ANKARA (AA) - Türkiye'de tarım sezonuna rastlayan 5 aylık dönemde (ekim-şubat) yağışlar uzun yıllar ortalaması (1991-2020) olan 313 milimetrenin altında kalsa da geçen yılın (su/tarım yılı) aynı dönemine göre yüzde 36 arttı.
AA muhabirinin, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün "2021-2022 Su Yılı 5 Aylık Alansal Kümülatif Yağış Raporu" verilerinden derlediği bilgilere göre, 2022 su/tarım yılının ilk 5 aylık döneminde 309,1 milimetre, 2021 su/tarım yılının aynı döneminde ise 227,8 milimetre yağış düştü.
Buna göre, Türkiye'de 2022 su/tarım yılı yağışları, uzun yıllar ortalamasını gerisinde kalırken, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36 artış gösterdi.
Beş aylık kümülatif yağışlarda Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri normallerinin altında yağış alırken, en fazla azalma yüzde 42 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde gerçekleşti.
"Her bölge istenilen düzeyde yağış almadı"İstanbul Aydın Üniversitesi Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı ve Meteoroloji Uzmanı Dr. Güven Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mart ayında Marmara ve Karadeniz Bölgesinin iyi yağış aldığını, İç Anadolu'nun büyük kısmı ve Konya Ovası'nda istenilen düzeyde yağış olmadığını söyledi.
Özdemir, "Ülke geneline bakıldığında, bu yıl yağış geçen yıllara göre çok iyi. Bu durum barajların doluluğuna da yansıyor. Bölgeler açısından bakıldığında her bölge aynı şekilde, istenilen düzeyde yağış almadı. Marmara Bölgesi, geçen yıla göre iyi yağış aldı ama Trakya, Kırklareli, Tekirdağ Bölgesi de gerekli yağışı alamadı. Marmara'nın İstanbul tarafı, Doğu Marmara gerekli yağışı bu kış alırken, İzmir, Muğla, Batı Akdeniz ve sahil kesimleri yeterli yağış alamadı." dedi.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde de tarım için istenilen yağışın gerçekleşmediğini belirten Özdemir, "Ülke genelinde nisan ve mayıs ayı yağışlı geçmezse maalesef kurak bir döneme giriyoruz gibi görünüyor. Bahar mevsiminde çölden gelen yükselici hava hareketleri ile sıcaklıklar görülecek, yağış olmazsa işimiz kötü." diye konuştu.
"Suyu idareli kullanmalıyız"İstanbul'da barajların dolduğunu ancak taşma riskinin olmadığını anlatan Özdemir, 860 milyon metreküp kapasiteli barajlarda bugün 730 milyon metreküp suyun olduğunu söyledi.
Dr. Özdemir, ülkenin en fazla nüfusa sahip kenti İstanbul başta olmak üzere Türkiye genelinde bugün için susuzluk riskinin olmadığını fakat dikkat edilmezse kuraklıkla riskiyle karşı karşıya kalınabileceğini aktardı.
Özdemir, "İstanbul'un su harcaması çok fazla. 20 milyon civarında nüfus ve 5 milyona yakın araç var. Suyu idareli kullanmalıyız, yoksa su hızlı tükenir. Barajların etrafında yerleşim yerleri çoğaldı, ağaç azaldı. Kuraklığın her şartta devam ettiğini bilmemiz, bunun önlemini vatandaş olarak almamız ve suyu idareli kullanmamız lazım. Yağmur suyunu biriktirmeliyiz. Çatıdan akan bir damla suyu harcamamalı, su sarnıçları, depolarda biriktirmeli ve bu suları günlük ihtiyaçlarımızda, bahçelerde, araç yıkamada kullanmalıyız. Bu da bize baraj rezervi gibi olacak." ifadelerini kullandı.
Eskiden İstanbul'da evlerde su sarnıcı ve bahçelerinde kuyu olduğunu, çatıdan akan suların sarnıca dolduğunu ve bununla bahçede sebze meyve yetiştirildiğini dile getiren Özdemir, suyun idareli kullanılmasına yönelik şu önerilerde bulundu:
"Yeşil su, yeşil enerjiyi hayata geçirmemiz lazım. Büyük rezidans, yeni binalar ve eski apartmanlarda su sarnıçlarının olmasını şart koşmamız lazım. Yeşil alanlara yağan suyun geçirgenliğini artırarak, altına bir depo yapmamız lazım ki, o suyu bile kullanalım. Su stresimiz, su kıtlığı var. Örneğin, İstanbul'da bir insanın 1000 metreküp suya ihtiyacı var. 20 milyon nüfuslu İstanbul'da, 2,8 milyon metreküp su harcanıyor. Bu kullanım da yaz gelince artacaktır. Türkiye'de şu an susuzluk riski yok. Bu kış, diğer yıllara bakıldığında yağışlı geçti ama çok su harcıyoruz. Tarım alanlarında içme suyunu kullanıyoruz. 6 yeraltı barajı yapıldı, bunu çok idareli kullanmalıyız. Tarımda artık damla sulama yapmalıyız."
Türkiye'de su/tarım yılı yağışları, her sene 1 Ekim'den başlanarak, 30 Eylül'e kadar 12 ay boyunca Meteoroloji Genel Müdürlüğünce takip edilerek hesaplanıyor.
Muhabir: Yasemin Kalyoncuoğlu