ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, salgının etkilerini azaltmak amacıyla aldıkları önlemler kapsamında kurumlar vergisinin bu yıl yüzde 25, gelecek yıl yüzde 23, 2023'ten itibaren de yüzde 20 olarak uygulanacağını bildirdi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, "ülkemizde gelir vergileri yüksek, sigorta primleri yüksek, dolaylı vergilerde dünya şampiyonuyuz" iddialarını hatırlatarak, bunların gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Erdoğan, mahalli idare gelirleri ve sosyal güvenlik primleri dahil dolaysız vergi gelirlerinin, toplam vergi gelirlerine oranını yüzde 53'ten yüzde 61'e çıkardıklarını belirterek, "Aynı dönemde dolaylı vergilerin payını yüzde 47'den yüzde 39'a düşürdük. Yunanistan, Macaristan, Portekiz, Estonya ve Şili gibi ülkelerde dolaylı vergi geliri oranları çok daha yüksektir." dedi.
"Dünyanın en yüksek vergilerini uyguladıkları, buna rağmen vergi geliri üretemediklerine" ilişkin eleştiriler yapıldığına işaret eden Erdoğan, Türkiye'de uygulanan vergi oranlarının OECD ülkelerindekilerle kıyaslandığında bu eleştirilerin de doğru olmadığının görüleceğini söyledi.
Erdoğan, daha önce gelir vergisine ilişkin en düşük vergi oranının yüzde 22 olarak uygulandığını hatırlatarak, "Biz bu oranı yüzde 15'e düşürdük. Gelir vergisine ilişkin en yüksek vergi oranını da yüzde 49,5'ten yüzde 40'a indirdik. Böylece gelir vergileri açısından OECD ortalamalarına epeyce yaklaştık. Salgının etkilerini azaltmak amacıyla aldığımız önlemler kapsamında kurumlar vergisini bu yıl yüzde 25, gelecek yıl yüzde 23 olarak uygulayacağız. Bu oranlar da OECD ortalamalarına yakındır. Kurumlar vergisi oranını 2023'ten itibaren de yüzde 20 seviyesine indiriyoruz." diye konuştu.
Göreve geldiklerinde kurumlar vergisi oranının yüzde 33 olduğunu anımsatan Erdoğan, "Kaldı ki bugün ülkemizdeki belli bölgelerde üretimi desteklemek amacıyla yatırımcılarımızın kurumlar vergisi oranı yüzde 2'ye, imalat faaliyetlerinde ise 0'a kadar iniyor." bilgisini paylaştı.
Erdoğan, Katma Değer Vergisi (KDV) oranlarına da değinerek, "Tüm işlemlerde KDV oranının yüzde 18 olduğunu varsaydığımızda, OECD ülkeleri arasında KDV oranı en düşük ikinci ülkeyiz. Hepinizin de bildiği gibi biz sosyal amaçlarla yüzde 8 ve yüzde 1 şeklinde iki indirimli oran daha uyguluyoruz. Bunları da dikkate alırsak ortalama KDV oranımız yüzde 14'e geriliyor. Bu durumda KDV oranları açısından OECD ülkeleri arasında en düşük orana sahip ülke oluyoruz." ifadelerini kullandı.
- "Kamu gelirlerinin yaklaşık yüzde 84'ü vergi gelirlerinden toplanıyor"
"Türkiye'nin vergi geliri üretemediğini" söyleyenleri eleştiren Erdoğan, "Bu ülkede kamu gelirlerinin yaklaşık yüzde 84'ü vergi gelirlerinden toplanıyor." dedi.
Erdoğan, bütçeyi 2021'de 922 milyar lira vergi toplamak üzere hazırladıklarını ifade ederek, Hazine ve Maliye Bakanlığınca yıl sonunda vergi gelirlerinin 1 trilyon 51 milyona çıkacağının hesaplandığını kaydetti.
Bütçe harcamalarının yüzde 72'sini vergi gelirlerinden karşıladıklarını aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:
"Gördüğünüz gibi ülkemiz çalışıyor, üretiyor, istihdam ediyor, ihracat yapıyor ve büyüyor. Sağladığımız istisna ve muafiyetlere rağmen vergi gelirlerimizi de sürekli artırıyoruz. Kayıt dışılığın azaltılması ve vatandaşlarımıza vergiyle ilgili hizmetlerin daha hızlı ulaştırılabilmesi için çok önemli reformları hayata geçirdik. Bu kapsamda Gelir İdaresi Başkanlığımızı 2005 yılında yeniden yapılandırdık. Bugün 81 ilde 1050 vergi dairesinde hizmet sunan Gelir İdaresi Başkanlığı işlemlerinin neredeyse tamamını elektronik ortamda yapıyor."
- "Dijital vergi asistan sistemini devreye alıyoruz"
Erdoğan, kurdukları elektronik beyanname sistemi sayesinde yılda 150 milyon beyannamenin elektronik ortamda işlem gördüğünü dile getirerek, "Birçok gelişmiş ülkenin vergi idarelerinde dahi böyle bir performans yoktur. Bakanlıklar, bankalar ve Sosyal Güvenlik Kurumu gibi sayısı 100'ü aşan farklı kaynaktan bilgi alan Gelir İdaremiz bu verileri işleyerek vergi inceleme çalışmalarında kullanıyor. Reform programımız kapsamında elektronik tebligat, elektronik inceleme, elektronik tutanak ve elektronik raporu da içeren dijital vergi denetimi sistemini geliştirerek vergi inceleme sürelerini kısaltacağız. Mükellef memnuniyeti ve hizmet kalitemizi artırmak adına yapay zeka kullanımını içeren dijital vergi asistan sistemini de devreye alıyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yandan vatandaşa her türlü avantajı sunarken diğer yandan kamu gelirleri için sağlıklı ve sürdürülebilir bir zemin oluşturduklarını dile getirdi.
- "Bir anda ortaya çıkabilen arz sıkıntılarına hızlı şekilde müdahale edilmesi şart"
Önlerindeki en önemli sorunlardan birinin yüksek enflasyon olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Geçmişte hem enflasyonu aşağıya çekmeyi hem de büyümeyi aynı anda gerçekleştirme başarısını gösterdik. Şimdi çok daha iyisini yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Yüksek enflasyonla mücadele takım oyununu gerektiriyor. Merkez Bankamız bu sorunu çözmekte kararlı bir yaklaşıma sahiptir. Sadece Merkez Bankasının gayretiyle bu mücadele kazanılamaz. Enflasyona yol açan yapısal sorunların çözümüne de güçlü bir şekilde odaklanmamız gerekiyor. Bu anlayışla enflasyon ataletini ortadan kaldırmak ve arz şoklarını daha etkili yönetmek için Fiyat İstikrarı Komitesini hayata geçirdik. Salgın dönemi de göstermiştir ki bir anda ortaya çıkabilen arz sıkıntılarına hızlı şekilde müdahale edilmesi şarttır. Aksi takdirde ülkede yaşayan her bir insanın mağduriyetine yol açan tablolarla karşılaşmamız kaçınılmaz hale gelmektedir. Bu komite vasıtasıyla fiyat istikrarını etkileyen yapısal sorunlara hızlı, etkin ve sonuç odaklı çözümler geliştirmeyi planlıyoruz."
- "Türk lirasını desteklemek amacıyla ilgili kurumlarımız gerekli adımları atıyor"
Erdoğan, Türkiye'nin bir diğer önemli avantajının, bankacılık sektörünün güçlü ve sağlam görünümünü korumaya devam etmesi olduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türk lirasını desteklemek amacıyla ilgili kurumlarımız gerekli adımları atıyor. Reel sektörümüz de döviz açık pozisyonunu azaltıyor. Geçtiğimiz yıl döviz tevdiat hesaplarında görülen artış trendi yılbaşından itibaren çözülme yönlü değişti. Bu süreci desteklemek için Türk lirası cinsi varlıkların cazibesini artıracak uygulamalar geliştiriyoruz. Şu gerçeğin unutulmaması şarttır: Güçlü bir ekonomi için bankacılık sektörü kaynakları, doğru projelere yatırım olarak aktarılmalıdır. Bu da ancak kredi tahsis süreçlerinin yatırım odaklı hale getirilmesi ile mümkündür. Finansman sağlarken üretilecek katma değer, kazanılacak rekabet avantajı ve oluşacak istihdam kapasitesi mutlaka dikkate alınmalıdır. Yalnızca teminata bakılarak verilen kredilerin ekonomimize istenen katkıyı sağlamadığını görüyoruz. Tüketimi teşvik eden, cari açığı artıran ve tasarruf düzeyini düşüren finansman faaliyetlerinin azaltılması gerekiyor. Bu kapsamda gereken önlemleri aldık, almaya devam ediyoruz."
(Sürecek)