki Filistin topraklarında bulunan yasa dışı yerleşimleri hemen durdurması kararını tanımadığını açıklaması bile bu haydut devlete, bu terörist devlete karşı etkin tedbirler alınmasını sağlayamamıştır."
ABD'nin ve bazı ülkelerin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdıklarını ilan etmelerini hatırlatan Erdoğan, "Bu, katil devletin kan dökme iştahını artırmıştır. Üstelik bu korsan adımla 1967 antlaşmasının temelini teşkil eden bağımsız Filistin devletinin başkentinin Doğu Kudüs olacağı hükmü de fiilen uygulanamaz hale gelmiştir. İsrail'in artık her ramazan ayında tekrarlamayı alışkanlık haline getirdiği saldırıları ve katliamları 2021 yılında da özellikle bu Ramazan Bayramı'nı hepimize zehir etmiştir." ifadelerini kullandı.
- "Terör devleti İsrail"
Erdoğan, İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarına ilişkin, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bir yandan Kudüs'ün mahremiyetine el uzatan, diğer yandan Gazze'deki sivilleri insafsızca bombalayan, içinde medya gruplarının olduğu devasa bir binayı da bombalayarak yerle bir edenler işte bu terör devleti İsrail'dir. İsrail kendini savunan Filistinlilerin direnişlerini zulmüne bahane etmekten de geri durmuyor. İsrail bombalayarak, kurşunlayarak ve araçlarla üzerinden geçerek katlettiği onlarca masum çocuğu, yüzlerce masum sivilin evlerini yıktı. Sürekli taciz ederek göçe zorladığı on binlerce Filistinli aileyi görmezden gelenler Tel-Aviv'e atılan füzeleri öne sürerek insanlığın vicdanını gölgelemeye çalışmaktadır.
Kaç tane roket atmışlar? Attıkları roketlerle acaba yok olan nedir? Bir de bunu açıklayın ya ama siz orantısız güç kullanıyorsunuz ve siz savaş uçaklarınızla birlikte Gazze'ye bomba yağdırıyorsunuz. Acaba Gazze'nin savaş uçakları var mı? Yok. Sizde sayısızca. Onlarla vuruyorsunuz. Kiminle neyi aldatacaksınız? Ben şu anda Ankara'dan tüm dünyaya bunu seslenmek istiyorum, bunu hatırlatmak istiyorum, Filistinli çocukların bombalarla ölmesiyle ilgilenmeyenler, İsrailli çocukların füze seslerinden korkması karşısında dehşete kapılabilmektedir. Şu hale bak. Halbuki çocuklar öldürülürken değil, uyutulurken sessiz kalınmalıdır."
- "Trajediye arkasını dönen"
Kadınları, yaşlıları ve sivilleri öldürenlerin değil, koruyanların takdir edilmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, "Kendi ülkelerinde patlayan bir bomba için binlerce kilometre ötede taş üstünde taş bırakmayanlar, Filistinlilerin onurlarını ve evlerini koruma çabasını teröristlik olarak rahatlıkla tanımlayabiliyor. Filistin'de yaşanan trajediye arkasını dönen veya açıkça destek olanlar aslında yarın kendi başlarına gelecek felaketlerin tohumlarını ektiklerini unutmamalıdır." şeklinde konuştu.
"Şu anda buradan Avrupa'ya sesleniyorum, yeri geldiği zaman dost olarak bize hitap edenlere sesleniyorum. Şu anda onlara bir şeyi hatırlatıyorum." ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Başbakanlık binasına İsrail bayrağı çeken Avusturya devletini telin ediyorum, böyle bir resmi makama bir terör devletinin bayrağını çekmek terörle izdüşümü bir hayat yaşamak demektir. Avusturya devleti herhalde soykırıma tabi tuttukları Yahudilerin faturasını Müslümanlara ödetmeye çalışıyor. Aynı şekilde İsrail'in Kudüs'te ve Gazze'de yaptıklarına destek veren diğer ülkeler de çocuk katillerinin günahlarına ortak olmak suretiyle tarihe ve insanlığa karşı işledikleri bu suçun karasıyla anılacaklardır."
Erdoğan, 1967 sınırları temelinde başkenti Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin devletinin kurulması için her platformda çaba göstermeyi sürdüreceklerini belirterek, "Esasen gelinen noktada artık Kudüs konusunda ayrı bir düzenlemeye ihtiyaç olduğuna inanıyoruz. Müslümanların, Yahudilerin ve Hıristiyanların vazgeçilmez dini sembollerini bünyesinde barındıran Kudüs'ün kalıcı bir barışa ve huzura kavuşması için herkesin fedakarlık yapması gerekiyor." dedi.
- "Harekete geçmeye çağırıyoruz"
Papa Fransuva ile bugün telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Şu teklifi yapıyoruz, Kudüs'ün üç dinin temsilcilerinden oluşan bir komisyon tarafından yönetilmesi, günümüz şartlarında en doğru ve tutarlı yol olacaktır. Aksi takdirde bu kadim şehirde kalıcı barışı sağlamak kolay ve mümkün görünmüyor. İsrail güvenlik güçlerinin bu korumadaki Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya yönelik her saldırısı fitili ateşlenen bir bomba etkisi yapmaktadır. Dünya tarihi Kudüs'te ateşlenen bombaların yol açtığı devasa çatışmaların, yıkımların ve oluk oluk akan kanların örnekleriyle doludur. Bu tehdidin önüne geçmenin mevcut durumdaki en hızlı ve etkin yolu Kudüs'ü teklif ettiğimiz şekilde yeni bir yönetim statüsüne kavuşturmaktır. Birleşmiş Milletleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyini, kuruluş amaçlarından biri de bu olan İslam İşbirliği Teşkilatını ve diğer tüm uluslararası kuruluşları bir an önce ve etkin şekilde Kudüs ve Filistinli mazlumlar için harekete geçmeye çağırıyoruz."
Erdoğan, perşembe günü Türkiye'nin girişimleri ile toplanacak olan Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda sorunun çözümüne yönelik kayda değer bir adım atılmasını temenni ettiklerini söyledi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da katılacağı bu toplantıyı önemsediklerini bildiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"İsrail'in bombaları ve kurşunları altında öldürülen, evleri başlarına yıkılan ve yurtlarından atılmaya çalışılan insanlara, hiç değilse denizlerdeki balıklar, göklerdeki kuşlar ve ormanlardaki ağaçlar kadar hassasiyet gösterilmesini bekliyoruz. Kudüs'ün özgürlüğüne kavuşturulması ve Filistin halkının saldırılardan korunması için atılacak uluslararası adımlar hususunda ihtiyaç duyulacak her türlü siyasi ve askeri desteği vereceğimizi bir kez daha buradan ilan ediyoruz. Son olarak diyorum ki bu millet de bizimdir, bu ümmet de bizimdir, bu insanlık da bizimdir. Biz medeniyetimizden ve ecdadımızdan tevarüs ettiğimiz mirasa uygun şekilde bunların hepsini de kucaklayarak kendimiz ve kardeşlerimiz için en doğrusunu, en hayırlısını ve en güzelini yapmayı sürdüreceğiz. İnsanlıktan nasibini almamışların, ümmet bilincine sahip olmayanların, mensubu bulundukları milletin değerlerine düşmanlık besleyenlerin eninde ve sonunda hak ettikleri zillet çukuruna yuvarlanacaklarından şüphe duymuyoruz."
(Bitti)