ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilime ilişkin, "'Ukrayna'dan vazgeç' deseniz vazgeçemeyiz, çünkü ülkemizin buradaki çıkarları çok ileri derecede. 'Rusya'dan vazgeç' deseniz ondan da vazgeçemeyiz, çünkü onunla da şu anda gerçekten ileri derecede birlikteliklerimiz var. Bizim derdimiz, öyle bir adım atalım ki hiçbirinden vazgeçmeden bu işi inşallah çözelim." dedi.
Erdoğan, Afrika ziyareti dönüşü uçakta gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Ukrayna ve Rusya arasındaki gerilim hatırlatılarak, Türkiye'nin bu iki ülke arasındaki net tavrının kimden yana olacağının sorulması üzerine Erdoğan, "İkisinden de vazgeçmemiz mümkün değil." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin, Rusya ile siyasi, askeri ve ekonomik ilişkileri bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ukrayna ile de aynı şekilde siyasi, askeri, ekonomik ilişkilerimiz var. 'Ukrayna'dan vazgeç' deseniz vazgeçemeyiz, çünkü ülkemizin buradaki çıkarları çok ileri derecede. 'Rusya'dan vazgeç' deseniz ondan da vazgeçemeyiz, çünkü onunla da şu anda gerçekten ileri derecede birlikteliklerimiz var. Bizim derdimiz öyle bir adım atalım ki hiçbirinden vazgeçmeden bu işi inşallah çözelim. Bunun için de ekibimizle, heyetimizle görüşmelerimizi yapacağız. Onun için NATO Liderler Zirvesi'ni çok önemsiyorum. Burada bütün liderlerin ne düşündüklerini göreceğiz. Ondan sonra da biz kendi içimizde arkadaşlarımızla çalışmamızı yapacağız."
Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmesini, NATO Zirvesi'nin öncesinde mi sonrasında mı yapacağına yönelik soru üzerine Erdoğan, "NATO Liderler Zirvesi, bizim için bu noktada isabetli olur. O görüşmeyi de ondan sonra yapmak çok daha hayırlı olur." yanıtını verdi.
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile yaptığı görüşme ve içeriğine yönelik soruyu da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Almanya-Türkiye ikili ilişkileri noktasında Sayın Steinmeier ile birkaç ay önce bir telefon görüşmemiz olmuştu ama doğrusu uzun zamandır, yani 3 yıldır diyebilirim, yüz yüze görüşme yapamamıştık." bilgisini paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu telefon görüşmesinden sonra bu ziyaret bir vesile oldu. Burada yaptığımız görüşmede Türkiye-Almanya münasebetlerinde savunma sanayisinden ekonomik ilişkilerimize varıncaya kadar birçok konuyu ele aldık. Mülteciler meselesini de yine Sayın Steinmeier ile görüşme fırsatımız oldu. Malum, mülteciler konusunda Almanya Avrupa'da başı çeken ülkelerden bir tanesi. Bunun yanında tabii ağırlıklı olarak Rusya-Ukrayna konusu gündemimize geldi. Bundan sonraki süreçte de daha sık bir araya gelme konusunda birbirimize bir sözümüz oldu. İnşallah Almanya-Türkiye ilişkilerinde çok daha farklı bir sürecin içerisine gireriz.
Tabii Sayın Steinmeier ile görüşmede özellikle İsrail Cumhurbaşkanı Sayın Herzog'un Türkiye ziyaretini de konuştuk. Sayın Herzog'un Türkiye ziyaretiyle Türkiye-İsrail arasında yeni bir dönem başlayacak. Sayın Steinmeier de bundan memnuniyet duyduğunu ve bunun isabetli bir adım olduğunu ifade etti. Körfez'deki gelişmeleri ve özellikle Birleşik Arap Emirlikleri'ne yaptığımız ziyareti de kendisiyle paylaştık. Bunun da Körfez'e yeni bir heyecan getirebileceğini konuştuk."
- Ermenistan ile ilişkiler
Türkiye - Ermenistan arasındaki normalleşme adımları anımsatılarak, "Bu konuda görüşmelerden beklentileriniz nelerdir? Bunu öğrenmek isteriz. Bir de en önemlisi aslında Azerbaycan bu denklemin neresinde durmakta?" sorusu üzerine Erdoğan, Steinmeier ile yaptığı görüşmede bu konunun da gündeme geldiğini bildirdi.
"Biliyorsunuz, ben zaten Ermenistan'ın atacağı olumlu adımlara aynı şekilde karşılık vereceğimizi söylemiştim" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Barış, istikrar ve refaha ihtiyacı var bu bölgenin. Bu anlayışla ülkemiz ile Ermenistan arasında da bir normalleşme süreci başlatmak için samimi bir çaba içine girdik. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham (Aliyev) kardeşim de bunu faydalı buluyor. Ermenistan'ın da bizimle normalleşme yönünde sergilediği iradeden memnunuz. Bu süreci yürütmek için karşılıklı olarak Özel Temsilciler atadık ve 14 Ocak'ta Moskova'da ilk görüşmeyi yaptılar. 24 Şubat'ta da bu defa Viyana'da bir araya gelecekler. Ermenistan'ın, sınırların açılması ve diplomatik ilişkilerin kurulması gibi bazı somut beklentilerinin olduğunu da biliyoruz. Ermenistan eğer şu anda Özel Temsilcilerle başlayan süreci devam ettirmekte kararlı olursa bizim için kapıların kapalı kalması diye bir şey söz konusu olmaz. Beşeri münasebetlerin güçlenmesi için aramızdaki doğrudan uçuşların yeniden başlaması kararını da aldık. Tarifesiz uçuşlar İstanbul-Erivan arasında bu ay başında açıldı. Ermenistan'dan da olumlu yaklaşımın devamını bekliyoruz. 6'lı Platform oluşturmak suretiyle de Türkiye-Ermenistan arasındaki bu sıkıntıları aşalım demiştik. Biz bu platformu açmaktan yanayız. Tabii tüm bunlar bir boşlukta olmuyor.
Bu manada Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri ile Türkiye-Ermenistan normalleşme süreci birbirini destekleyerek ilerleyebilir. Keza, bölgesel iş birliği fikrimiz de bu ikili süreçleri destekleyecek ve bu ikili süreçlerden beslenecek. Herkesin bu tarihi fırsatı iyi kullanmak için yapıcı davranması lazım. Biz tüm bu süreçleri, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Azerbaycan ile yakın eş güdüm içinde yürütmeye devam edeceğiz."
- "S-400'ler hakkında polemik yaratılmaya çalışıldığını görüyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, Almanya Gıda ve Tarım Bakanı Cem Özdemir ile yaptığı görüşmeye, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin gösterdiği tepkinin sorulması üzerine, "Tabii ben Cumhur İttifakı'nın güçlü bir ortağı olan Devlet Bey'in bu tavrı sebebiyle Allah kendilerinden razı olsun derim. Cumhur İttifakı için inşallah 2023 çok daha güçlü neticelenecektir." yanıtını verdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "S-400'lerin niye alındığını bilmiyorum, kime karşı kullanacağımız da açıklanmadı" şeklinde ifadeleri de sorulan Erdoğan, "Belirsizlik ve tehditlerin hiç azalmadığı bir bölgede Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi ihtiyacı kapsamında tedarik edilen S-400'ler hakkında polemik yaratılmaya çalışıldığını görüyoruz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Öncelikle akıldan çıkarılmaması, iyi idrak edilmesi gereken en önemli husus şu; savunma ve güvenlik konusu günlük siyasetin dışında tutulması gereken, 84 milyonun tamamını, yani ülkemizin bekasını ilgilendiren bir konudur. Özellikle bugün yaşadığımız Rusya-Ukrayna krizi bu silahların gerekliliğini yeniden ortaya koyuyor. 'S-400 neden alınmış'. O kadar açıklandı, sebepleriyle, sonuçlarıyla, süreciyle kamuoyu bilgilendirildi. Buna rağmen, böyle ifadeler kullanmak, bölgemizde olup bitenlerden, dünyadan bihaber olmanın bir sonucu. Yaşadığımız coğrafya itibarıyla taktik balistik füzeler, seyir füzeleri, uçak, helikopter, İHA'ları önleyebilecek kabiliyette sistem ihtiyaçları bir zorunluluk. S-400'ün bir savunma silah sistemi olduğu ve bu silah sisteminin tedarikinin bir tercih değil, zorunluluk olarak ortaya çıktığı devamlı olarak her seviyede vurgulandı. Milli Savunma Bakanımız da açık ve şeffaf bir şekilde herkese söyledi, 'Herhangi bir saldırı, tehdit olmazsa kimseye zararı olmayan bir sistem bu. Önceliğimiz ülkemizin, 84 milyonun güvenliği. Müttefiklerimizin vermediğini Rusya'dan temin ettiğimiz bir sistem.'"
Tedarik sürecine ilişkin değerlendirmede de bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi ihtiyacını karşılamak üzere yapılan birçok girişime rağmen NATO üyesi ülkelerden bu sistemleri tedarik edemediklerini hatırlattı.
Erdoğan, konuyla ilgili şunları kaydetti:
"Tedarik sürecinde 'Biz pazar değil ortağız' anlayışıyla sistemi sadece satın alma değil yatırım, teknoloji transferi, ortak geliştirme üzerinde duruldu ve maliyet, teslim süresi dahil tüm faktörler göz önüne alındı. Bu sistem, NATO Komuta Kontrol sistemleri ve NATO'ya entegre milli sistemlere entegre edilmeksizin, müstakil olarak yalnızca Türk personel tarafından kullanılacak. Sistemde Rus personel görev almayacak. 'Nerede kullanılacak?' sorusunun cevabı gayet net; kim füzeyle ülkemize saldırırsa orda kullanılacak. Bir de 'S-400'ler hangarda bekliyor' deniyor. S-400'ler nerede beklemesi gerekiyorsa orda bekliyor. Tabii gizli konular bunlar. İhtiyaç duyulması halinde, bu sistemin kullanılmasına yönelik tüm hazırlıkların yapıldığını ve sürecin olması gerektiği şekilde ilerlediğini biliyoruz. Bu hususta da gereken açıklamalar yapıldı. Sonuç olarak; ülkemizin bekasını ilgilendiren hususlarda herkesi daha dikkatli olmaya, tarafsız olmaya ve milli menfaatler kapsamında konuyu ele almaya davet ediyorum."
ABD ile devam eden F-35 ve F-16 müzakerelerindeki son duruma ilişkin soruyu "O süreç devam ediyor" şeklinde yanıtlayan Erdoğan, şu bilgileri paylaştı:
"Gerek Milli Savunma Bakanım gerek diğer görevli olan askeri erkan, üst kademe yöneticiler, Amerikalı muhataplarıyla görüşmeleri devam ettiriyorlar. Şu ana kadar görüşmeler olumlu istikamette yürüyor. İnşallah bittiği anda da zaten gereği yapılacaktır. Burada çerçevemiz şu, 'Ya bize bu uçaklarımızı verin ya da elimizdeki F-16'ların bakım onarımlarını yapmak, bunun dışında F-16'ların bir üst segmentini vermek suretiyle hesaplaşmaları yapıp yolumuza devam edelim.'"
(Bitti)